bir grup cilgin ve de asi genç issiz bir yere kamp yapmaya giderken, yolda rastladiklari garip birinin oraya giden bir daha dönmedi demesi ve gençlerin gülerek uzaklasmasi. *
başrol karakterinin çok güzel ve abuk subuk yerlerden gelen çıt pıt seslerine bile aldırmadan (ki muhtemelen en yakın arkadaşları öldürülmeye başlamıştır teker teker) kendini tehlikenin içine atacak kadar cesaretli olması.
rojadroitin de belirttiği gibi musluk klişedir. hele modern, eca ya da artema* değilse, eski tip okul tuvaleti musluğu gibi musluksa korkacan argadaş. az sonra o musluktan kan akacak*. korku filmindesin, baykuşu, perdeleri, gözlüğü, yaşlı kadını, bebek bakıcısını geçtin diyelim, o sırada karşına musluk çıktı. sakın ama sakın yüzünü yıkamayı deneme. çünki kan gelir. olmadı kafanı kaldırır yahaletle karşılaşırsın. hatta duşa da girme, küvetteyken de gelince baştan aşşağı kan içinde kalınıyor, çok fena. suya sabuna dokunmamalı korku filminde. gamlı baykuş gibi gezmeli.
korku filmlerinin en büyük klişesi salak insanları bünyesinde barındırmasıdır.bir yerden ses gelir,ona giderler bunlar. canavardır, beni öldürürdür ,umrunda değildir. merakı g.t korkusunun önüne geçer, filmin esas oğlanı ya da kızı değilse, orada geberir gider.filmin başında zaten bu mallara sinyal verir sahneler.insan takip eder değil mi ama?
cep telefonu. elde cep telefonu varsa filmin daha başında, o karakter ecinnilere karışmıştır çoğu kez. postmodern hayaletler cinler periler cepten aramaya başladılar son dönem korku filmlerinde. görünmeyen numaradan arayıp böö derler. eskiden ev telefonundan arayıp öleceksin derlerdi, geliştiler. benim internet kullanan doğa üstü arkadaşım var*.
bu cep telefonu klişesinin diğer versiyonu da daha film başlamadan önce ölen kişinin telefonunu muhafaza eden kişinin başına gelenlerdir. hayalet kendi cebini arar, çekmecede kapalı duran telefon çalmaya başlar arayan daha önce ölen kişidir, kazada her şey yanmıştır, telefon sağlam. ya da adam suda boğulmuştur ama bu telefon hala çalabilmektedir. ölen adamın cep telefonu çalıyorsa kahramanımızın başına musallat olacak demektir.
karıncalı tv. gayet normal çalışan bir televizyon bir anda karıncalanırsa bu hayra delalet etmez. birazdan daha önce çekilmiş olan bir açıklama sahnesi oynama başlar o ekranda. ya da o televizyonu seyreden kişi kendini görür ekranda. ya yakınlarında kamera vardır, ya daha önce kendisini kaydetmişlerdir bir yerlerde ya da ki en kötüsü yazarken elim titredi, öleceği sahneyi falan görür.
özellikle seri katiller sever televizyonu kullanmayı korkutmak için. bir de günlük niyetine kullanırlar bunu.
tv karıncalanırsa terasa kaçın.
bebek bakıcısı. her kim ki bebeğini bir gerilim filminde bakıcıya emanet eder, bebeğini son kez koklasın. çünkü o bebek bakıcıları;
- 90-60-90 dan daha iyi bir fiziğe sahiplerdir.
- her seksi gibi onların da sevgilisi vardır.
- o sevgili sağlam ayakkabı değildir.
- gece muhakkak ki o eve gelecektir.
ya da;
- sevgili yoksa taş seven seri katil vardır.
- o da o eve gelecek.
bu durumda
- o eve illaki birileri gelecek.
- %50 ihtimalle kız sevişecek.
sevişirse;
- sevişirken eve katil gelecek.
- kız da bebek de mort.
sevişmezse;
- kız tv seyrederken eve katil gelecek.
- kız da bebek de mort.
en basit konulu bir filmde* bile en iyi ihtimalle bebek bakıcısının sevgilisinin haraç kaçırdığı mahallenin mafyası evi basıcak.
baykuş. ormanlı gerilim korku filmlerinde kötü olaydan hemen önce baykuş öter. ortam sevişgenleri de ürkek bakışlarla sokulurlar sevgililerine, gülüşürler bir de. dalga geçerler bir nevi, hani korku filmlerinde olur ya hep. tam kamp ateşine odaklanırlar, o anda eksilirler.
yazık lan baykuşa. ötmesin mi garip?
baykuş- anam anam oralarda bi katil var, şimdi ötmiim ben en iyisi. ne olsa benden bilecekler
ani hareket. iyi adam kötü adamı vurur. lakin daha önce de defalarca belirttiğim üzre iyi adam safçadır biraz. film boyunca ölmeyen kötü adamın tek kurşunla ya da tek kürek darbesiyle öleceğine kanaat getirir. emin olmaya çalışmaz, zafer sarhoşluğuna kapılıp bıdı bıdı konuşup filmi özet geçer. o sırada yerde yatan kötü adamın dibine kadar girer ve beden dili ile şunu der farketmeden; ben seni öldüremedim gel sen benim böğrüme sapla o bıçağı. tam yanından geçerken kötü adam elini uzatır iyi ve salak adamın ayak bileğini kavrar, hobaaa başa sarar bütün kavga dövüş sahnesi.
bu bazen de daha farklı gerçekleşir. adam öldü diye odada bırakırlar bunu, yorgun ama mutlu bi şekilde bitiş jeneriğine izin verircesine mekanı terketmeye dururlar ki; kötü adam fena bir ses efekti ile açar gözünü. hep yaparlar bunu filmlerde ben hep zıplarım.
bazı sahnelerin klişeleşmesinde Alfred Hitchcockın büyük payı vardır..en bilindik,en eskilerden biri olması nedeniyle yeni korku film çeken kişilerin ondan ilham almayıp çektiğini söyleyemeyiz..
gerilim müziği doruk noktasına vardığı sırada, herkes elemanın ödü bokuna karışacak diye beklerken gerilim müziği aniden biter. herkes tam bir ohh çekerken birden bıçaklı adam ortaya çıkar, bu sefer izleyenlerin ödü bokuna karışır.
yani gerilim müzüğü verip bişi yapmazlar, müzik yokken korkuturlar. ama yapmayın bunu. yemiyoruz artık.
kurban tabana kuvvet kaçar katil sakin sakin yürür ne hikmetse yinede kurbanı yakalamayı başarır. yeter ulan yıllarca bi nesli sinir ettiniz hala akıllanmadınız.
yaşlı kadın. bir yerde yaşlı bir kadın varsa, bakıma muhtaçsa, hele körse kaç. hayır gelmez o kocakarıdan kaç. ama kahramanımız kaçmasın, baksın ona, iyi davransın, uyaranları dinlemesin o acınası yaşlı kadın da bunun ebesini... yaşlı kadın da bunun feci şekilde ölümüne neden olsun. (gözler mavi olursa tercih sebebidir)
kapı dürbünü. kahramanımız tırssın bi odaya ya da eve kapatsın kendini. kapı kitli olsun biri açmaya çalışsın, ya da ses gelsin dışardan. bu salak da merak etsin kim var orda diye (belki evim evim güzel evim ekibidir gelen). kapıdaki dürbünden dışarı baksın, bir el ateş sesi. kahraman sağ gözden vurulsun. ölsün. kendisine tanrıdan rahmet, sevenlerine baş sağlığı dilerim.