korku filmi izlememe nedenim olan klişelerdir. konu yok bişey yok yıllardır aynı saçmalıklar.
-kovalama sahnesinde kurban kaçmaya çalışırken araba bir türlü çalışmaz.
-boğuşma sahnelerinde yine kurban sapığa bir şeyle vurup sersemletir sonra yine kaçmaya başlar.(ulan düşürmüşken gebertsen ya)
-yine bu gerizekalı kurban sürekli kuytu yerlere doğru kaçar.
arabaların kapsının hep anahtarla açılması yahu arkadaş bir kurbanın arabasında da merkezi kilit olsun ama yok işte. kapıyı açana kadar perişan oluyor zavallı kızlar.
- geçmişinde mütemadiyen mezbaha olarak kullanılmış, yıllardır kapalı olan ve kimsenin girmeye cesaret edemediği ; kamp, dağ evi, otel, hotel, pansiyon vs vs vs gibi yerlere giden biz çılgınız uçanla kaçan kurtulur mantığında olan son sınıf ya da yeni mezun kolej öğrencilerini yolda uyaran ve oraya gitmeyin evlat orası uğursuz diyen yaşlı bir adam.
- bu gözünü seks hırsı bürümüş grubun içinde adeta meryem ana gibi parlayan, fazilet timsali ve en başta olabildiğince çirkin olan ama üzerine arkadaşlarının kanları, beyinleri ve bilimum organları yapışınca buna orantılı salgılanan adrenalinle gittikçe güzelleşen bir hatun.
-eğer filmdeki baş kötümüz maddi bir varlığa sahip değilse; kahramanların rüyalarında gördükleri ya da ortada bir görünüp bir kaybolan sinir bir şekilde şarkı söyleyip oyun oynayan beyaz elbiseli küçük kız güruhu.
-hiç beklemediğiniz kasabanın, okulun ,ülkenin ve de kainatın en iyi kişisinin katil olması.
-esas kızın, katilin kızı, kızkardeşi, torunu ya da birinci dereceden akrabası olması ve sırf bu yüzden kurban olarak seçilmesi.
-lanetli mekanı potansiyel sevişme mekanı olarak kullanıp, ortam dekoru olan genç çiftler.
-küfelik olmuş olan ve karşısındaki kişi muhteşem baş kötümüz olduğu halde bunu idrak edemeyip onunla dalga geçen zavallı öğrenci.
-ve son olarak filmin başlarında katlanan yatakta belini kırma, yavaş yavaş derisini yüzme vs gibi gayet yaratıcı şekillerde öldürülmüş olan kurbanlar.
müzik kutusu sesi, bebek ağlama sesi, boş salıncağın sallanması, tabeladan gelen gıcırtı sesi, gece dışarıdaki ağaçların odanın duvarında yaratık görüntüsü oluşturması, kamerayla olayları çeken dangalağın ilk ölmesi, silahla yaratık öldüren salak kahramanın tabancayı yere fırlatıp kaçması...
ölmek için ölüme bir adım daha yaklaşmak için farkında olmadan yapılan action lar ve küçük hatalardır. neden osmanın arkasından gidiyorsun ki arkadaş demi. işin garibi osman da kayboluyo sonra. *
zenci adamın yaratıklar çıkmadan önce arkadaşlarının kuruntu yaptıgını düşünüp lanet olsun dostum o bodrum da birsey yok diyerek bodruma dalması ve can vermesi üzerine esas korkunun başlaması.
hatun kişilerin korkudan çıkardıkları ses, aynı inlerken çıkartılan seslerden biri olması. sanarsın ki hatun zevkten inim inim inliyor. ulan nasıl korkuyorsunuz.
Her şeyi hisseden ama sakalı olmadığı için kimseye inandıramayan, filmin etrafında döndüğü,bir çocuk vardır muhakkak.
Okulda arka sırada oturur, millet ders dinlerken o bir şeyler çizer, sonra hoca bir soru sorar ve öğrencilerinden yanıtlamasını ister.
Her şeyin malum olduğu çocuk öyle br yanıt verir ki, hoca nasıl toparlayacağını bilemez.
korkunun tavan yaptığı sahnelerden önce, "bakın, biz rahatız! Koyun götüne, rahvan gitsin, aaa..." havasındaki seks veya öpüşme sahneleri. babayaro* ortaya çıktığında, izleyicinin beklentileri de boşa çıkmamış olacak böylece.