kopya çekmek tasvip edilmesi mümkün olmayan bir olaydır öncelikle onu belirteyim.
illa ki çekilecekse en iyi teknik olan hiçbir teknik kullanmama tekniği kullanılabilir. biraz daha açayım isterseniz. kopya çekmek doğal bir şeymiş gibi yaklaşacaksınız olaya. yoksa böyle teknikler, taktikler falan derken fazla üstüne düşerseniz sınav anında bu heyecanlanmanıza ve vücudunuzun biyolojik tepkiler*vermesine sebebp olacaktır. bu yüzden en geçerli metod özürlü gibi alta kitabı açıp, şakur şukur sayfa çevirerek rahat bir şekilde kopya çekmektir. ben bunu çok yaşadım zamanında biz, yöntemdi, taktikti uğraşıp yakalanırken, alenen kopya çeken arkadaşlar sittin sene yakalanmıyordu.
o halde altın kural olağan dışı, öğretmenin dikkatini çekebilecek davranışlardan kaçınmak.
bir de bir yanılgı vardır. "arka sıralarda oturan öğrenci kopyanın gözüne vurur" diye. kısmen doğrudur bu. fakat benim bildiğim sınıflarda en arka sıralarda genelde haylaz, kopya çekmeye en yatkın, sınıfın azılıları oturur. böyle olunca da nasıl bir teknik direktör rakip takımın gole yakın oyuncularına adam markajı uygulatıyorsa hoca da arka sıralarda oturan öğrencilere "ulan bu ibneler kopya çekicek ama nahh çektiririm" düşüncesiyle hareket edip kopya çekmenize imkan vermeyebilir. "kopya çekicez oğlum" diye girip bir bok yiyemeden sınavı tamamlarsınız. üstelik hoca, sınav boyunca sadece sizin tepenizde dikildiğinden sınıfın diğer elemanları harıl harıl kopya çekecektir. muhtemelen mallar gibi bütün sınıfın notlarını coşturduğu bir sınavdan sıfıra yakınsayan bir not alıp göt olduğunuzla kalacaksınız.
böyle durumlarda çözüm hocanın karakterinde gizlidir. hemen başınızda durduğu diğer sınavları düşünüp nabza göre şerbet vermelisiniz. gerektiğinde orta sıralarda hatta ve hatta en önde bile oturmayı bilmelisiniz.
tabi yukarıdaki saydıklarım adı çıkmamış bir öğrenci için geçerlidir. adınız kopyacı şerefize çıktı mı yandınız. nereye oturursanız oturun, hangi tekniği kullanırsanız kullanın mimlenmişsinizdir bir kere. cimbomlu arif gibi
yalancı çobana dönmüşsünüzdür artık haklı penaltılarınız bile verilmez. namuslu bir öğrenci olmaya karar verip, kopyayı bıraksanız bile aslanlar gibi çalışıp aldığınız yüksek notlardan kıllanmalar olacak, bu da hocanın kanaatini olumsuz yönde etkileyecektir.
en iyisi başta da söylediğim gibi hiç bulaşmamaktır. bulaştıysan da çaktırmamak... taktik, maktik bunlar işin hikaye kısmı.
coğrafya sınavında hoca harita üzerinde madenleri soracaktır.bunu bilen meksikaliyarimekmek sırasını türkiye haritası olarak hayal eder ve harita üzerinden bakarak madenleri şifreli biçimde yerlerine yerleştirir.söz gelimi; demir madenini belli etmek için sıranın orta kısmının biraz sağına (haritada sivas dolaylarına) bir "fe" yazar.bu yöntemle yaklaşık 10 tane maden yerleştirilir.hiç çalışılmamış sınavdan 80 almanın gururu yaşanır.
akabinde tahtanın başka bir köşesine saçma sapan bir tasarımla 0'dan 9!a kadar bütün rakamlar yazılır.
kendi başına kopya çekmeye muktedir olan karizmatik öğrenci ile her derse muktedir olan inek öğrenci ise en arka sıraya oturtulur. bu ikisi işbirliği içinde ellerindeki lazer pointer ile tahtaya dokunmakta;
1.d, 2.c, 3.a, 4.b misali kopyaları vermektedirler. pointerın ucunu kaçıran, yanındaki arkadaşından yardım alır.
tabi böyle komplike tekniklerde hocanın konumu, yönü ve perspektifine göre ani manevralar yapmaya da hazır olunmalıdır.*
Boş bir kağıt sınav esnasında yere atılır. Gözetmen kağıttan şüphelenip yanınıza gelir. Sonra kağıtta bir şey olmadığını görür. Siz de benden haksız yere şüphelendiniz bakışı atarsınız. Gözetmende psikolojik bir baskı unsuru oluşur böylece. Hareket rahatlığı sağlar. Bundan sonraki hamleleri daha rahat gerçekleştirirsiniz. Sizden fazla şüphelenen olmaz. Kopyayla fakülteyi bitiren bir elemandan dinlemişimdir.
takriben bir 5- 6 sene once sinifin caliskan (!) larindan ve de - halla halla ne hikmetse (!) - sinavlardan yuksek alan bir arkadasimca bol bol, hemen hemen her derste uygulanan bir uygulamasi olan eylemdir,
zira, sinavdan ya bir ders ya da iki ders once, kitaptan onemli olarak buldugu tanimlari yazdigi kagitlari, fotokopiciye gidip de, saglak oldugu icin sol koluna oturacak sekilde ufalttiriyor, teneffuste de, bir guzel koluna bantliyor, sinav zamaninda da, dersligin en kosesine yumuluyordu, bizler de, sinav zamani kendisini kestigimizde, genelde basinin sol kolunun uzerinde oldugunu goruyorduk. ama, kendisi bir de kizil sacli, ve beyaz tenli oldugu icin, hocaya yakalanma modundaki durumlarda o bicim yamuluyordu, hatta 11. siniftaki bir cografya dersinde hocamiz kendisini yakalamaya ramak olayina girmisti de, kardesimizin de yuzu kirmizinin her tonuna girmisti.. * ne mi oldu, adam catir catir cekti kopyayi, nisan sonu, mayis ayinda havalar isindi mi bizler kisa tisortlerle gelmemize ragmen, kendisi her daim, uzerine saatini cikardigi beyaz gomlekle gelirdi, ve o yil ortalamasini da 5.00 getirdi.
okula 2.gün elinde zımparayla gelir öğrenci kişisi. başlar sırayı zımparalamaya. amaç bellidir. kopya çekmek. bugünün işini yarına bırakmaz. diğer arkadaşları anlamaz ne yaptığını. ama o bilinçlidir.
sınav sabahı gelir herkes sıraya zorla yazı yazmaya çalışırken o rahat rahat rotring kalemiyle yazar sıraya ufak ufak işledikleri yerleri.
sınav sonrası sırayı zımparalayan öğrenci zımparalamayanların "yazdıklarımı okuyamadım" sözlerine gülüp geçer. bir seneyi daha kopya çekerek geçer.
eğer hastaysanız ve sürekli burnunuz akıyorsa selpak mendile kopya yazmak çok işe yarar.ben tarafından kanıtlanmıştır.hastalığım geçmesine rağmen teknik çok işe yaradığından yazılılar bitene kadar hasta numarası yaptım.
bence en kaliteli kopya çekme yontemi cep telefonu ile
şoyle ki:
elinizde n serisi bir telefon olsun kopyayı da word dosyasına yazarak telefona atın, daha sonra sınıfta bunu acın ve sıranın altına bırakın, sınav kağıtları dağıtıldıktan sonra bacak bacak üstüne atın, telefonu ıkı bacak arasına bırakın ve bakıp yazmaya devam edin, bunu yaparken hocalara fazla bakmamanız önerilir.
not: yakalanmadım şuana kdar aama yakalanan olursa da kız arkadaşınızdan sabah sınava girmeden 'beni ara'diye mesaj atmasını soyleyın. olur ki yakalnırsanız geçerli bir nedenınız olsun.
mp3 çalarımızın ses kayıt özelliği varsa ne aladır öncelikle. yazılı olunacak ders eğer sözel bir ders ise önemli görülen noktaların altı çizilir. eğer sayısal ise belirli formüller bir kağıda yazılır. öncelikle sessiz, kayıt yapılabilecek bir ortama geçilir. ardından mp3 çalarımızın ses kayıt özelliği ayarlanır ve kayıt başlar. kayıt esnasında ses tonunuzu iyi ayarlamanız gerekmektedir. iyi ayarlanan ses tonu ve tane tane söylenen kelimeler size yazılıda yardımcı olacaktır emin olun.
kayıt işlemi tamamlandıktan sonra mp3 çalarımızın yerleştirilmesine gelmiştir sıra. lisedeki arkadaşlarımız için ceket ceplerimizin herhangi bir tanesine yerleştirdiğimiz mp3 çaların kulaklığını ceketimizin yaka kısmından dolandırmak kaydıyla kulağa yerleştirilir. hele bir de duvar kenarında oturuyorsanız mükemmel olacaktır. hocanın görme ihtimali sizin şüpheli haraketler yapmamanız şartıyla sıfıra düşecektir. emin olun on soruluk bir sınavda en az beş soru garantidir. saygılarımla.
cep telefonunun mesajlar bölümüne sınav öncesi kaydedilen gerekli bilgiler rahatlıkla kopyalanmaktadır.* ilgililere duyurulur. peki kopya güzel bir şey midir ? hayır tabiki değildir.
efenim ,lisedeyken bu yöntem arkadaslar arasında çok tutuluyordu ama ne yalan ben hiç denemedim.Zaten kopyadan da hiç hazzetmem .Soyleki;
hazirlanışı:
*kopya sınavdan bir akşam once itina ile hazirlanır.
*sınav gunu kopya kagıdı rulo yapılarak bir ucundan sıranın altına yapıştırılır.
kullanılışı:
*hoca size bakmaz iken sıra altındaki rulo halinde katlı duran kopya bir ucundan çekilerek kopya aktarımı baslatılır.
*kopya islemi bittikten sonra kopya kagıdı serbest bırakılır. o kendiliğinden kıvrılarak rulo seklini alir ve islem tamamlanır.
afiyet olsun.
edit:
not dikkat vs:bazı kişler tarafından bu yontem denemiş ve kagıdın çok ses çıkarttıgına dair şikayetler gelmiştir.Şikayetlere cevap veriyorum: 1. kalite hamur kagıt kullanacaksın kopyada. madem kopya çekiyorsun bari kaliteli olsun.
efendim öncelikle bu yöntemin sınıfça yapılacağını ve bütün sınıfın yüksek puan alacağını garanti ederek başlıyorum cümlelerime... tabi ki gerekli şartlar uygunsa...
-analog saat (bütün öğrencilerde olacak ve saniyesi saniyesine aynı olacak)
-çoktan seçmeli sınav kağıdı
-inek bir öğrenci (her sınıfta en az bir tane bulunacağından sorun olmaz sanırım)
bazen teknikten ziyade şanstır. üniversitede her daim sınav salonu olarak kullanılan teknik resim salonuna erken girilemediği için sağa sola kopya yazılamamaktadır. bunun nedeni eski mezunların erkenden girip yazdığı kopyalar olarak gösterilmektedir.
söz konusu sınava otobüse yetişememekten ötürü geç kalınmıştır, arka sıralar kapılmıştır. dolayısı ile "yeni gelenler öndeki boşlukları doldursun" lafını işitirsiniz.
sınav soruları gelir, hem geç kalmanın adrenalini, hem öne oturmanın ve hiç kopya hazırlayamamanın güvensizliği vardır. teknik çizim masasının köşesine göz ilişir, geçmiş dönemden kalma, sorulara "cuk" oturan kopyalar parlamaktadır. sınav kağıdı parlıyor diye perde kapattırılır, ders geçilir... nefis.
sticker denilen yapışkanlı kağıtlara bilgisayardan çıktı haline alarak, sıranın üzerine yapıştırılmasıyla gerçekleşebilecek tekniktir. sıranın üzerine yazarak zaman kaybetmezsiniz, kopyanız her daim yanınızdadır.
kullanmasanda sınav için özel büyük, geniş bir kalemkutu alınır. kalemkutunun içine sağlı sollu gerekli bilgiler yazılır. ama içinede kalem uç silgi konulur. sınavda * kalem değiştirir gibi yapıp ya da silgi alır gibi yaparak yazılanlara bakılır. birde hesap makinesinin kapak kısmına yazılır ama dikkatli olup kapağı açık bir şekilde masada bırakmamak lazım
faber kastel uç kutusu alınır. içindeki uçlar özenle boşaltılır. uç kutusunun arka kısmındaki kağıdı yırtılır. bir gece önceden uç kutusunun ebatlarında kestiğimiz kağıt parçası, çeşitli ezber bilgilerle 0.5 kalem vasıtasıyla ezenerek bezenerek inci gibi işlenir. işlediğimiz kağıt uç kutusunun içine kıvırmadan sokulur. sınav saati sınav kağıdının yanına uç kutusu alınır. kafa bile oynatmaya gerek duyulmadan sadece gözler oynatılarak yüksek not alıncaya kadar işlem tekrarlanır. gelmiş geçmiş en güvenilir yöntem budur. hocalar sıraların üstünde yazılanları kontrol ederken masum bir uç kutusundan kimse şüphelenmez. genelde bu işi kızlar daha iyi becerir. erkekler dana gibi yazarlar o yüzden uç kutuları yetmez.
afiyet olsun.
Yaz sıranın üstüne bitsin gitsin bu kadar kasmanın alemi ne , bizim hocalarımız henüz CSI:NY,MIAMI ekibi gibi çalışmıyorlar.
Yok tavana yaz , yok çatala yaz gerek yok kardeşim.
üniversite de profesyonelleştiğim konudur.sınavdan bir gece önce oturup bilgisayarda tüm notları not defterine gecirip cep telefonumu atarım ya da ikinci bir yol birini ayarlarım mesajla kopya çekerim.dokunmatik telefonda pek bir rahat oluyor.
