çok az sayıda bulunan istisnaları hariç, alayı din taciri ferisilerdir. mürai oldukları kesindir. aralarında bol bol münafık da bulunur.
bir örneği nihat doğan'dır. diğer örnekler herkesin malumu...
dikkat edin, bunlar tanrıyı anmak için "allah celle celallühu", "allah'u teala zü'l celal hazretleri", "yüce allah", "alemlerin rabbi" ve hatta "rabbimiz" gibi daha münasebetli sözler dururken habire "rabbim" derler. yani "rab" kelimesine birinci tekil şahıs iyelik eki eklerler... yani birinci çoğul şahıs iyelik eki bile kendilerini kesmez... aklı fikri şahsi kazancında olan kişi allah'ı bile kimseyle paylaşmak istemez. bu sebeple "rabbimiz" diyemez, "rabbim" der...
dikkat ederseniz bu tür ifadeleri, kendilerinin ne kadar yüce, ne kadar allah'a yakın kişiler olduğunu anlatmaya, yolsuzluklarını, hırsızlıklarını, münasebetsiz söz ve tutumlarını savunmaya, kendilerine yapılan haklı eleştirileri savuşturmaya çalışırken daha da sık kullanırlar. sebep?
sebebi şudur: dertleri kendilerine kulak veren malların bilinçaltlarında, kendilerinin allah'ın hısmı, yakını, amcaoğlu filan olduğu izlenimi yaratmaktır. samimi ama saf müslüman, kendisi allah'ın adını anarken olabildiği kadar çekingenlik, saygı ve tevazu gösterirken, hele ki kendi pis işlerine allah'ı şahit göstermekten hepten çekinirken, bunların hiç çekinmeden, ağızlarını doldura doldura, tam bir kendine güvenle ve de arsızca "rabbim, rabbim..." demesinden etkilenir, bilincinde veya bilinçaltında bunların allah'a kendilerinden daha yakın olduğu ve de "rablerinden"(!) destekli olarak anlatmaya çalıştığı konuda haklı olduğu fikri oluşur.
işte din taciri yobazlar, böyle şerefsiz, madrabaz, inandıklarını iddia ettikleri dine bile saygısız şarlatanlardır.