bugün

hangi konsolosluğa bile geldiğini bilmeyen insanlarla uğraşırsan,sende suratsız olursun,hatta sinir hastası olursun dedirten durum.
bizzat yaşanmıştır,aktarıyorm;
her halinden yurt dışına kaçmak için uğraştığı belli olan elemanın biri fransız konsolosluğuna gelir,çalışmak için gideceğini söyler ama geldiği konsolosluğun fransa olduğunu sonra öğrenir,tepkiside burası almanya değilmi ya olur.hayır fransa dediğinde de göstermiş olduğu tepki dahada ilginçtir,
-haaa,fransamı,hmm,e olur ya,fransada olur,ordada çalışırız.
şimdi bu durumda konsoloslukta görevli olsan,surat asmak bi yana,katil olursun.Allah sabır versin
hem bizim topraklarda ekmek yesinler, hemde bizim vatanımızın bagrından kopan anadolu cocuklarına surat yapsınlar. (bkz: Oh ne ala mualla) *
finlandiya konsoloslugu ıcın gecerlı olmayan durum.. *
(bkz: konsolosluk çalışanlarının konsoldan farksız olması)
anavatan hasreti çekipde gidemeyen ve türkiyede görev yapan görevlinin türklerin oralara gitme talebini gördükçe kıskançlıklarını gizlemek için takındıkları yüz ifadesi
suratsız oldukları kesindir ama özellikle amerikan konsolosluğunda çalışanların mülakat sırasında görüştükleri kişilerin yalan söyleyip söylemediklerine dair çok ciddi bir eğitim aldıklarını, tazecik deneyimlerime dayanarak belirtmek isterim.

çok basit ve önemsiz bir konuda bile, yalan söylendiğini "şak" efektleri eşliğinde yakalarlar ve üstüne üstüne giderler ki, en hazır cevap insandan bile soğuk terler boşalır.

(bkz: 5 yıllık f1 vizesi almak)