bugün

"Komünizm, Türk Dünyası'nın en büyük tehlikesidir. Her görüldüğü yerde ezilmelidir."
M.Kemal Atatürk
(Faruk Şükrü Yersel, Eskişehir Gazetesi, 1926)
ülkü ocaklarında anlatılana göre herkesin aynı maaş aldığı yönetim biçimidir. gerçekte ise herkes aynı maaşı almaz. ücret farkları küçük olur. misal, kapitalist sistemde fabrika müdürü ortalama 3000 ytl alırken işçi 500-750 arası aylık alır. komünizmde ise müdür 1500 ytl, işçi 1000 ytl alır. bu sistemin en büyük eksisi dini inkar etmesidir. halbuki hem ilahi dinler, hem komünizm her insan eşittir der. maalesef komünizm, materyalizm denen güçlünün zayıfı ezmesini savunan bir sistemle yürütüle gelmiştir pekte alakası olmadığı halde. komünizm ve materyalizm bana göre birbirinin zıttı olması gereken kavramlardır. bir düşünün komünizmle yönetilen bir ülkedeki işçi bloklarının bir köşesinde bir cami,kilise olsaydı komünizm daha güzel olmazmıydı. işte kominizmin varlığını sürdürememesinin nedeni dinleri reddetmesidir. bu durum
böyle ülkelerde başa geçen şahısların heryere heykellerini diktirerek kendini ilahlaştırması sonucunu doğurmuştur.
milliyetçi geçinip de türkçe yazı yazmasını dâhi bilmeyenlerin anlamakta, algılamakta güçlük çekeceği bir sistemdir. evet, ütopya.
ve bazı faşizan duyguların açığa çıkarılmasından dolayı midesi bulanan bazı sosyal demokratların -mesela benim- hakkında övücü sözler söylemekten kendilerini alamadıkları sistem.
(bkz: sövmeyi sever bazı ipneler)
hayattındaki komunizm anlayışı ülkü ocaklarındaki yemininden ibaret olan dangalakların suçladığı görüştür. Bölücülükten bahseden angutlara sınırsız dünyayı nasıl anlatmak zor ise komunizmi anlatmakta zordur. Eşitlikten bahsedersiniz adamın sığ beyni şundan bahseder...

-eee madenci ile bilgisayar mühendisi nasıl eşit olacak?

ah sığ beyinli can kuzum benim sen yaşamında bunu anlayamadıysan ben sana daha ne anlatayım...
karlmarx ın söylediği insanlığın kapitalizm(sermaye odaklı) toplumundan sonra ulaşacağı toplum tipidir..
bu mesajımda burada toptan bir komünizm tahlili yapmaya yeltenmeyeceğim,kimileri okuyupta diyebilirler ki sen komünizm hakkında ne biliyorsun ki? haklılar da akımlara hayatlarını adayan kimi enayilerin safsatalarıdır bunlar.inanmışlığın kör kuyusundan bakarken tek gördükleri dir güneş bilmezlerki bu inanmışlığın körkuyusunda ona ulaşmayı hayal dahi etmek isteyemezler ama..
normal ihtimallerde sosyolojik bir öngörü olmasına rağmen kimi toplumlar ve insanlar bu sürece alelacele dahil olmak istemişler ve bence toplumun doğal gelişimini sekteye uğratmışlardır..
bence komünal eşitlikçi toplumların bir gün kendiliğinden var olacağı öngörüsüne olan inanıştır kömünal toplumun var oluşunun önündeki en büyük engel..

günümüzde de gördüğümüz gibi karlmarxın yaşadığı dönemdeki sert çalışma koşulları sona ermiş ve otomasyon sistemine geçilmiştir karl marx ın öngördüğü gibi sendikalar kurulmuş,sivil toplum örgütleri kurulmuş haklar alınıp verilmeye başlanmıştır,hatta şu anda ki tüm devletlerin katı yada değil sosyalist-kapitalist devlet uygulamasıyla yönetildiğini söyleyebiliriz..
hali hazırda zaten bir şeyler olmaktadır..

post modern komünistlerin inandığı gibi bu gelişimin önünde ne bir ırkçılık engeli vardır , ne kapitalizm vardır.. insanlığın doğal sürecinin önünde,insanlığın kültür oluşturabilme kapasitesinin önünde dağlar,nehirler,kıtalar,gezegenler,hatta yakın zamanda zamanın kendisi duramayacakken insanlığı geçmişte yapılmış öngörülerle(bu aklınızdan geçen insanı idealize etmeye çalışan her hangi kalıp olabilir) yönlendirmeye çalışmak ,insanlığın gelişimine set çekmek kanımca en büyük cehalet ve ahlaksızlıktır..

tabiiki bu çatışmaya ihtiyaç vardır ama ben kerşımda duran çaydanlığın varlığından bile şüphe ederken bu kadar insanı olgulara saplanıp kalmak ,bu kadar şüphesizce kalıplar yaratan çeşitli yollara baş koymak anlayamadığım en büyük şeydir..
ya koyunsundur ,ya çoban.
belki zaman zaman koyun,
zaman zaman çoban.
dünyada yaşayan her insanı çobanlaştırma fikrini anlayamayanların bu fikre özünde inanmayanların dünyasıdır bu tip akımlar..
dünyada her insanın eşit şartlarda yaşayabileceğini iddia eden ideoloji.

teoride mantıklı gelir ama pratikte pek uygulanamaz çünkü insanlar yapısı gereği bencildir. bu sistemin uygulanmaya çalışıldığı en önemli ülke sovyetler birliğidir. sovyetlerde yaşanan komunizim deneyi hakkında bence türkiye'deki en önemli kaynak volga kızıl akarken adlı kitaptır. bu kitabın yazarı lenin ve stalin döneminde sovyetlerde yaşanan değişime tanık olmuş ve bir çok kişinin haberdar olmadığı olayları anlatır. herkesin günde bir kilo ekmek alma hakkı olduğu bunun haricinde başka bir şey alamadığı. çok düşük bir maaşla devletin emrinde çalıştığı , özel mülklerin tamamına el konulduğu , rejim karşıtı olan binlerce insanın yok olup gittiği bir dönemi akıcı bir dille anlatmakta. eşitliği ve özgürlüğü vaat eden sistem insanların üzerinde baskı kuran bir diktatörlük haline gelmiştir. bencilleşen sovyet yöneticileri kişisel menfaatleri uğruna yaptıklarıyla komünizmin gerçekleşmesi zor bir sistem olduğunu göstermişlerdir.

(bkz: volga kızıl akarken)
1.dünya savaşı nda rusya da çarlık rejimini yıkan komünistlerin savunduğu akımdır.kendi için değil devlet için çalışma esastır.rusya da komünizmin iktidar olması türkiye açısından olumlu bir durumdur.zira kurtuluş mücadelemizde kapitalist olan itilaf devletlerine karşı bize silah para vs.. yardımlar yapmıştır.rusya da ancak 1980 lere kadar sürdürülebilen akımdır.günümüzde tam bir kapalı kutu olan çin'de ve bütün ambargolara rağmen küba'da da hala devam etmektedir.
stalin başaramayınca stalinizm olarak kalmıştır. "komünizm" olanı hala ütopyadır. başarılıncaya kadar, deneyip yanılanların isimlerinin yanına koyulan bir "-izm" den ibaret kalacaktır. başarıldığı takdirde ise komünizm olacaktır.
fransız ihtilaliyle başlayıp bolşeviklerin üzerinden eserek her ülkenin üzerinden mutlaka geçip kokusunu bırakacak olan çiçek kokulu bir rüzgardır *
öyle güçlü bir rüzgardır ki, kırım'daki birini sibirya'ya savurabilir. kimi zaman bulunduğu yerde hortum çıkarabilmektedir.

teoride desen zehir gibi, pratik dersen sallanmakta.
insanın yaradılıştan gelen özellikleri gereğince * pratikte yaşanması imkansız gibi gelen sistemdir.*
ironiktir ki, içinde bulunduğumuz çağı tahlil edersek kurmak istediği düzeni(sınıfsız+sınırsız toplum) bir kaç yüzyıl içinde kapitalizmin kuracağı ihtimalinin hayli yüksek olduğu görüş. nano devrim tamamlandığında ve "beyaz adam" gariban ulusları ezip kendi kurduğu düzene entegre ettiğinde adını hatırlayanların(tıpkı milliyetçilik, dinler hatta ve hatta kapitalizmin kendisi gibi-ki bu sonuncusu uzun vadede) pek kalmayacağı görüş ayrıca.

(bkz: enformasyon devrimi)
(bkz: nano devrim)
(bkz: dark age of technology)
(bkz: insanların üretim bandında üretilmesi)
(bkz: brave new world)
(bkz: aldous huxley)
(bkz: the ultimate dystopia)
(bkz: cyberpunk)
(bkz: oh my ford!)**
(bkz: 80lerin sonunda 90ların başında çocuk olmak)

eğer yukarıdaki durum söz konusu olmasaydı ve 90ların başı gençlik yıllarıma denk gelseydi hakkın rahmetine kavuşmasından 40 gün sonra mevlidini okutmayı isterdim dediğim sistem. sahipsiz bırakılmıştır komunizm, mevlidi bile okunmamıştır. durum böyleyken yalnızca sanalda savunulacak hale düşürülmüştür. ideolojik mastürbasyon olmuştur birden bire.

geç olsun da güç olmasın diyor,mevlide geçiyoruz.(başlangıcıyla yetiniyoruz)

Allah adın zikredelim evvela
Vacib oldur cümle işte her kula

Allah adın her kim ol evvel ana
Her işi âsan ede Allah ana

Allah adı olsa her işin önü
Hergiz ebter olmaya anın sonu

Bir kez Allah dese aşkile lisan
Dökülür cümle günah misli hazan

ism-i pâkin pâk olur zikreyleyen
Her murada erişir Allah diyen

Aşk ile gel imdi Allah diyelim
Derd ile göz yaş ile ah edelim

Birdir ol birliğine şek yokdurur
Gerçi yanlış söyleyenler çokdurur

Cümle alem yoğiken ol var idi
Yaradılmıştan gani cebbar idi

Var iken ol yok idi ins-ü melek
Arş-ü ferş-ü ay-ü gün hem nüh felek

Sun´ile bunları ol var eyledi
Birliğine cümle ikrar eyledi

Kudretin izhar edip hem ol celil
Birliğine bunları kıldı delil

Ol dedi bir kerre var oldu cihan
Olma derse mahvolur ol dem heman

Bari ne hacet kılavuz sözü çok
Birdir Allah andan artık ilah yok

Haşredek ger denilirse bu kelam
Nice haşrola bu olmaya temam

Pes Muhammeddir bu varliğa sebeb
Sıdkile anın rızasın kıl taleb

Ger dilersiz bulasız oddan necat
Aşkile derdile edin es-salat
bir kapitalizm değillemesidir!
proudhon'un mülkiyet hırsızlıktır sözüyle peki$tirilebilecek, temelde insanların e$itliğini isteyen ideolojidir. türkiye'de ise, hakkında hiçbir $ey okumamı$ insanların bok atma tahtasıdır.
hristiyanlığın gayriresmi çocuğudur. babası da yahudiliktir.
utopyadır. uygulanan komunizm adı altında sosyalizmdir.
yarin dudağından başka herşey ortaktır.*
insanı yöneten duyguları göz ardı etmiş sistemdir. o yüzden kağıt üstünde mükemmeldir, anlatımda kulağa hoş gelir ama uygulamada çelişkiler başlar. çünkü bu sistemin ana fikrini baltalayan insanoğlunun hükme arzusu, sahip olma arzusu, ve benzeri duygularıdır.
tüm sözlükler genel klasmanında hakkında girilen entry kadar sempazitanı olmayan güzellik abidesi.
fakir fukara edebiyatı.
tüm dünya ülkelerinin sosyalizmi benimsemesinden(!) sonra "sınırların ortadan kalkması"yla gelecek sistem... kimileri karıştırır sosyalizmle komüzimi...

şirinlerin en büyük hayalidir...
türkiye'ye * uymaz çünkü komünizmde devlet yok zaten.* Sosyalizm başka tabi, ama o da olmaz çünkü anaysayı değiştirirsen ülke değişir kafadan ismi değişik bişe olur. Hem halk istemedikçe devrim de olmaz, ayrıca türkiye'de devrimciler üniverstelerde olduğundan halkın devrimle alaksı da olmaz.
gittikçe pek az kişinin gerçek anlamında öğrenmeye çalıştığı, geriye kalanların ise kafadan uydurduğu ya da kulaktan dolma biilgilerle yargıladığı toplumsal yaşam biçimi.
Kapitalist burjuva iktidarlarınca insan hak ve özgürlüklerinin , eşitlik , özgürlük ve adaletin sadece kendi sınıfına düşen payı.
Feodal toprak ağalarına göre çiftçinin kendi tarlasında özgürce orak sallayabilmesi .
Kapitalist sanayi babalarına göre madencinin kendi madeninde özgürce çekiç sallayabilmesi.

Komünizmi salt ütopya olarak gören - ki anarşi kavramı bu yüzden sisteme zararsız bir idea haline getirilmiştir - burjuva sınıfının muhtemel yandan yemiş çıkarımlarından bazılarıdır yukarıdaki tanımlar.

Komünizmi marksist-leninist perspektiften yorumlayarak emek-sermaye çatışmasında emeğin yanında olan ve eşit işe eşit ücret - üretim güçlerinin burjuvazi tekelinden alınarak tüm proleterlerin ve emekçilerin üretime dahil edilmesi , üretimin eşit ve adil dağıtımı , herkesten gücü yettiği kadar herkese ihtiyacı kadar ilkesi ile insanca ve özgürce bir yaşam biçiminin teoriden ziyade pratikte vuku bulmuş halidir.

Bunun için önce kapitalist sermaye burjuvazi sınıfının sömürüsüne dur diyecek bir emekçi-işçi dayanışması ve sınıfı oluşturulmalı , en nihayetinde proleterya diktatörlüğü kurularak emekçinin - işçinin hak ve özgürlükleri burjuvazi istilasına karşı korunmalıdır .

Enternasyonelizm fikri ile sosyalist devrimler uluslararası bir platformda buluşacak , işçi-emekçi sınıfların dil , din ve millet fark etmeksizin daha insancıl bir dünya için toplumsal temelleri atacaklardır . En nihayetinde devlet de ortadan kalkacak onu besleyen sınıflar da yok olacaktır.

Her ulus linear olmaksızın belirli bir gelişim aşaması göstermiştir. Köleci toplumdan feodal topluma , feodal toplumdan burjuva demokratik topluma ve oradan da insanlığın nihai durağı komünizme varılacaktır.
Sorun bunu burjuva demokratik yöntemleri ile yapmaktan kaynaklanmaktadır. Hangi toplum devrimlerini mevcut yasalara göre gerçekleştirerek ilerleyebilmiştir ki . Tarih savaşlar , ihtilaller ve devrimler tarihidir . Kapitalizmin marksist eleştirisini kullanarak ve fransız devrimi burjuva aydınlanmacılarını dinleyecek olursanız ulaşacağınız en son gelişme düzeyi teknolojik bir ortaçağ " olacaktır.