Bir gemi suya indirildiğinde altında kalan suyu
yanlara doğru iter. Yani bir miktar suyun yer
değiştirmesine neden olur. Su da gemiyi yukarı
doğru iter. Bu itme kuvveti geminin yerini
değiştirdiği suyun ağırlığı kadar olur. Bunun yanı
sıra geminin yoğunluğu da önemlidir. Çünkü bir
cismin suyun üstünde kalması ya da batması
yoğunluğuna bağlıdır. Gemiler çok ağır taşıtlardır.
Ancak toplam yoğunlukları suyun yoğunluğundan
az olacak biçimde tasarlanırlar. Bunun için iç
kısımlarında büyük boşluklar bırakılır. Bu
boşluklar havayla dolduğundan ve havanın
yoğunluğu neredeyse sıfıra yakın olduğundan
gemilerin yoğunluğu düşürülmüş olur. Böylece
gemi batmadan suyun üstünde kalır. Örneğin bir
yük gemisi henüz boş olduğunda suya batan
kısmı çok azdır. Dolu olduğundaysa büyük bir
hacmi suya batar. Çünkü geminin taşıdığı yük
arttıkça yoğunluğu ve dolayısıyla suya batan
kısmı artar. Ancak her geminin belirli bir yük
taşıma yeterliği vardır. Bu yeterliğin üzerine
çıkılırsa gemi batar. Bazı gemilerin alt bölümleri
geminin suya batabilecek kısmının sınırını
göstermek için üst bölümden farklı bir renge
boyanır. Böylece geminin aşırı yüklenip
yüklenmediği kolayca anlaşılır. Bunun dışında
gemiler su aldıklarında da batar. Çünkü bu
durumda hava dolu kısımlar suyla dolar ve
yoğunluk birden artar.
hicbir bilimsel aciklamasi olmayan tamamen takdir i ilahi bir doga olayidir.
bana simdi arsimed, evreka evreka dan bahsetmeyin inandiramazsiniz.
ben gecen yaz nazlican ve gerizekali merve ile denize gittigimde bunun deneyini cok yaptim. öncelikle az abazanin oldugu güzide bir sahil kasabasina gidip sezlongumu kurduk. tabi ki yanimizda voleybol topumuzda vardi. neyse bunlar teferruat simdi.
denizin buz gibi serin sularina kendimizi atinca icimize isleyen ferahligi size anlatamam. yüzümüze vuran günes isinlari ve ipek saclarimizdan akan denizin soguk tuzlu sulari...
neyse ben dedim ki nazlican a, bak dedim bu gemiler suda nasil gidiyor ben cok merak ediyorum. ya iste suyun kaldirma gucu, tuzlu suyun tatli suya gorr daha yuksek kaldirma gucu ivie zivir anlatmaya basladi. babasi itü de profesör ya tipine yandigim. dedim salak madem suyun kaldirma gucu var, tonlarca yuku kaldirabiliyor bak simdi bende suyun ustune yaticam kaldiracak mi gorelim dedim. bizim salak merve de bos bakislarla bize bakiyordu. o anlamaz boyle bilimsel deneylerden zaten.
ben kendimi butun diriligimle suyun ustune saldim. aman allahim, o da neydi. 2 saniye bile duramadim. dibe dogru göçmeye basladim. agzim burnum hep su doldu. bilim ugruna sehit olacaktim.
nazlican in agzi bir karis acik kaldi. dedim naaaber. nerede suyun kaldirma kuvveti? mal gibi kaldi öyle. yillarca kendisine ögretilenlerin yanlis oldugunu anlayinca sinir krizi gecirdi saftirik. hemen sahile cikarttim bunu. baktim bizi gören abazanlar hemen kosuyor, suni teneffus yapmaya. de gidin dedim kovdum bunlari.
iste o zaman anladik ki suyun kaldirma gucu falan yalan dolanmis. yillarca uyutulmusuz. biz bu ise takdiri ilahi deyip, isin fitratinda var diyip konuyu kapattik.