yasadigi sakatliklar silsilesinden sonra formasini ne kadar ozledigini cumle aleme gostermis, nickimin ilham kaynagi, ultra super sonic, yuce basketbol tanrisi.
artık eskiye göre daha olgun ve oyununda oyun zekası daha bir ön planda. eski atletizminden ve dinamikliğinden; aşırılığından biraz uzak. ancak fundamentaliyle ligdeki bütün yıldız genç oyunculara taş çıkarır. yıllanmış kaliteli şarap gibi. artık jordan'la kıyaslanabilir durumda sanki.
los angeles lakers ile olan sözleşmesini 3 yıl uzatan basketbolcu. söylentilere göre 3 yıl 90 milyın dolar alacakmış. kesin bir bilgi değil ama jordanın 98 deki 1 yıl 30 milyonluık kontratından sonra duyduğum en yüksek kontrat olabilir. ha hakediyor mu bence evet.
bir basketbol ürünü olarak değerlendirmek gerekirse kendisi başarılı bir michael jordan taklididir.
takım içinde üstlendiği rol, oyun stili* , skorerliği, savunması ve hatta duruş ve bir çok sevinme şekli bile benzemekte.
jordan ile karşılaştırılabilme lüksüne erişmesi büyük bir oyuncu olduğunun göstergesi.
dünya üzerinde maç sonunu en iyi oynayan adam. rakibi karşısına alıyor son saniyeye kadar bekliyor bekliyor bekliyor sonra geriye doğru sıçrıyor. ( başkası olsa o anda sıçar resmen) hafiften yere doğru düşeceği vakit bilekten öyle bir sallıyor ki topu şak! diye potada. hayır faul yapmadan topu engellemenin yolu da yok. mecburen kaybediyorsun.
bruce bowen hariç her oyuncu karşısında rahatça oynadı kariyeri boyunca. tek amacı kendisini durdurmak olan ve bunu başarmak için gerektiğinde her türlü profesyonelce hile ve sertliğe başvuran bowen ise adeta kabusu oldu kendisinin. tüm zamanların en büyük winnerlarından biri. artık 30 yaşına gelmiş olmanın olgunluğu ile 45-10-10 kovalamıyor belki ama değil 30, 50 yaşına da gelse zevkle izlenecek eşsiz bir estetiğe ve üçe bir fast break'e çıkarken pas vermek yerine üçlük atmayacak kadar da yüksek bir zekaya sahip.
aslında kendisiyle ilgili yazmak için sezon sonunu beklemek istiyordum ama, bir şeyler karalamak istedim boş vakit bulmuşken.
hem underrated, hem overrated olduğunu düşünüyorum kendisinin.
"Her ikisi birden nasıl olur be adam?" diye sormanız normal.
Ama doğru. Kobe Bryant kadar gereksiz yere yüceltilen ve gereksiz yere yerilen başka bir oyuncu daha görmedi henüz bu semalar.
Her Lakers taraftarı için Kobe, Jordan hariç(hatta bazıları için o bile dahil) gelmiş geçmiş en iyi oyuncu. Diğer 29 takımın taraftarı içinse Nba tarihinin en değerli 10 oyuncusundan biri.
Ben de haliyle 29 takım taraftarıyla aynı sahadayım.
17 mayıs 2010 los angeles lakers phoenix suns maçında uzun zamandır göremediğimiz kadar patlayıcı oynamıştır. bu sene kaç kez izledim kobe'yi, bu kadar kararlı ve bu kadar kendinden emin potaya ulaşır halde görememiştim. 23te 13 ile 40 sayı! (sadece 3 çeyrekte)...
maçtan önce çok kaygılıydım, dizinden sıvı alındı, pek iyi değilmiş vs. haberlerini okuduktan sonra. ama kobe'nin sorunu dizindeki sıvı ise ayda bir alalım biz o sıvıyı yahu!
şaka bir tarafa, utah'ı süpürmeleri ve kobe'nin de adam gibi dinlenme imkanı bulması hakikaten çok iyi gelmiş. haziran ortalarına kadar bu formu koruduğu takdirde karşısında durulması hemen hemen imkansız...
acaba 2002'den beri muazzam hayranlıkla takip ettiğim bu adamın 5. şampiyonluğuna mı tanıklık edeceğiz, çok heyecanlı..
hakkında çok fazla yazılan var. seveni var sevmeyeni var. ben bu adamın stilini seviyorum arkadaş. kime ne. lebron da yapıyor 40 sayı 10 reb 10 as ama kobe atınca bi ayrı. yok en iyi basketbolcu buymuş jordan kimmiş falan. adam estetik. atıyor mu atıyor. bence nba nin en estetik ve en keskin hücumcusu. ama en "etkilisi" olduğu ya da "iyi" olduğu tartışılır ki kıyaslandığı adam her maç triple double yapabilecek kapasitedeki lebron.
ha tabi istediğinde, kaan kural tabiriyle o çeneyi çıkardığında yapamayacağı yok o gerçek. bir de playoff ları herkesten farklı oynuyor. buna kimse bişey diyemez.
aldığı bir playoff mağlubiyeti sonucu gözlerinden ateş topları fırlayan adam. spikerin hücumda yardım alamıyor musun sorusuna ise verdiği cevap ise bu adamın neden bu kadar büyük bir oyuncu olduğunun ispatıdır. ayrıca adamın şu sinirli haline görünce beşinci maç için suns'a acıyorum.
artık fiziksel antrenmandan çok zihinsel olarak çalıştığı belli oluyor, takım yenilgiye gitse dahi arkadaşlarından vazgeçmiyor, ya onlarla ya onlarsız felsefesi gereği kendisini ayakta alkışlıyorum, mental antrenmanlarına lebron'da katılmalı bence...