mahalledeki duvar dibinde cekirdek citlerken lise caglarinda cevirdigimiz kozalak muhabbeti.
onumuzden gecen kisilerin, sac seklinden, kollarindaki ellerindeki lekerden, boyalardan, yara izlerinden mesleginin tahmin edilmesi.
ornek:
saclari kisa, kollarinda cizik seklinde yaniklar varsa, gunluk sakal trasi oluyorsa genelde "mutfak personeli".
saclar erken dokulmus ise, elleri cok beyaz ve normalden fazla temiz ise "doktor"
hafif kambur, pontolonunun utusu yalnizca arka taraftan burusmussa, ayakkabilari fazla yipranmamissa "sofor"
türkiye akademik hayatının efsane isimlerinden kurtuluş kayalı'nın başkahramanı olduğu bir olaydır.
aralıksız 4 saat ders yaptığını bildiğimiz kurtuluş kayalı, katıldığı bir toplantıda iki saate yakın konuşur. ön sıralarda oturan biri sürekli üfleyip püflemekte ve saatine bakmaktadır. bu zat, kurtuluş hoca konuşmasını bitirir bitirmez söz alır ve
"hocam, bu uzun konuşma, siz sosyal bilimcilere özgü bişey mi?" diye başlar.
kurtuluş hoca hemen araya girerek "pardon hocam, sizin meslek neydi diye sorar ve adam yanıtlar: "tıp doktoruyum.".
kurtuluş hoca, tokat gibi lafını yapıştırıverir: "haaahhh...tahmin etmiştim zaten. başka bir yerde daha sizin gibi bir doktor dallamalık yaptıydı. ordan anlamıştım"