lisedeyken en bir şemsiye kıvamındaki sınavlar olurdu. kitap defter açık olurdu ama orayla alakalı hiçbir şey çıkmazdı sınavda. tamamen mantık sorularına göre hazırlanmış birbirinden kazık 15 soru.
bir benzeri de tüm formüllerin verildiği sınavlardır.genelde istatistik derslerinde görülür.formüllerin akılda kalması hakkaten zordur fakat formül yazarak alabileceğiniz üç beş puan da heba olur.
sınavı yapan hoca kendıne piskopatlık derecesinde güvenmektedir. "istediğiniz kadar açın kitap yine de geçemeyeceksiniz bu dersten" şeklinde kafasında bir baloncuk olması muhtemeldır. Ya da hoca iyi niyetlidir lokum gibi sorular sormuş ve öğrencilerinin iyiliğini düşünerek kitap defter açamaya da müsade etmiştir.
elektromagnetic theory dersinde defter açık olarak yapılan ilk sınavda deftere bakarak verilen cevaplardan sonra sınavdan zorla 20 alınmış olup son sınavda deftere kesinlikle bakmadan çözdüğüm sorular neticesinde 70 alınmış ve dersi geçen nadir insanlardan biri olunmuştur.
(bkz: deftere hiç bakmamak en iyisidir.)
bi defterin bi kitabın sayfalarını karıştırırsınız bi yandan hesap makinesinde işlem yapmaya çalışırsınız, eliniz ayağınıza dolanır. siz kitaptan soruyla alakalı bi paragraf bulana kadar bi bakarsınız ki sınavın sonuna gelinmiş siz hala kağıda doğru dürüst bi şeyler yazamamışsınızdır ve sınav bitmiştir.
yoruma yönelik sınavlardır.bakış açısını anlamayı hedefler.hukuk alanında yapılıyorsa işiniz daha bir zorlaşır.bilgiye yönelik sınavlardan çok daha yorucu olan sınavlardır.
guzel not tutan ogrencilerin hocanın hadı acında kitap defter sıkıyosa yapın dedığı bu sınavlardan çok rahat notlarından yararlanmasını saglayan sınav turlerı.
hocanın kitapta sadece cümle içinde gecen bir kelime ile ilgili (örneğin çiğ)** soru yazıp cözmemizi istediği sınavdır. bu da yetmezmiş gibi soruya 60 puan verip öğrenci milletini dumur ettiği sınavdır da. *
kanımca zeki öğrenci çok iyi kopya çekme eylemini gerçekleştirebilen,açık kitap yapılan sınavlarda da son derece başarılı olabilen öğrencidir ama zıttı bir durumda sorunun cevabının altını da çizsen nafile..
ortaokulda trafik diye bir dersimiz vardı. o derse giren hocamızın kağıtları dağıttıktan sonra :"size 20 dakika veriyorum kitaptan cevaplara baktınız baktınız, bakamadınız siz kaybedersiniz ben kağıtları toplarım." dediği ve bizi dumur ettiği sınavdır. bir daha da başıma gelmemiştir.
işletme bölümünde çoğu pazarlama derslerinin sınavları bu şekildedir, lakin doğal olarak bilgi sorusu değil yorum sorusu sorulur, daha önce defterin kitabın yüzünü açmamış kişi için olay kitaptan bir başlık bulup ve o başlıkla geyik yapmaya başlanır, mevzu uzattıkça uzatılırki okuyan pek birşey anlamasın ulan herif birşeyler anlatmaya çalışmış galiba verelim geçer bi not densindir. fakat mevzu çokda umulduğu gibi sonuçlanmaz genelde, asistan 2 sayfa boyunca hiç birşey anlatmadığınızı anlar ve sıfırı basar geçer, bu kadar basittir, sınavlara çalışmak şarttır yoksa olmazdır. ama şu da vardır defter kitap açık dendikten sonra ders mi çalışır öğrenci milleti. kısacası sağ gösterip topu doksana takmaktır bu hocaların yaptığı.