Issız Adam'dan hatırlar belki çoğu insan.
sahafta kitap bakarken geçen; kitaba yazılan notları, yaşanmışlıkları sevme muhabbeti...
e hakikaten de öyle. öylesine ya da özellikle bir kişi hedef alınarak bırakılan notlar çok zaman sonra başkası tarafından okunduğunda derin izler bırakıyor olmalı.
o açıdan bakıldığında film senaryosu adına başarılı bir sahneydi denilebilir.
her neyse,
bir de yaşanmamışlıklar var bu konuyla ilgili.
benim derdim biraz... biraz değil hatta tamamen o. yaşanmamışlıklar. yaşanamamışlıklar.
diyeceksin ki nasıl yani? nasıl bırakırsın yaşanmamışlık notlarını bir kitabın içine.
yaşanmamışsa eğer bırakmanın bir imkanı var mıdır ya da? eğri oturalım, doğru konuşalım dersin.
varmış dostlar, yurttaşlar! varmış.
ben bıraktım, oradan biliyorum.
yaşanmamışlıkların en iyi özeti değildi bıraktıklarım belki, kabul. ama aceleye geldi.
bir yerde toparlamak gerek, tamam.
işin özü: güzel bir adet bu kitap arası not bırakma.
bulandan, yapandan allah razı olsun.
duygularımı anlatan bir not bırakmıştım eski sevgilime kitabı hediye ederken ama açıp okumadığı için varlığını öğrenememişti. allah böylelerinden korusun.