bu cümleler ve kelimeler sizlerde bir şey değiştirmeyecek, bu kitabı sadece okumuş olmak için okuyacaksınız, siz de unutacaksınız bir kaç ay sonra sadece bir arkadaşınız size sorduğunda hatırlayacaksınız ve kitaplığınızda çürüyüp gidecek.
o'nu ilk gördüğümde güzel bir bahar sabahıydı. dalgalar sahili delicesine dövüyordu. o, endamının bütün hoşluğuyla alabildiğ,ne mutsuz bir şekilde denizi seyrediyordu.
devrimci falan değilim ama behzat ç izlediğim zamanlar bir bölümde görmüştüm ve çok beğenmiştim. nedendir bilmem ama her okuyuşumda içimi bir hüzün kaplar, uzaklara dalarım.
"Bütün mutlu aileler birbirine benzer, her mutsuz ailenin mutsuzluğu kendine göredir."
anna karenina
Lolita, hayatımın ışığı, kasıklarımın ateşi. Günahım, ruhum, Lo-Li-Ta; dilin ucu damaktan dişlere doğru üç basamaklık bir yol alır, Üçüncüsünde gelir dişlere dayanır. Lo-Li-Ta.
lolita
günlerden sonbahar havada annesinin verdiği günlük harçlığını kaybetmiş çocuğun yüzünde olan bir karamsarlık. hani güneşe inat bu doğada biz de varız diyen kara kara bulutlar ve şiddetini neyden aldığını bilinmez hırslı bir yağmurun toprağı delercesine yağdığı puslu bir istanbul akşamında arkadaşlarımla meyhanecinin her gece çaldığı o banttan bıkmış ama bir o kadar da bağımlısı olmuş kimi neşeli kimi hüzünlü kimi ne halde olduğunu bilir bilmez demlenen insanların nefesleriyle camlarını buğuladığı meyhanenin yıllardır yağlanmamış gıcırtılı kapısından içeri giriyoruz şevket abiyle...
Çaydanlığın üzerinde yumurta, altında çay suyu fokur fokur kaynarken o soğanları ince ince kıyıyordu. Çayı alt demlikte demlemek adeti değildi belki ama ne servis yapacak bir misafiri ne kendisi vardı, çay demlemiş olmak için demliyordu işte. O çayı içmiyordu aslında, diyetteydi. Çünkü uyguladığı diyet listesinde çay yoktu. Ekmek arası haşlanmış yumurta ve soğan harikaydı doğrusu. Bunları yedikten yarım saat önce limonlu ılık su içerdi, yarım saat sonra da bir bardak nomal su. Su normaldi doğrusu ama o kendini hiç normal hissetmemişti. Elli kiloya sağlıklı bir şekilde ne zaman düşecekti. Aslında diyet yapmadan önce daha az yiyordu ve daha hızlı kilo veriyordu. Ama iş sağlığa gelince daha yavaş kilo vermek lazım tabi.
hakan günday'ın azil romanındaki ilk cümledir: "bu cümle yazmayı öğrendiğimin kanıtıdır." hatta ikinci cümlesi de bir kitaba yazılabilecek en güzel ikinci cümledir: "bu cümleyse okumaya devam ettiğinin kanıtı."