kisil

    25.
  1. sözde karşıtların tepkisini çekmiş sanırım, ne diyelim buralar hep dutluktu arkadaşlar işte.
    8 ...
  2. 111.
  3. cevap yetiştirmek gibi bir durum ancak özel durumlar için vardır. o nedenle şimdilik bunu özellikle yazmak gerekiyor. yazmak gerekiyor; çünkü belini ergenekon operasyonuna bağlamış 12 eylülcü akp çocuklarına bir tarih dersi gerekiyor. gerekiyor ki; tarihlerindeki kanlı pazar katliamlarını, sivas katliamını, onlarca ilerici gencin katledilişini hatırlayabilsinler. tarihi öğrensinler.

    öncelikle bahsedilen, adı geçen girdilere bakalım. neymiş bunlar? birinde ilerici aydınların yakıldığı sivas katliamına dikkat çekilmek isteniyor, diğerinde ise bir örgütün tarihine. ancak arkadaşlarımız tarih bilgisi ergenekon savcılarından öğrendikleri için yanlışlarla dolu şeyler karalıyorlar. yazalım o zaman yanlışlarr.

    bir; adı geçen girdilerden birinde türkiye halk kurtuluş partisi/cephesi için bir değerlendirme yer almaktadır. ancak şunu yazalım. türkiye halk kurtuluş cephesi'nin kadroları kızıldere'de öldürülmüşlerdir. tarih ise henüz 1972'dir. devrimci halk kurtuluş partisi/cephesi ise devrimci sol örgütünün devamı olarak ama onun içinden çıkan bir başka grupla ayrışarak 1994 yılında kurulmuştur. arada geçen 22 sene bu kişiler için önemli değil sanıırm. kaldı ki; thkp-c'yi dhkp-c olarak algılamak her baba yiğidin harcı değildir. dhkp-c burada adı zerre kadar anılmamıştır. o halde buradan yorum yapmak ya aymazlıktır ya da bilgisizlik. kişi istediğini seçebilir.

    iki; siyonizmin temsilcisi olan israil'e karşı her türlü islami çıkışı alkışlayanların bu konuda bilgilerini arttırmalarında fayda var. israil başkonsolusunu vuran kişi deniz gezmiş değil, mahir çayan'dır. deniz gezmiş ise türkiye halk kurtuluş ordusu'nun kurucusudur. yani farklı bir örgütsel formasyona sahiptir. ancak buradan kalkıp siyonizmin temsilcileri aklayanların tarih bilgisi eksik olduğu gibi politik olarakta işbirlikçiliklerini gösteriyorlar. bu bir akp zihniyetidir! bunları iddia edenin ise desteklediği partinin başkası olması ya da olmaması bu gerçeği değiştirmemektedir. akp zihniyeti; tarihi bilmediği gibi tarihi çarpıtmaktada üstüne yoktur. bunun yanında akp zihniyeti davos'ta şov yapıp israil ile anlaşmalar imzalayan bir zihniyettir.

    şimdi başta tarihi yanlışların düzeltileceğini söylemiştim. ama neden böyle bir güncel olaya girmekteyim diye sorulabilir. o da tarihi bilmeyenlerin arkasında durdukları zihniyetle ilintilidir. bu zihniyetle 12 eylül'e karşı olduğunu söyleyenler bir nevi onun çocuğu olduğunu da kanıtlıyorlar. ne de olsa arkalarında nato'nun ve abd'nin kurdurduğu komünizmle mücadele dernekleri deneyimi yatıyor.
    7 ...
  4. 93.
  5. Kaza falan geçirmemiş, durumu gayet iyi olan sözlüğün teorisyeni.. şirin baba..
    6 ...
  6. 94.
  7. Herhangi bir kaza geçirmemiş yazar. bir sorun yok arkadaşlar. birisi yanlış bilgi verilmiştir. durumu iyidir. bir sorun yok.(kaza falan geçirmemiştir)
    5 ...
  8. 20.
  9. Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ.
    Amerikan emperyalizminin yarı sömürgesiyiz, dedi Hikmet.
    Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ."
    Bir Ankara gazetesinde çıktı bunlar, üç sütun üstüne, kapkara haykıran puntolarla,
    bir Ankara gazetesinde, fotoğrafı yanında Amiral Vilyamson'un
    66 santimetre karede gülüyor, ağzı kulaklarında, Amerikan amirali
    Amerika, bütçemize 120 milyon lira hibe etti, 120 milyon lira.
    "Amerikan emperyalizminin yarı sömürgesiyiz, dedi Hikmet
    Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ."

    Evet, vatan hainiyim, siz vatanperverseniz, siz yurtseverseniz, ben yurt
    hainiyim, ben vatan hainiyim.
    Vatan çiftliklerinizse,
    kasalarınızın ve çek defterlerinizin içindekilerse vatan,
    vatan, şose boylarında gebermekse açlıktan,
    vatan, soğukta it gibi titremek ve sıtmadan kıvranmaksa yazın,
    fabrikalarınızda al kanımızı içmekse vatan,
    vatan tırnaklarıysa ağalarınızın,
    vatan, mızraklı ilmühalse, vatan, polis copuysa,
    ödeneklerinizse, maaşlarınızsa vatan,
    vatan, Amerikan üsleri, Amerikan bombası, Amerikan donanması topuysa,
    vatan, kurtulmamaksa kokmuş karanlığımızdan,
    ben vatan hainiyim.
    Yazın üç sütun üstüne kapkara haykıran puntolarla :
    Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ.

    Nazım Hikmet

    burdaki yurt ve halk sevgisine dikkat etmeli insan tabi...
    8 ...
  10. 30.
  11. öncelikle şu komintern ifadeleri konusunu açıklağa kavuşturalım. komintern ya da 3.enternasyonal lenin döneminde kurulmuş ve dünya sosyalist hareketini yönlendirmeyi, eğitmeyi amaçlayan bir kuruluştu. fakat her söylediği söz, her söylediği slogan doğru muydu? öncelikle komintern'in yaptığı en ünlü faşizm tanımı "toprak ağalarının ve egemen sınıfın iktidarıdır." tanımı eksik ve yanlıştı. üstelik stalin en önemli düşmanlarının faşizme destek veren sosyal demokratlar olarak nitelendirmiştir. fakat tarih bize gösterdi ki halk cepheleri olmadan faşizm yenilemezdi. ve alman komünist partisinin stalin'e ve zinovyev'e uyarak sekter bir tutum aldı ve işçi sınıfındanda destek alan faşizm iktidara geldi. işte bu enternasyonalin en büyük ve en ciddi hatasıydı. faşizmin yükselişine büyük katkıda bulunmuştur bilinçsizce. yan neymiş öyle komintern'in her dediğine, her söylediğine inanmamak gerekirmiş, öyle tanrı-parti modeline itaat edilmiyormuş. şu anda kullanılan faşizm tanımı ise dimitrof'un kominter'i eleştirdiği kongrede verilmiş olan faşizm tanımıdır.

    faşizm bugün son derece demokrat bünyeler tarafından ise ötekileştirme adı altında kullanılıyor. bu düpedüz faşizmi bayağalaştırmaya, insanların gözü önünde insancıllaştırmaya çalışan bir harekettir. o zaman gelin faşizm demiyelim, ötekileştirme diyelim. her türlü baskı hareketi faşizm midir? elbette hayır. bu onu sınıfsal konumundan söküp almaktır. işte islamcı iran'Da solcuları asarak şiddet uygulamıştı ama bu faşizm miydi? hayır. çünkü büyük sermaye gruplarının desteğini alamamış, gerici bir hareketti ama faşizm değildi. özünde değil şovenizm hiç bir şey taşımıyordu. fakat bu ötekileştirme hareketiyle tüm değerler ve ideolojiler çöpe atılmaya çalışılıyor.

    milliyetçilik ise tarihi örnekler bize gösteriyorki her şekilde bir burjuva hareketidir. iyi ama nasıl bir burjuva hareketi? sonuçta bir ezen ulus ezilen ulus gibi kavramlar vardı, onlara ne oldu sahiden? tabi bu durum yalnızca pazar sorunu ile ilgiliydi ve pazarlarına az çok sahip olan her türden burjuva, milliyetçilik yapabilir fakat bu tüm emekçiler arasına finnet ve fesat sokmaktan öte bir şey değildir.

    tüm durumlardan öte bir de kişilerin yazdıkları da çok önemlidir. sonuçta sanal bir platformdayız ve yazdıklarımız önemli. biz burada kalkıp demokrasiden dem vuracağız sonra da kalkıp ulusalcı sosyalizme ya da bilinen adı ile nazizme methiyeler düzeceğiz, "iyi uygulansa en güzel diyeceğiz!" sömürünün yanında olup, solculuk oyunları oynayacağız. oh ne ala memleket! kalkıp dünya için uygulanması en zor norveç sosyalizmi ya da sosyal demokrasisini savunup, norveç'in isveç'in dünya sömürü mekanizmasına katkılarını hiçe sayacağız sonra da geçip çok seslilikten bahsedeceğiz. tabi her şeyi geçtim, bir de başkalarına olan saygıdan dem vuracağız, terörden bahsedeceğiz. zaten nazi düzenini savunupta, terörden dem vurmak insanın kulağına komik gelmiyor mu? tabi bu durumua cevap hazır: realizm. o realizm değil de rezilizm olmasın sakın. her neyse her şeye rağmen aynı saygılar sunarım. umarım yazdıklarım anlaşılıp, okunacaktır yoksa gözlerini kapatıp banenemcilik oynamak ve suçlamak kolay. verilecek cevapları bilmeden nasıl olsa ben biliyorum verilecek cevapları demek ise kişinin ancak kendisiyle ilgili sorunları varsa yapabileceği türden bir kişilik bozukluğudur. en azından ben öyle düşünüyorum, komintern de belki öyle düşünüyordur.*

    saygılarla
    5 ...
  12. 125.
  13. görmüş geçirmiş evliya çelebi. bilgili, kültürlü, akıl sahibi insandır. Süper muhabbeti vardır, sıkılmazsınız. Naziktir, nezaket nedir bilir. Ağır başlıdır, üslubu bellidir. Konuştukça iyi ki tanımışım dediğiniz bir insandır. radyo sol'un önemli emekçilerindendir. Sosyalizm ve komünizm üzerine güzel analizleri, yazıları mevcuttur. hatta Tüm yazdıklarını tek tek okuyun yine de sıkılmayacağınızdır. Şu sıralar sıcaktan dolayı biraz fazla alkol tüketiyor sanki o da dikkatimden kaçmamıştır.*
    5 ...
  14. 117.
  15. anlaşılan birileri kendilerine amerikancı denilmesine içerleniyor ancak içerlenmelerine gerek yok. bu kendilerinin kökü, tarihi bildikten sonra kimin amerikancı, kimin israil dostu, işbirlikçi hainler olduğu da ortaya çıkıyor. sayfalar dolusu tarihi bilgi verdikten ancak zihinlerin bulanık olmasından ötürü bunlar görmezden geliniyor. gelindiği gibi bilgisizliğin, cehaletin gerçekleri bir kez daha ortaya çıkıyor. "boşuna yazmayın, karanlık zihinler sizi anlamazlar." diyenlere inat gene de yazalım. ya birileri tarihi bilmiyor ya da dünyaya dair ne biliyorlarsa hepsi yanlış.

    yukarıda yanlış dediğimiz bir şeyi mesela açalım. bu kişilere herhangi bir biçimde "siyaset nedir?" sorusunu yöneltecek olursanız alacağınız cevap siyasetin bir takım karanlık çevrelerce yapılan iş olduğu ortaya çıkardı. bir dopru var, bir takım çevreler iş çeviriyor ancak o çevreler o kadarda muğlak, ne oldukları belirsiz değil. kimin ne olduğu belli, bir yanda sermayenin, paranın gücüne tapanlar, ondan güç alanlar ve onların siyaseti var diğer tarafta dünyayı yaratan, emeğinden başka bir şeyi olmayan kimseler ve onların siyaseti var. ancak şimdi buna düzgün cevap vermeyen biri için sol nedir, sosyalizm nedir ve temsilcileri kimlerdir sorularının cevaplarını ancak "bunların hepsi dinsiz." gibi dünyanın en yüzeysel cevabı olabilir. bilgisizlikleri o kadar belli ki; bir sol düşmanını, bir sosyalizm düşmanın iktidarını solcuların iktidarı gibi gösteriyorlar. yukarıda kendi beyanatlarını yazdık açıp okusunlar. tarih öğrensinler.

    ancak bu osmanlıcı kesmin bir özelliği var ki; özellikle tarih yazımında üstlerine yok. tarihi mitlerin etrafında okuyan bir başka kesim türkiye'de kemalistlerdir ancak onlar bile bu kadar tarihi eğip bükmezler, en azından bir takım belgelerle konuşurlar. ancak onlarda şimdi önemli ölçüde osmanlıcı siyasetin bir parçası kesildiklerinden buna bir alternatif üretebileceklerini sanmıyorum. osmanlıcılığın ne olduğu bellidir. diğer yazılarda da belirttik, memleketin değerlerini sermayeye peşkeş çekenlerin, pazarlayanların, insanları köleleştirenlerin, saltanat düşkünlerinin ideolojisidir bu. türkiye'de cumhuriyet kurulduğunda kuruluşun ana içeriğini hakimiyetin kayıtsız şartsız halkın oluğu yazıyordu, ancak kurulan cumhuriyetin sınıf özü o kadar kendini gösteriyordu ki kendini; halk düşmanı siyaset tarikatların alanı haline geldi, saltanat düşkünlerinin oyuncağı oldu. bugün türkiye'de kendine ne kadar "ben ülkemin geleceğini düşünüyorum." diyen siyasetçi varsa hepsinin uluslararası tekellerle ilişkisi vardır, anlaşması vardır, askeri ilişkisi vardır. bakın türkiye'nin son 60 yıllık tarihine kayıtsız şartsız bir amerikan hakimiyeti, üsleri ve sermayesi göreceksiniz. "ülkemiz gelişiyor" deyip avrupa birliklerine pazarlandığını gördük kendine sosyal demokrat diyen hain hükümetler döneminde. anlaşıldığı gibi kendini düzen içerisinde yani sosyalizm dışında gören hangi siyaset varsa bunlara karşı değildir, yalancıdır, iki yüzlüdür. öyle olmasa bugün türkiye'nin ilişkileri israil ile stratejik, abd ile müttefik olmazdı. davos'ta şov yapanların iki gün sonra "biz israil ile dostuz" açıklamaları yapmaları olayın planlı, tertipli bir iki yüzlülük olduğunu ortaya koyuyor.

    şimdi gelelim yeniden tarih yazımının önemli kısmına. burada öyle bir süreç işletiliyor ki; kara yüzlü faşist-gerici çeteler aklanıyor, bunların gladyo ile olan ilişkileri zerre sorgulanmıyor ya da modası geçmiş bir kaç çete artığı tutuklanıyor ya da bir kaç soldan dönme ortaya yem olarak atılıyor. dikkat edin sivas'ta toplanmış gerici-yobaz kalabalığın gerçeği yok ediliyor yerine anlamsız bir kaç yazı yazılıyor. burada arif sağ ya da benzerlerinin ne yapıp yapmadıkları zerre önemli değil. olayın bir noktadan sonra polisiye kısmı bizi ilgilendirmiyor. olayın ilgilenelecek kısmı sivas katliamının türkiye'de gericiliğin tam boy ortaya çıkışıdır, bir ayaklanmasıdır. ortada nidalar atarak gezinen yobazların burada hiç suçu yok, refah partisi belediye başkanın olayda öncü rolü oynamasının önemi yok ama bunların var. anlaşılan insanlıktan çıkmış kara yüzler sadece tarihi değil, insanlığı da çarpıtıyorlar. kara beyinlilerden de ancak bu beklenir zaten. maraş'ta bebek kesen katillerden bazıları milletvekili oluyor ama türkiye'de hiç kimse bundan bahsetmiyor. o zaman tarih yazımını bir kenara bırakalım. nato emriyle kurdurulan bu yapılanmların hepsinin ana hedefi sosyalizmin kendisidir, sovyetler birliği'nin kendisiydi. bu yönden bakmadıkça kontrgerillanın kendisi tasfiye edilmez, edilemez. ancak işte bunlar çıkar ortaya. o da yeni bir türkiye'nin kurulması için yapılan çabalardan biridir. bir adet osmanlı cumhuriyeti!

    her şeyi açık yazalım, sizler bu ülkede komünizmle mücadele dernekleri adı altında kurdurduğunuz derneklerde amerikan bayraklarıyla iş yaptınız ve bugünkü siyasal iktidarları çıkardınız. sizler 12 eylül'ün, 12 mart'ın çocuklarısınız, bu ülkede tüm siyasetinizi onların yarattığı toplumsal yapıyla borçlusunuz. şimdi kalkmış bütün olayları çorba yapıp kendinizi aklayamazsınız. bugünden geriye doğru baktığımızdaki son 25 yıllık hükümetlerin hepsi bu olaylardan yargılanmalıdır. yoksa siz hala onların bu tarz bir yapılanmadan haberinin olmadığını mı düşünüyorsunuz?

    sorulan sorulara bakıldığında görülecem tek şey var: koca bir akıl karışıklığı. solcu olmayanları solcu olarak gösteriyorsanız, tarihi bilgilerinizin yanlış olduğu ortaya konuyor ama hala yazıyorsanız ve bir de hala aynı teraneyi tutturarak farklı siyasal yapıları aynı yerde buluşturmaya çalışıyorsanız bunun tek bir açıklaması var: o da kendi meşru olmayan konumuzu meşru hale getirmek istiyorsunuz, yeni bir tarih yazmaya çalışıyorsunuz. ee sizlerin bu siyasetine de halka seslenerek şu denilebilir: durdurun! cemaatlerinizden çıkarak kafanızı kaldırın ve tepenizde sallanan amerikan bayrakalarını, nato bayraklarını, ab ve israil bayraklarını görün. bunların dostları kimlerdir? serrmaye sahipleri ve onun siyasetini güdenler.
    5 ...
  16. 92.
  17. ekşi sözlükte yazarlığı ilan edilmiş yazardır. ancak şurası çok açık ki: sıcaklık arıyorsanız tek yeriniz uludağ sözlüktür. başka bir şey aramayınız, post modernist yerlerde hele bunu hiç düşünmeyiniz. modernite bize artar da yeter bile...
    3 ...
  18. 77.
© 2025 uludağ sözlük