kinyas ve kayra

entry480 galeri17
    205.
  1. bu kitabı "ergen romanı" diye eleştirenler nedense katil doğanlar'a şaheser derler. onu bu topraklarda yetişen bir yazar yazmamıştır çünkü.
    2 ...
  2. 204.
  3. --spoiler--

    --spoiler--

    kinyasın kayrayı terk edip giderken ölmesini, eve dönüp normal bir hayat yaşamasına tercih ederdim. hakan günday'ın kendisini kitabın içinde görmek güzeldi.
    1 ...
  4. 203.
  5. aforizmalarıyla beni benden alan, bir dönem başucu kitabım olan aşmış yazarın aşmış romanı.
    2 ...
  6. 202.
  7. birkaç kere 20. sayfadan başa geri dönülebilecek kitaptır. sıkılırsınız, bırakırsınız, yeniden başlarsınız, bırakırsınız... ama kitap ortalara doğru şaha kalkar, bırakamazsınız.
    3 ...
  8. 201.
  9. 200.
  10. Son ello sayfa kala artik dayanamayip sonuna goz attigim ve okudugum bir kac cumleyle, yaklasik bir senedir suren tuhafligimi silmis, icime umut tohumu serpmis kitaptir.

    '' kayra, yolculugunun parcaladigi hayatini toplayi geri donmelisin. Cunku burada her sey var!... Her sey var!... ''
    2 ...
  11. 199.
  12. "neden binlerce kitap, film, şarkı, şiir umudu tek hayat kaynağı olarak göstermiş, diye düşündüm... ve neden bu kadar içi boş bir duyguya, acımasızca cezalar yağdırabilecek bir arzuya hayran kalınır, diye düşündüm... hiçbir zaman ümit etmedim. umutla tanışmadım. eğer mutsuzluk, istediğini bulamamaktan, hayalini gerçekleştirememekten kaynaklanıyorsa sıradanlaşır. sadece adı kalır. güler geçerim sınavlarında başarılı olamadıkları için ağlayan gençlere, sevdikleri terk ettiği için intihar eden kadınlara. kolay mı bu kadar tanımak mutsuzluğu hayatın karanlığında? en anlaşıldığı noktada başlar bilinmezleri hikayenin. kolay mı hayat, daha zengin olamadığı için bir adamın ağlayacağı kadar? "
    2 ...
  13. 198.
  14. Insanın tek ve gerçek özgürlüğü kendi yalnızlığıdır der ve olayı bitirir kitapta.
    2 ...
  15. 197.
  16. bir kitap bu kadar iyi olabilirdir.

    --spoiler--
    Bu kadar kan akmasına gerek kalmazdı eğer birisi çıkıp benimle ölene kadar ilgileneceğini söyleseydi. Biri çıkıp da bana aşık olsaydı.
    --spoiler--
    3 ...
  17. 196.
  18. --spoiler--
    Sanki,dünyayı bacaklarının arasından çıkarmış bir kadın gibiydim.
    Her yerini ve her şeyini biliyordum.
    Doğurduğu bebeğini tanıyan bir anne kadar...
    Her şeyi bildiğim için vasiyetimde tek bir cümle olacaktı:

    ''Beni yüzüstü gömün.Çünkü yeterince gördüm!''
    --spoiler--
    5 ...
  19. 195.
  20. "Doğruları, prensipleri olan insanları sevdim. Onlara imrendim. Eğer kendime bu kadar kolay yalan söyleyemiyor olsaydım ben de onlar gibi olurdum. Ama her sabah edindiğim bir doğuruyu on iki saat sonra, gecesinde yerle bir ettiğim için ve üstelik bunu yapmama da son derece mantıklı, inandırıcı bahaneler bulabildiğim için sadece stili olan bir adam oldum ben. Prensiplerim yoktu belki ama stilim vardı. Stilime uzun, düz kesimli saçlarım, özenle şekillendirilmiş bıyığım, siyah gömlek, pantolon, ceketlerim ve her zaman temizlenmiş olarak ateşlenmeyi bekleyen silahım dahildi. O kadar. Hayatımda tekrarlanan başka da bir alışkanlığım yoktu." (bkz: Sayfa 303)

    "Mutlu mu oluyordum kaybolan yeteneklerimi gördükçe? Hayır. Çünkü tanımlayamadım şimdiye kadar mutluluğu. Ama huzurun, dalın kıpırdamadığı bir havada hissedilen o eşsiz durgunluğun ne olduğunu biliyordum. Ve aradığım, koridorun sonunda ister istemez bulacağım da buydu. Her şeyin durduğu an. O kadar duracaktı ki dünya, varlığını fark edemeyecektim. Denizin kumuna karışıp hareketsiz kalan balıklar gibi. Kendimi durduracaktım. insanların, hiç yaşamamış olduğumu farz etmeleri için. O kadar duracaktım ki, ölecektim..." (bkz: Sayfa 276)

    "Üçüncü Dünya ülkelerinde insanlar arabalarını, kamyonlarını boyarlar, üzerlerine resimler çizip, yazılar yazarlar. Çünkü Üçüncü Dünya ülkesi insanı bindiği makineyi icat etmemiştir. icat etmediği için de yakın hissetmez kendini. Sahibi gibi görünmesi, karakter kazanıp kişileştirilmesi gerekir arabanın. Kullandığı her ithal makineye isim takıp sadece kendine has şekil ve yazılarla damgalaması, Üçüncü Dünya'nın asla yok olmayacağını gösterir. Birileri sahip olduğu aleti boyamaktan vazgeçene kadar da yok olmaz!.. Kadın suratını boyar. Çünkü suratı kendisine değil, güzelliğini takdir edecek olan erkeğe aittir. Kimse kendi yarattığı bir boku boyamaz!.." (bkz: Sayfa 217-218)

    Bitmesi için uğraşılmayan, bitmese de olur hep elimin altında olsun denilen, aynı zamanda ne olacak şimdi bu böyle, nereye varacak? Diye düşündüren, meraklandıran bi' kitap varmış. iyi ki varmış.
    3 ...
  21. 194.
  22. ekşici bir arkadaşımın bok atma sevdasıyla gaza gelip " abi bayık ya yarısında çıktım" dedi. adamların ağzı alışmış resmen.
    2 ...
  23. 193.
  24. ilk sayfalarında sıkılıp bir kenara attığım, daha sonra da elime yapıştırıp okuduğum kitap. hem güldürür, hem ağlatır öyle de bir kitaptır işte bu. 10 sayfa okursun sıkılırsın, 20 sayfa atlarsın kaldığın yerden devam edersin ve hiçbir şey kaçırmazsın. ayrıca kayra hayali karakterine aşık olma sebebidir.

    - ne olursa olsun ölmeye mecbursun.
    + ölmeye hepimiz mecburuz kolaysa yaşamaya mecbur ol!
    2 ...
  25. 192.
  26. --spoiler--
    bir kıza aşık olmuştum. onu görmek için altı saat yol almam gerekiyordu. bir sabah,treni kaçırdım. aşık olmaktan vazgeçtim.

    --spoiler--
    3 ...
  27. 191.
  28. "kalabalıklardan korkuyorum. tek istediğim bütün düşündüklerimi içinde barındıran beynimi bedenimden yırtıp uzay boşluğuna fırlatmak. bedenim olmadan, sadece ve sadece var olduğumu bana hatırlatacak olan zihnimin uçmasını istiyorum. buna ruh diyenler de var. ilgilenmiyorum isimlerle. sadece hiçliğin içinde bedensiz bir zihin olmak istiyorum. sadece bir düşünce olarak var olmak..."
    1 ...
  29. 190.
  30. --spoiler--
    -ve sordum, tanrı nın yukarıda mı yoksa aşağıda mı olduğunu.

    -ve bu yazma işi zihinsel ölüm yolculuğumuzun büyük bir engel, çünkü uyanık tutuyor beynimizi.

    -oksijenin kendisi uyuşturucu. öyle bağımlısı olmuşuz ki bir kaç dakikalık eksikliği öldürüyor.

    -"beni yüzüstü gömün. çünkü yeterince gördüm!"

    -mutlu olmanın ilk yolu taklidini yapmaktan geçer.

    --spoiler--

    sözlükte okuduğum övgüler üzerine almıştım bu kitabı.
    kalın kitap okumaya alışkın olduğum halde gözüm korkmuştu önce.
    ama okumaya başlayınca çok farklı bir kitap olduğunu anlıyorsunuz.
    sonunu tahmin etmenin oldukça zor olduğu bir hakan günday kitabı.
    5 ...
  31. 189.
  32. "yaşayarak intihar etmeyi seçenlere yardım edilemez."
    5 ...
  33. 188.
  34. hakkındaki methiyeleri okuyup başladığım ama hayalkırıklığına uğradığım kitaptır. az romanından sonra bunu okumak hataydı belki de. ilk gençlik yıllarında yazmaya başladığını duymuştum bu kitabı biraz farklı ergen olma telaşı gördüm satırlarında. en son baba ve kızı öldürdükten sonra pizza yemeye başlayan kinyas ve kayrayı okuyunca öeeh diyerek okumayı bıraktım pişman olmalı mıyım bilmiyorum.
    0 ...
  35. 187.
  36. --spoiler--
    Sözlerimin sonunu duymadığın zaman.
    Cümlelerimin sonunu duymadığın zaman.
    Değiştiriyorum son kelimelerimi.
    Değiştiriyorum sonumu.
    --spoiler--
    1 ...
  37. 186.
  38. daha iyi ve daha sürükleyici kitap yazacağını iddia eden buyrun yazsın.

    kaç yıldır bok attınız, biri de çıkıp daha iyisini yazamadı...
    5 ...
  39. 185.
  40. adamın biri, ne kadar yalnızsan o kadar uzağa gidersin demişti..

    yalan amk..

    yada değil..

    yok lan, kesin yalan..

    belki..
    1 ...
  41. 184.
  42. ergenlerin elinde heba olması çok normal. yazarın ergenlik yaşında, ergen ruhuyla, ergen kafasıyla, ergen diliyle ve ergence yazdığı bir kitap. bu kadar abartılması edebiyat alanında yerlerde süründüğümüzün de kanıtıdır ayrıca.
    2 ...
  43. 183.
  44. bazı ergenlerin, popüler görünmek amacına ellerinden düşürmedikleri kitaptır.
    Elin ergeninin elinde heba oluyor yazık! Bir gün modası geçecektir elbet.
    2 ...
  45. 182.
  46. okumaya başladığım an'dan itibaren beni depresyona sürüklemeye çalışan kitap, zaten nefret ettiğim bu yaşam tarzından daha fazla nefret etmemi sağlıyor, sonu mutlu biter umarım.
    2 ...
  47. 181.
  48. başlı başına aforizmalarla dolu olan hayata bakış açımı değiştiren , kendi kendime yetebileceğimi anlayabildiğim bunu bana anlatabilmiş , yalnızlığın en büyük arkadaş olduğunu kanıtlamış kitap. ayakları sağlam yere basan bir insan olmadığım için etkilendim. intihar değil de terk etme duygusu o kadar kapladı ki bedenimi ama ben geri dönmem diye erteledim kararımı. düşüncelerimi kendime söyleyemezken bana en acı şekilde aktaran bir kitap olduğu için artık ben de yorumlarımı gizlemiyorum. yiyeceğim yumruklara gelince.. bir teşekkür edip yerime oturacağıma inanıyorum.

    etkilendiğim satırlara gelince;

    --spoiler--
    ne kadar yanlızsan o kadar uzağa gidersin. ne kadar terk edersen o kadar ölürsün.

    yalnızlık moda olsun renklerini ben seçeyim..
    --spoiler--

    --spoiler--
    düşün! bize, matematik dünyasının kurgusal ve sonsuz olduğu öğretildi. bunu kabul ederim. 1'den sonra 2 gelir dendi. bunu da kabul ederim. ama sonra, 1 ile 2 arasındaki sonsuzluğu düşündüm. peki o nereye gitti? irrasyonel sayılar varken, bir sayıdan sonra diğer bir tam sayı nasıl gelebilir? eğer 1'den sonra virgül konursa ve bunun da kıçına sonsuz sayı konabiliyorsa 2 nasıl gelir? işte! soru bu! yanıtsız bir soru. ve işte matematiğin hatası! dolayısıyla matematik yok. onun üzerine kurulmuş dünya düzeni de yok... ama ben anlayabilirim. anlayabilirim bu sorunu. ve o zaman ortaya yaklaşık sayılar çıkar. yani hiçbir sayı tam değildir. hepsi tama yaklaşır. ama varamaz. demektir ki, 1,999...9'u bize 2 diye yutturmaya çalışan bir dünyanın çocuklarıyız. ve dünya da aslında tam gibi görünürken, aslında bir irrasyonellik harikası. işte bunun için hayat yoktur. olsa dahi o da irrasyoneldir! yani anlamsızdır. ne bir başlama nedeni, ne de bir oluş nedeni vardır. evrende uçuşan kocaman bir irrasyonellik. tabiî ki dünyanın bir anlamı olması gerekmiyor. belki de onu anlamlandıran üzerinde yaşayan akıl sahibi yaratıklardır. ama onların da bizi getirdiği nokta ortada! s.38-3
    --spoiler--

    --spoiler--
    kinyas: dünya boşuna dönüyordu. kaza yapıp ters dönmüş bir arabanın boşa dönen arka lastiği gibi! hiçbir işe yaramıyordu. belki bir palmiye yaprağı bağlansa ilkel bir vantilatör yapılırdı. ama dünyaya ne bağlanırsa bağlansın, durmadan dönmesi yararlı bir hale getirilemezdi. s.175

    kinyas: medeniyetten daha kötü bir şey varsa, o da medenî olmaya çalışan bir medeniyetsizlik. s.217

    kinyas: tek değişmeyen değişimin kendisidir, diyen bunağın hayattan haberi yok! s.218
    --spoiler--

    --spoiler--
    kayra: en tepesine varamayacağım bir kuruma, en aşağısından başlamak anlamsız gelmişti. eğer herhangi bir ülke, askere aldığı adamlara, kara kuvvetleri komutanlığı makamını hedef gösterebilseydi, belki daha geçerli olurdu askerlik. s.415

    kayra: içi ne kadar doldurulursa doldurulsun, yine de hafiftir hayat. çünkü altı deliktir. delikse ölümdür! bütün kazançlar bu delikten kayıp gider. s.493
    --spoiler--

    hepsi güzel de bu söz beni benden aldı..

    --spoiler--
    kinyas: insanın çalışmadan, ter dökmeden elde ettiği iki şey vardır. bunların ilki, herhangi bir talih oyunundan gelen para, ikincisiyse bir ülkede uzun süre kalınca farkında olmadan öğrendiği ve ister istemez konuşmaya başladığı o toprağın lisanı. s.539
    --spoiler--

    --spoiler--
    hayatında ilk kez birine aşık olmuş, o da ruh hastası çıkmış her insan gibi hayal kırıklığı uçurumundan aşağıya yuvarlandı, akşama kadar sessizce..
    --spoiler--

    --spoiler--
    dişlerimiz olduğu için ısırıyoruz.
    bu yüzden bu kadar vahşiyiz.
    gözlerimiz olduğu için hayran kalıyoruz.
    bu yüzden bu kadar aşığız s.476
    --spoiler--

    fazla olur diye şimdilik bu kadar yazıyorum durduramaz kitabı yazarım diye korktum.. ve bitirdiğimde kitabı huzur aradım bir iki dakikalığına , karanlık sınıfta afrikanın olduğu haritaya bakarken güldüm. müzik aradı kulaklarım. her dinlediğimde aklıma gelsin kayra diye. saat öğlen 2 idi, ayın on dokuzu tavandan gelen sıra sesleri müzik oldu kulaklarıma. onun müziği. gülümseyip en güzel ezgi dedim. her gün vuracak. her gün hatırlatacak diye..

    ve kinyas hiçbir şey yok! bilesin.

    taedium vitae/zippo
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük