Aslinda sallamak lazım. Bir kerecik de olsa onlara güvenin. Emin olun en sahtekar adama guvenirsen veya guven verirsen sana doğruları söylemeye başlayacaktır. Güvenirken de temkinli olunmalı tabi. Sınırları var.
hayatın bazı dönemlerinde yaşanan bir takım olaylar sonucunda düşünülendir. çevrenizde sizin gibi düşünen insanlar olduğunu da hesaba katarsak başka birileri de size güvenmemeyi düşünebilir. güvenmeyen güvenmeyene. yine de bunu ömür boyu başarmak imkansızdır. sözde hep söylenen fakat özde bozulan bir yemin gibidir.
herşey kalbi kırar, çünkü herşeyi kendiniz gibi iyi sanırsınız. öyle olmadığını öğrendikten sonra dünyanın en haklı sözü olduğunu bildiğiniz acı tecrübelerin eseridir.
bu bir kırgınlık değil bir gerçekliktir. insan zaafları olan biridir ve koşulsuz güven ona da yüktür. o yüzden kimseye güvenmemek bir insan ilişkilerinde sakatlık olarak alınamaz.
insan kendinden bile emin olurken çuvallıyor, bide başkasına karşı bu denli güvenilir bakarsa neler olur kim bilir.
bence de saçma, herkese gerekince gerektiği kadar güvenmek lazım. zaten bu kafada olunca pek gerekmediğini de görürsünüz.
bazen hayattan tam anlamıyla zevk alamamaya sebeptir,* kazık yiyip üzülmekten pekala daha iyidir tabiki, ama insanın arada birisine güvenme ihtiyacı duyabiliyor.
kimseye güvenmemek aslında kötü bi şey değildir. insanlar neden bunu kötü bi şey gibi algılar anlayamıyorum. ben de güvenmem hiç de ağır travmalarım falan olmadı, olmasın diye güvenmedim zaten.
güvenmemek bi şeyler paylaşmamak değildir. sadece hemen her koşulu düşünüp ona göre hareket edersiniz. gerektiğinde yine bi şeyleri riske edersiniz. mesela biri ile tanıştığınızda, iyi anlaştığınızda bir gün yollarınızı ayırabileceğiniz ihtimalini de göz önünde bulundurmanız gerekir. bi nevi çağın gereği bu. ama eğer o kişiye değeceğini düşünüyorsanız yine daha özelinizi paylaşabilirsiniz.
erken yaşta öğrendiğim şey. insan eşten, dosttan kazık yer bir süre aklında kalır fakat acısı bir süre sonra unutulur. benimki ayrı bir kazık. anneden yediğin kazık ayrı bir giriyor insana. daha 9 yaşındaydım evden ilk kovulduğumda. boyumdan büyük valizle kapıda kaldığımda kış gününde. bir kabahat işler evlat. döversin sitem edersin ama evden kovmazsın. kovamazsın. ben ne bir kabahat işlemiştim. ne de başka bi bok yemiştim. işlediğim tek suç yanlış ailenin meyvesi olmaktı. 6 ay dayanabildim annesizliğe. tekrar kapısına gittim oda hatasını anlayıp kabul etti..
bir süre sonra hastanede tanıştığı bi adamla evlenme kararı aldı. adam hastaneye alkol tedavisi için yatan birisiydi. kabul etmedim ama annem beni dinlemedi. çoktan valizlerini hazırlamıştı. 3 oğlu ile evimize gelip bana nasihat vermeye başladılar. artık senin annen bizim annemiz gibi basit basit şeyler söylediler. hatta en büyük oğlu belinden silahı çıkarıp dizimin üstüne koyarak '' annene bir yanlışımız olursa gel vur beni bu silahla'' dediğinde 10 yaşındaydım. amına kodumun çocuğu 10 yaşında ki bir çocuğun önüne silah koyacak kadar orospu çocuğuydu.. varın psikolojimi siz düşünün. 2 kazığı yemiştim. terk etmişti beni.
babamın yanına taşındım.. artık yaz tatillerinde görmeye gidiyordum annemi.. evet yine affettim. çünkü malım.
adam alkollüydü. aldığı tedaviler bir sike yaramıyordu. liseliydim artık. karşımda anneme küfürler savurup duruyordu. dayanamadım artık. valizini topla gidiyoruz bu evden diyordum. saat gece 11di. gideceğimiz yer bile yoktu oysa. eski tanıdık komşunun evinde sabahlamıştık o sabah. annemi güvenilir bir yere yerleştirten sonra babamın yanına tekrar gittim..
aradan 12 yıl geçti.. annem babaannemi aramış.. oğlundan hayır gelmedi.. torununda beni yuvamdan etti demiş.. o adamla kurduğun yuvayı sikeyim diyemedim anneme.. bu 3. kazıktı.
6 yıldır görmüyorum annemi.
geçenlerde aradı. evi bodrum katta olduğu için yağmur yağdığı zaman kanalizasyon taşmış. eşyaları bok içinde kalmış.. kendini öldürmekten bahsediyordu. dinliyordum ama sözleri diğer kulağımdan çıkıyordu. diyebildiğim tek şey yeni ev tut masrafı neyse ben öderim.
insanın yaşadığı birkaç tecrübeden sonra anladığı ve tutunduğu eylem.
Doğruluğu tartışılır. Ancak tabiki bunu arka arkaya darbe yemiş bir insanla tartışamazsın. Çünkü o savunma halindedir. insanlara karşı gardını bu şekilde almayı tercih etmiştir.
yaşanan travmalar sonucu çok normal karşılanan bir davranıştır. lakin ki anormal olan güvensizlik hissettiğinde nasıl davrandığındır. Kimse kimseye hemen güvenmek zorunda değildir, eğilinmesi ve düzeltilmesi gereken nokta bunu dışarı nasıl yansıttığıdır.
eyyorlamam bu kadar.