bu yarışmaya katılmak mevzusu açılınca hep şöyle bir korkuya kapılıyorum: "ben gitsem kesin altın oranın virgülden sonraki 4. basamağını sorarlar." sonra hafiften ürperiyorum. bu durum resmen fobim oldu arkadaş. gecenin bir yarısı kendime garip sorular soruyorum sonra internetten cevap arıyorum. bazen çelişkili cevaplar bulup ya bu soru çıkarsa ne yaparım diye uykularım kaçıyor, yemeden içmeden kesildim iyice. bu yarışma kabusum oldu, normal bir hayat yaşayamaz oldum. ha bu arada yarışmaya da bir kere başvururken sayfa çöktü, hemen kapattım explorer'ı ve firefoxkullanmaya başladım. ben böyle değildim kenan abi, ben böyle değildim...
insanların umutlarını bagladıgı yarısmalardan biri tek farkı bilgiye yönelik olması ve izleyenleride bilgilendirmesi. seviyeli olması güzel bence herkesin izleyebilceği fakat herkesin yarışmaya katılamayacagı gercegini unutmamak gerekir.
Yarışmaya katılmamamın tek nedeni o yarışmacı koltuğuna tek seferde oturamazsam korkusu olan yarışma.
Not; şu anda yarışan 500 kiloluk abla da oturtamadı koltuğa. Yemek sorusunu da bilemedi. Yemek yapmam diyo. Tweeterin simgesini de bilince orgazm oldu.
Edit; psikologmuş ama ağır şizofren lan bu. Bo son kararım diyor. Aha siktirdi gitti.
sorusunu beyin ameliyatı yapıyormuş tripleriyle cevaplayan iticilik abidesi bir adamın yarıştığı yarışma. adam tek tek oyunların ne olduğunu söyledi büyük bir ciddiyetle. dama de geç amk. havan kime.
bunun gibi çok adam var. cevabı bildiği halde bıdı bıdı anlatıyor. "bakın ben bunları biliyorum" havaları. hadi emin olmayıp sesli düşünenlere eyvallah da, bazı salakların ego mastürbasyonunu izlemek sıkıyor bazen.
"efendi-piç" çekişmesi bu yarışmaya da girmiş. adam başvuru formuna "ukalayım" yazmış ve alınmış. ben "efendiyim" yazdım, 8 ay oldu, hala bekliyorum.
ayrıca bugün oldukça fantastik bir gün oldu. "bo son kararım". telli duvaklı gelin sorusunun şıklarında "dayalı döşeli" şıkkının olması, istemsiz güldüm. "diyarbakır'ın neresinden?" sorusuna "ofisten" yanıtı veren joker. iyi güldük bu akşam.
bu kadar bilgisiz olup bu özgüveni nerede buluyor bu insanlar anlamak mümkün değil. bu arada kenan ışık ın da dediği gibi yarışma tam bir öğrenci bursuna dönüştü.
Kenan Işık'In an itibariyle, an itibariyle söyleminden haberdar olduğunu gösteren yarışmadır. basit soruların da sözlükten esinlenildiğine defalarca şahit olduk.
Yarışmaya katılmak isteyen kişilerin öncelikle, internet sitesi üzerinden form doldurmaları (tercihen fotoğraflı) gerekmektedir.
Uygun görülen yarışmacı aday adayları telefonla aranarak, atv Yenibosna stüdyolarına, genelde bir kişi tarafından kısa ve kamera kaydı altında yapılan bir ön görüşmeye çağrılmaktadır.
Bu görüşme sonrasında, kendisine belirtilen saatler içerisinde telefonla geri dönüş yapılırsa ikinci bir eleme için görüşmeye hak kazanacağı; olumsuz cevaplar için ise aday adaylarının sayısındaki çokluk nedeniyle geri dönüş yapılmayacağı bildirilmektedir.
ikinci eleme için çağrılan adaylara, 10 soruluk, söylentiye göre yüz yirmi beş bin TL soruları olan, bir test yapılmaktadır. Bu testin sonuçlarıyla birlikte, aday adayları beş veya altı kişiden oluşan, çoğunluğu kadın bir heyetin önüne çıkarılmakta. Ellerinde birikmiş olan tüm bilgilerden (formda belirttiğiniz kişisel bilgileriniz, ön görüşmede verdiğiniz ek cevaplar ve test sonucunuz), kişiye özel sorular sorulan bu mülakat sonrasında yine olumlu sonuçlara telefon aracılığıyla dönüş yapılacağı bildirilmektedir.
Bu mülakattan da olumlu cevap alınmasına rağmen hala aday adayı denilmesinin sebebi: programın akışına göre, bazı yarışmacıların çekimlerinin ertelenmesi ve/veya yetişmediği takdirde tekrar yarışmacı olarak çıkarılmalarında bir garanti verilmemesidir.
Adayların yarışma gününe kadar gelmeleri, hiç para kazanamamış olsalar dahi büyük bir sınav ve yaşam deneyimidir.
Basit sorularda elenen yarışmacılarla ilgili yapılan eleştirilerde iki gerçeklik vardır:
Birincisi: seçilen kişiler, her tipten, her yöreden, her yaştan olup, Türkiye'nin prototipidir. Yani ne görüyorsak, bizim de onlardan birisi olduğumuz gerçeğidir.
ikincisi ise, yarışmacının yarışma esnasında yapacağı küçük bir hatanın tüm tanıdıkları tarafından görülerek, rezil olacağı duygusuna kapılarak büyük hataya sebebiyet vermesi gerçeğidir.
Sonuç olarak: ekran karşısında olmak heyecan vericidir ve daha kilolu gösterir...