Beyaz ekmek, un ve unlu mamüller yok. Mümkünse tam buğday ekmeği o da öğünde 1 dilim.
Mümkün mertebe protein ağırlıklı beslenme. Kahvaltılarda yumurta ve peynir olmazsa olmaz.
Şeker ve şekerli şeyler tabi ki yok.
Meyve sebze tüketiyoruz. Ama meyveyi de sınırlı sayıda günde maksimum 2 porsiyon. Malum şeker var.
Cips, kola abur cubur fastfood ambalajlı ürünler yok tabi ki.
Günde minimum 2 litre su tüketin.
Mümkünse akşam 7 den sonra hiç bir şey yemeyin.
Hayatınıza hareket katın. Herkes spor salonuna gidemiyor ama ne bileyim bir 1-2 durak önce inin otobüs minibüsten. 1-2 Kat önce inin asansörden. Yürüyen merdivende sağda durup beklemek yerine soldan devam edin yürümek için bahane yaratın kendinize.
Emin olun faydasını göreceksinizdir ben gördüm.
Not: bu söylediklerim herhangi bir rahatsızlığı olmayan bireyler içindir. Kardiyovasküler rahatsızlığı olan karaciğerinde problem olan şeker hastası olanlar doktor ve diyetisyenle görüşmeli kesinlikle.
60 kilodan fazla vermiş biri olarak konuşuyorum. Kilo vermek almaktan daha kolay.
Bu başlık altında neredeyse her tavsiye verilmiş. Ancak bugün farkettiğim bir nokta var. Belki faydası olur diye yazmak istedim.
Hayatım boyunca hiç kilo problemi yaşamamıştım. Hatta küçükken yemek yememek için dayak annemden dayak yediğim çok oldu. Ama gel gör ki o devran hep öyle devam etmedi.
Bunun iki sebebi vardı. Birincisi, eski sevgilim. Üniversite üçüncü sınıfta sıska bir sevgilim vardı. Ve hiç bir zaman yemeğini bitirmezdi. Ben de hep kendi yemeğimi bitirdikten sonra onun yemeğini bitiririm.
ikinci sebep ise, o dönem aynı evde kaldığım arkadaşlardı. Özellikle bir tanesi vardı ki adamın en büyük hobisi yemek yapmaktı. Bir öğrenci evi düşünün ki her gün sarmalar, mantılar yapılsın. işte öyle bir evdi bizimki.
Bu iki faktör bir araya gelince, 1.80 boyunda 70 kilo olan ben, 6 ayda 100 kilo oldum. Eskiden sadece salaş görünmek istediğim zaman giydiğim kıyafetlere sığabilir oldum. 30 kilo. Dile kolay.
Sonra kızdan ve o evden ayrıldım. Kendimden nefret eder hale gelmiştim. Hedef 70 diyip diyete girdim. Bir yaz tatili boyunca her gün kuş kadar yiyip hayvan gibi spor yaptım. Ama tatil bittiğinde 78 olmuştum. Üniversiteye gittiğimde herkes şok oldu. Daha fazla kilo vermemem gerektiğini söylediler. Şansıma o sene beraber kaldığım çocuk hiç yemek yemeyen paso abur cuburla geçiştiren biriydi. Ben de ona uydum. Her gün okulun yemekhanesinde az bişey yedim ve akşamları da aç yattım. Bir kaç ay hiç tartılmadım. Bir gün şans eseri tartıldığımda ise şok oldum. Yine 70 kilo olmuştum. Derken okul bitti. Ve problemler baş gösterdi. Ben de kendi yemeye verdim. Malesef bu çok yaygın bir hata. Gözlemlediğim bir çok kişi morali bozuk olunca oturup yemek yiyor. Bu, hiç bir şeyi düzeltmediği gibi her şeyi daha da kötü hale getiriyor. Ben de bu hatayı yaptım ve hooop tekrar 100 kilo oldum. Uzun zaman görüşmediğim bir arkadaşım beni gördüğünde "yüzünü arı sokmuş" gibi görünüyorsun dedi.
Zamanla problemler düzeldi ama kilolar gitmedi. Geçen yıl diyete girip 85'e düştüm. Ancak hala istediğim kiloda değildim. Farkettim ki insan yaş ilerledikçe ve imkanları arttıkça daha zor kilo veriyor.
Bu noktada bir çok arkadaşım diyetisyene gitmemi tavsiye etti. Ama ben istemedim. Çünkü zaten önceki diyetim süresince nerdeyse bir diyetisyen kadar öğrenmiştim.
Geçen ay tekrar diyete girdim. Ama bu bir anlık bir kararla oldu. Hatta onu da anlatayım. Aklımda diyet yapmak hiç yoktu. Bir akşam arkadaşlarımla dışarı çıkacaktım ve yeşil r gömlek giyeyim dedim. (gözler yeşil, belli olsun istedim. Yeşil göz seven 25 üstün bağyanlar eqlesin * ) baktım ki gömlek oluyor ama yakışmıyor. Dur r tartılayım dedim. O da ne!!! Baskül 89'u gösteriyor. Vay babayın kemüğüne diyerek karar verdim. Bu akşam patlayana kadar yiyecem ve yarın diyete girecem dedim. O gün bir buçuk iskender bol tereyağıyla götürdüm. Sonra tatlısı vs derken resmen davul gibi oldum. Eve geldiğimde nefes alamıyordum.
Ertesi gün başladım diyete. Burda şunu söylemem gerekir ki, diyetin en zor zamanı ilk başlardır. Yani ilk bir hafta mide resmen spazmlardan spazmlara koşuyor. En azından ben de bu hep böyle. Daha sonra ise alışıyor mide. Umudu kesiyor sanırım. Bir süre sadece az yiyerek diyet yaptım. Baktım kilo veriyorum ama istediğim ivmede değil. O zaman bir pismillah diyip spora başladım. Daha önceden boks yapmıştım. ilk zamanlar boksa tekrar başlayım dedim. Çünkü düz koşu veya ağırlık çalışmak bana hep sıkıcı gelir. Öte yandan boks gibi bir sporla uğraşmak hem kilo vermeye yardımcı oluyor hem de size bir disiplin öğretiyor
Bu anlamda motivasyonunuzu da yüksek tutuyor. Eğer ilginiz varsa tavsiye ederim. Yalnız boks işi devam etmedi. Çünkü belli saatleri vardı ve işim gereği hep aynı saatte orda olamıyordum. Sonra yüzmeye başladım. Ancak havuz olayı riskli iş. Hijyene takarım ben. Onu da bıraktım. Mecbur evde koşu bandı yolu göründü yine bize.
Bir aydır düzenli koşu yapıyor ve arada vücut ağırlığıyla yapılan egzersizleri yapıyorum. (şınav, mekik vs) dün 82.9 çıktım tartıda. O mutluluk tarif edilemez. Bir ay boyunca yemediğim bütün tatları alıp onla çarpsa böyle bir mutluluk yaşatamazdı.
verilmek istenen kiloya bağlı olarak uzun ya da kısa bir diyet programıyla zor olmadan bunu yapabilirsiniz.
önce kendinizi psikolojik olarak diyet yapmaya başlacağınız güne hazırlayın. iradenize sahip olmak olayın püf noktası.
ilk hafta az yemek biraz can sıkıcı olabiliyor ama sonrası çorap söküğü gibi geliyor kendiliğinden.
bu dönemde bol bol su için.
az ekmek, minumum tuz vs kullanmayın... uyarısı yapmaya zaten gerek yok.
-Kilo vermek sanıldığının aksine zor bir şey değil. Öncelikle buna inanmakla başlayabilirsiniz.
-diyet yapmak demek bir şey yememek değildir. Günlük almanız gereken kalori miktarını sağlıklı besinlerle almak demektir.
-sağlıklı bir beslenmenin yanında bir de spor veya düzenli egzersiz yaptığınız takdirde her şey yoluna girecektir.
-başlamak için pazartesiyi beklemeye gerek yok. Mutlu olmak için sağlınızı korumak sizin elinizde.
evet, bu başlığa tıkladığına göre ya sporla uğraşan tavsiye verebilecek bir insansın, çok sağol ^^ durum seninle ilgili değil.
ya da dalga geçemk için gelen bir trolsün; az ötede dur sen.
ya da kiloların var ve biraz da sıkılarak tıkladın. evet işim seninle!!
şimdi öncelikle şunu kabullenmek gerekiyor. fazla kilo hastalıktır. bedeninle barışık olman, halinden memnun olmaam ya da sevgilinin seni böyle beğenmesi önemli değil. fazla kilo pek çok hastalığa davetiye çıkarır. en basitinden damarlarında oluşan plaklar bir gün kopar da kalp damarlarını tıkarsa kalp krizi geçirmen çok olası. bir de sigara içiyorsan ailenden böyle bir öyküsü olan varsa yüksek risk grubundasın.
peki nedir bu hastalık sınırı? insandan insana boy farkı var mesela. bunun için vücut kitle indeksi hesaplamak gerek. kilo/ boyun karesi(metre cinsinden) mesela şöyle; ben 62 kiloyum** boyum 1.65. 62/2.7225 işlemini yapmam gerekiyor. 22,77 çıkıyor. eğer bu hesapladığınız değer 40 üzeri ise morbit obez sınıfına giriyorsunuz. durum çok ama çok kötü demek bu. hemen bir şeyler yapmaya başlaman gerekiyor. 30 üzerinde ise obez oluyor. morbit obez kadar acil olmasa da bu sınıf da hastalık sınıfına giriyor. 25-30 arası fazla kilolu oluyor, evet sizlerin de kilo vermesi gerekiyor. 18-24 arası normal kilo oluyor. ben buradayım. bu konuyla ilgili bir sonraki pragrafta bişiler yazmak istiyorum. 18 altı az kilolu oluyor. bu da iyi bi şey değil. zamanla kaşeksiye yani bildiğin afrika kabilelerindeki gibi açlık çeken insanalra dönmenize neden olabiliyor ve psikolojik bir rahatsızlık olarak da geçiyor.
normal kilo ile ilgili; kilo vermek isteme nedenim şu ki kendimi beğenmek istiyorum anlıyor musun dostum? karşı cins tarafından beğenilmek umrumda değil. burada hadi lan dediğinizi duyar gibiyim ama beni tanımıyorsun. karşında ciddi bir ruh hastası var. sadece bir kıyafet aldığımda yakıştı deyip kendimi mutlu hissetmek istiyorum. ki zaten yaş ilerledikçe kilo almak kaçınılmaz. o gobek tekrar çıkacak bi şekilde. hayatım boyunca tombalak bir insan oldum ve bu kadar yaklaşmışken bedenen kendi idealim olan forma inmek ben mutlu edecek. ama tabi ki 18 altına inmemek kaydıyla. kendi hedefimi yaza kadar 55 belirledim.
evet şimdi zurnanın zırt dediği yere geliyoruz. sorun belli, çözüm belli ama nasıl yapacağız? basit bir matematik hasabı ile. eğer ihtiyacından daha azını yer ya da aldığından daha fazlasını yakarsan kilo verirsin. bunun için güzel kalori takip siteleri var. tahmini bir rakamla neden ne kadar yediğini kaydederek toplamı görebiliyorsun. istediğin her şeyi ye, sadece belli bi sınırı aşmamak kaydıyla. aldığın kalori ihtiyacından 7000 az olursa, bir kilo vermiş olursun. ihtiyacını buradan hesaplayabilirsin. http://www.kalori.biz/gun...lori-ihtiyaci-hesabi.html
tabi öyle bam diye sıkı bi diyete girmek zor olur. mesela çayı kahveyi şekersiz içerek, kolayı light a çevirerek, ekmek ten vazgeçerek, günde iki poğaça yiyorsan bire indirerek başlayabilirsiniz.
şimdi hava soğuk. salona gitme gibi bir alışkanlık yoksa spor zor olur. bahara kadar sadece yemeyerek bi kaç kilo vermeye bak. zaten sonra gaza gelip yediğini kendin azaltıyor bir yerden sonra tıkandığını görünce de spora yükleniyorsunuz.