Keşke bir yatım olsa ve kaçırabilsem hepinizi uzaklara. istediğinize inanıp, istemediğinize inanmayacağınız bir yer bulsam. Öyle bir yer olsa ki hepinizin nüfus cüzdanında doğar doğmaz Müslüman yazmasa. Kilise çanlarını da cami ezanlarını da aynı ses düzeyinde duyabilseniz. istediğiniz yere kök salsanız da tecrübeleriniz budasa sizi, öğretmenlerinizin görüşleri yerine. Kendi doğrularınızı, kendiniz keşfetseniz ya da yanlışlarınızı aynı olgunlukla.
"Aman sen bu yaşta lafa fazla karışma!" diye düşüncelerinizi beyan etme özelliğinizi körelten sonra da "Bu çocuk neden böyle çekingen?" diye sizi doktor doktor gezdiren insanlara, bir dur diyebilsem, öğretebilsem gerçekleri onlara. Tercih etme hakkınızı kullanıp bir şeyleri istemediğinizde "Öcüye veririm seni" diye korkutanları, ben gerçekten öcüye verebilsem.
Güneşin sarı değil de yeşil olduğuna inananlarınız olsa mesela. Dünyanın yuvarlaklığı sizi ilgilendirmese de "Benimkisi yamuk arkadaşım!" diyebilseniz, büyük bir vurdumduymazlıkla. Bir puzzle parçası olsak her birimiz, birbirimizden farklı ama bir araya geldiğinde sıcak resimler oluşturabilen. Sizi fabrika üretiminden çıkmış gibi tek tip yapmaya çalışanlara, çeşitliliğin önemini anlatabilsek hep beraber. Karşı görüşlerin birbirini sindirmeye çalışmadığı ya da yalanlamadığı bir dünya kursak.
Her yeri yemyeşil yapabilsem sizin için, ormanlık alanlarla doldurabilsem. Oksijenle sarhoş olsanız alkol yerine. Koruma kalkanlarınız olmasa da önyargısız insanlara yaklaşabilmenin tadını sonuna kadar alsanız. "Aman yavrum dikkat et, aman yavrum etraf kötü. Aman çocuğum tanımadıklarından şeker falan alma." cümleleriyle değil de bilimle, sanatla meşgul olsa beyinleriniz.
işgal oyunlarında oyuncak etmeseler sizi, bomba fırtınalarında savrulmasa bedenleriniz ve açlıktan ölmeseniz hiçbiriniz.
beklenen gün gelecekse çekilen çile kutsaldır mücadele içinde elde edilen hiçbir yenilgi keşkeyle sonuçlanmaz. keşke demek bir nevi isyan, bir nevi de yenilmişliği kabul etmektir ve daima kafan geride yürümektir ve keşke demek arkaya bakarken önünü görememek muhtemel ki tekrar düşmektir.. hayatta keşke diye bir şey olmamalı.. sebepsiz ve sonuçsuz ilişkisiz hiçbir şey yoktur.. bir şeyleri göze almak keşkelere katlanmaktır.. o zaman bu keşke adını verdiğimiz şeyler keşke değildir aslında..
keşkelerden maksat alınacak derslerdir.. bir daha aynı hataya düşmemektir ki bu da milyon dolarlık eğitim almış bir hazinedir.. burda konuşulacak şey keşkeler değil şimdiden sonra yapılacak şeyler neler olmalıdır..
akıllı insan yaptığı şeylerden ders alır bir daha yapmaz, daha zeki insan ise başkalarının yaptıklarından da dersler alır.. dolayısıyla akıllı toplumlar geçmişinden ders alır, daha akıllı toplumlarsa başka toplumların geçmişinden de ders alır.. özet geçersek eğer kaba bir tabirle; adam olacak çocuk b.kundan belli olur, vesselam...
acizliğini ve zavallı oluşunu kabul etmektir..
illa bir düşünce soruluyorsa ademle havva o elmayı yemeyecekti! bu da benim keşkemdir..
onsuz yaşamaya çalışırız ama ondan kopamayız. kişinin tarihinin var olduğunu göstermesi sebebi ile iyidir de. o açıdan sevilebilir.
ayrıca, yalın'ın en sevdiğim şarkısıdır. (adamın zaten tüm şarkıları aşağı yukarı aynıdır. bir özde buluşmak yeterlidir onu dinlerken. işte ben bu şarkıyı seçtim.(
söylemenin hiçbir faydası olmadığı kelime. her ne olursa olsun ve her ne yaşarsa yaşasın keşke dememeli insan, zira keşke denilen tüm şeyleri başa almak mümkün olsa o şartlar altında yine aynı şeyleri yapardık hiç şüphesiz. ama yine de keşke,keşkelerin bir faydası olsaydı biz zavallı insanoğluna.
keşkelerle hayat yürümez,
keşkelerle hayaller gerçek olmaz,
keşkelerle umutlar sevince dönüşmez,
keşkelerle gidenler geri gelmez,
keşkelerle yaşam normale dönmez,
keşkelerle zaman size acımaz.
bu lafı söylemek yerine herşeyi yeri ve zamanına göre değer bilmek en doğrusu.
pişmanlıkların hiç kimseye faydası yok bu dünyada.
keşke, butun guzel düşlerimi bir bir yaşayabilseydim.
keşke, insaların yaralarına tek ilacın sevgi olduğunu anlatabilseydim
keşke, en çok ben sevseydim butun insanları.
keşke, kimseyi kırmadan, incitmeden yaşamanın bir yolu olsaydı.
bi karikatürde şöyle görmüştüm:
+ bundan sonra keşke yerine iyiki kullanacaksın. bu seni mutlu ve optimist bi insan yapacak.
- iyiki çok param olsaydı.
söylemeyi sevmediğim ve söylemediğim kelime, herkes hata yapar ve bu hatalar kişiye tecrubeler kazandırır zaman geri gelmeyeceğine göre ahlanıp vahlanmak keşkelerle zaman kaybetmek yerine yola devam etmek en akıllacısıdır.
en büyük pişmanlıklarımızla en büyük hatalarımızın keşisim noktasında duran şeylerdir. hani bir adım az atmış olsa o uçağa binmeyecekti ya hurley, öyle bir şey. dilenciye para vermek için dönmüş olmasa, prof olup karısı ile tanışamayacaktı ya ted, öyle bir şey.. yada bambaşka bir şeydir de ben bilmiyorumdur...
bu kelimeyi kullanmadan yaşamak hayatı ne kadar akıcı kılar bir deneyin görün.pişmanlık yok, geriye dönüş yok, kaçan fırsatlara üzülmek yok.
her zaman ne oldum değil ne olacağım demek gerçekten güzel.
her şey sona erdiğinde bütün konuşmalardan ve yapılanlardan ve yapılamayanlardan geriye kalacak olan tek içleniş.
ne kadar çok keşke diyorsan, o kadar çok kendini bileklerine çekersin ama en çok sessiz sessiz iç geçirenlerdir, keşkelerini kendinde saklayarak kendi içindeki vadilerde hiç susmamacasına tekrar tekrar keşkeler büyütenlerdir benliğinin katili.
keşke bu yazı derdimize derman olabilseydi.
keşke bu yazıda anlatılamayanı anlatabilseydim.
keşke bu yazı bütün yaralarını örtebilseydi. keşke bu yazıyı okurken gülebilseydin. keşke bu yazıyı okurken kendini kaybedip hiç düşünmediğin şeyleri düşünebilseydin.
keşke bu yazıyı yazarken ölebilseydim. evreni birbirine katabilseydim. bir rüzgar koparabilseydim.
bir aşk değil, keşkeyiz altı üstü. hep sandırılan keşkeler hayatımız.
keşke bir fırtınanın tam ortasına düşebilseydik şimdi. üstümüz başımız bulut tanesi..