ihtiyaten, budaklandırıyorum geçmişimi. seçtiğim anılarda kayboluyorum. önemsizleştikçe anılarım, geçmişe kapak atmşım gibi, küçülüyorum. mücadelem ise, başladığım yerde bitmiş gibi gözüküyor. bitmiş mücadelemin, fikri güncellemelerini tekrar eden her gece, biraz daha üşeniyorum tutkuma. bir mikrop gibi, kuluçkada tutkularım. bölündükçe çoğalıyorlar. yaşama amacım onları yaşamak mı peki? düşündükçe bölünüyorum. artık iki kişi gibiyim. çoğalmak neyse ne, azalmak zor. uyan uçurtmacı, keşke deme vakti