Artık erkeklerin sırf egolarını tatmin etmek için önüne gelen her dişi varlığa söylediği söz. Karşı cinsin yaptığı her davranışa kezban diyenler var la. Ağlar kezban, güler kezban, sever kezban, sevmez kezban, verir kezban, vermez kezban. Babet giyen kızlara bile kezban dediniz ya helal olsun, giydiği ayakkabıdan nasıl anladınız acaba kezban olup olmadığını? Kaldı ki bence bu kelimenin suyu çıktı. Allah'ın apaçisi yolda kendi halinde yürüyen kıza bile kezban der oldu. Kız konuşmuyorsa, kendi halindeyse hemen kezban yaftası yapıştırılıyor, sana ne? Onun yetiştirilme tarzı öyledir veya öyle rahat hissediyordur, utangaç bir yapısı vardır, özgüven eksikliği vardır. Yargılaması sana mı düştü? Tipini beğenmediği, hoşuna gitmeyen kızı kezban ilan eder oldular, sen beğenmedin diye niye kezban olsun? Bıyıklı mı? Yapıştıralım hemen kezban damgasını, hormon bozukluğu var belki hem olmasa bile bakmazsın olur biter sana mı battı o bıyıklar? Kendi tipine, hareketlerine bakmadan karşısındaki kişiye söylüyorlar ya bu kelimeyi nasıl sinirleniyorum anlatamam. Çevremde bir kişi bile bu kelimeyi kullanırsa direk vurucam ağzına. Hem bu kelimenin nesli tükenmedi mi lan hala?
"Erkeklerin kendilerinden ayrılmak istemeyen sevgililerine karşı uyguladıkları şiddet, bu kez tersine döndü. Konya'da 30 yaşındaki Kezban A., barışmak istemeyen sevgilisi 27 yaşındaki Mehmet Ö.'yü, seyyar köftecinin tezgahından aldığı bıçakla bacağından yaraladı."
Yuzu badana yapmak suretiyle boyun ve yuz arasinda kontrast farki olustururlar. Bir de surmeyi bile beceremedikleri eyelineri sakaklarina kadar cekerler ki bunlar da agir kezbanlardir.
genelde** entel görünmeye çalışan bir kısım erkeğin, amerikan yapımı filmlerde gördükleri şallı, hayata felsefi bakan, derin anlamlar çıkarabilen ve kimsede rastlanmayacak farkındalıklara sahip olan kadın modelinin şokuyla, kendileriyle aynı ülkede yaşayan kadınlara yapıştırdıkları etiket.
kız çocuklarına konulan "kezban" ismi farsça "ev hanımı" anlamına gelen "kedban" dan gelir. arapçada "yalancı - yalanlayan" anlamındaki kelime ise "tükezziban" dır. kezban ile alakası yoktur.
ilk ve son olarak; birlikte olursa bunun dedikodusunu yapacak erkeği anlayıp uzak duran akıllı kızlarımızın, erkekleri, sadece gösteren ve evlenme umudu taşıyan garibanlara mecbur etmesinden ortaya çıkmış hededir. bağıra bağıra söylüyorum; erkeğin dedikodu yapanı karıdan beterdir. sol frame yeterince açık.
bu kezban diye taşak geçtiğiniz kızlar, dışarıdaki modern sosyal yaşamla, muhafazakar toplum kuralları arasında sıkışmışlık sendromu sonucu oluşan bir formdur.
şöyle ki; misal şimdi bu kız sokağa çıkıyor, bakıyor akranları giymiş mini mini şortlar, dekolte kıyafetler, manitalar kollarda, o bar senin bu kulüp benim geziyorlar... vay amk şunlara bak diyor kız, özenerek, imrenerek tabi.
sonra akşam eve gidince, babasının karşısında bağdaş bile kuramayınca, bünyede bir kısa devre durumları oluyor... dışardaki la dolçe vita\'yla baba evi ve mahalle baskısı muhafazakarlığı arasında sıkışıp kalan kızda, baba korkusu galip geliyor ve o meşhur kezban karakteri oluşuyor.
yani bu hanımkızlarımız da bu karmaşık toplum yapısının birer ürünüdür, belki anamız, belki bacımız, ya da sevgilimizdir arkadaşlar, fazla da şeyetmeyelim.
yetişkin sıfatıyla anılacak kıvama gelememiş insanların, kadınları aşağılamak üzere ağızlarına doladıkları kız ismidir. bir de hepsi o kadar emin ki her kadının "kezbanlık" yaptığına falan, insan merak ediyor doğrusu nasıl bi çevreleri var diye.
ha biliyoruz da büyük çoğunluktaki olayın aslını. işlerine gelmeyen bi durum oldu mu "kezbanlık yapıyorsun" oluyor. alınmıyoruz merak etmeyin, sadece dinlemeye değer bulmuyoruz artık.
fazla ama yanlış kullanılan nerden çıktığını bilemediğim bir sıfatdır. güzel değilse kezban, zeki değilse kezban, fakirse kezban, sigara içiyorsa kezban, müzik tarzı farklıysa kezban... bu böyle uzar.