yobazlığın daniskası. klasik, "hanemdeki kadınlara hiçbirşey söylenmesin, ben her kadına birşey söyleyeyim" erkeği sözleri. başka bir telaffuzda (bkz: orospu çocuğu).
öncelikle bu muhattabı olduğum zihniyetin kafasının içinde ki beyin dediğimiz uzvunu örümcek ağları bağlamış.
okumaya bile üşeneceğini bilerek, anlamayacağından emin olarak yazıyorum.
işimiz zoru başarmak. söz uçar yazı kalır, sözlükte bulunsun deyip başlı-yorum.
şimdi ben bunların hepsini okudum.
sonra okuduklarımdan islamiyete dayalı ayrıntılar çıkardım.
işte bahsi geçen örnekte ki kızın giyiniş tarzına laf edilmiş;
dar giyiniyor, yok denecek kadar az giyiniyor, orası burası meydanda falan.
burası tamam. tam anlamıyla örtünmek, islami açıdan bakacak olursak kadından beklenen bir şey.
sonra işte kızın erkek arkadaşıyla yaşadığı,
bizi (elâlemi) hiç bir şekilde ilgilendirmeyen ilişkisine dayalı hakaret içeren ithamlar..
islam arada nikah olmadıkça kadın ve erkeği birbirine haram kılıyor. bu da tamam.
sonra işte bütün bu pislik işlere girdikten sonra yurtdışında master yapmaya gidince de
sünnetsiz gavura verecekmiş bu kız. sünnet de islama dayalı bir olay.
şimdi bütün bu detaylardan yola çıkarak bir sonuca varacak olursak;
bu kadar laf kalabalığının altında yatan temel sebep ''islam''.
peki be adam,
sen islam'ı savunmak adına (ki uzaktan yakından bir ilgin olduğunu sanmıyorum,
yazdıklarından cehalet akıyor) şahit olduğun bir kaç olayı ve şahsı o iğrenç ithamlarınla irdeliyorsun da,
bu gıybet olmuyor mu? bu kul hakkına girmek olmuyor mu? kızın ne anası kaldı ne babası.
kızın saçından başladın vücudunda haram sayılabilecek (ki söz konusu kadın vücudu olunca, tek bir kılını bile bu şekilde ifade etmek yanlış)
başka her türlü uzvunu bize bir güzel resmettin, ifşa ettin.
bunlar şimdi hangi zihniyetle yazılıyor,
bu kafalar nasıl böyle pisliklerle doluruluyor az çok biliyor, kestiriyoruz.
elâlemin karısının kızının namus bekçiliğini yapmak sana mı düştü?
sen kendi karına kızına bacına sahip çık, gerisine karışma. milleti karalamak ne kolay be!
herkes kendi yanlışından sorumludur, dünyanın yükünü sırtlanmak size mi kaldı? tevbe diye bir şey var, yanlışlarımızın her zaman dönüşü var.
bu şekilde konuşup insanları çıkmaza sürüklüyorsunuz. hatasından döneceği varsa da bu gibi yazılanları, söylenenleri okuduyup duyduktan sonra umut mu eder insan?
insanlar senin benim gibi hayat mücadelesi veriyor.
o bahsettiğin üniversitelerde anlı ak bir sürü genç kızımız da var. öyle genelleme yapmak ne kolay!
''ama hocam bizim kızlarımız da görüyor, özeniyor. herkese kötü örnek oluyor bunlar.''
gibi bi aptallıkla da gelirseniz şayet, bunun da cevabı kolaydır;
Allah herkesi bir beden olarak diğerlerinden bağımsız, ayrı yaratmış. her koyun kendi bacağından hesabı.
sonra, sen karını, kızını istediğin gibi yaşat. ister üniversiteye yolla ister yollama, evde hapis et. bundan kime ne?
gerçi bu noktada insana (kadına) zulüm söz konusu, ama n'apalım herkese adil davranmıyor hayat. bunun da bedelini ödetirler elbet.
sonra bana asla kalkıp da ''karımıza kızımıza kötü örnek bunlar deme!''.
dinin islamdır. imanın varsa, kendinden eminsen seni kralı gelse bozamaz sen merak etme.
bu sadece türkiye için değil, tüm dünya için geçerli.
gay dediğin, lezbiyen dediğin, allahsız dediğin, kitapsız dediğin her yerde var.
ne yapalım şimdi tüm dünyayı yakalım mı? tek bir yanlışlarıyla insanları infaz mı edelim?
tüm dünyayı değiştirmeye gücün yetmiyorsa, sen önce kendi yanlışlarınla ilgileneceksin! önce sen kendin ''insan'' olacaksın.
öyle kolay ekmek yok. burası imtihan yeri.
her şey dört dörtlük olsa ne anlamı kalırdı bu işin?
biraz o kafanızın içinde ki nimeti kullanmak için çaba sarfedin derim, yoksa bu şekilde nereye varırsınız bilinmez.
