güçlerini kendini üniversitenin sahibi olarak ilan edenlerden alırlar. hayır bu adamlar hangi kriterlere göre üniversiteye alınır, anlayabilen izah etsin aydınlanalım. kız öğrenci görseler böyle alaycı tuhaf bakışlar, erkek öğrenci görünce ses yükselterek ego tatmin etmek maksatlı konuşmalar, azarlamalar.siz proflara iki laf anlatmak derdinde bin takla atıp, yüz dümen çevirme ihtiyacı duyarken bakarsınız bu sivri burun ayakkabı ile dolaşan külhanbeyi adamlar aynı akademisyenlerle çay kahve içip her türlü muhabbeti döndürmekte.
*
anlatılanlarda en ufak abartı yok, durum gerçekten böyledir.
sanırım babalarının hayrı için bu işi yaptıklarını sanan memurlardır. ulan sanki adamlara allah rızası için şu işimizi halledin, allah ne muradınız varsa versin diyoruzda, beyzadeler lütfediyer. işin lan o senin yapacan tabi, paşa paşa yapacan.
artist memurlardır. yürüyüşleriyle, asabiyetleriyle, konuşmalarındaki ukalalıkla, yerin dibine sokmak için formatlanmış bakışlarıyla sanki okulun sahibi gibi davranır pezevenkler. öncelikle şunu anlatayım; başlıktan da anlaşıldığı gibi tüm memurlar böyledir demiyorum. ama hem okuduğum ilkokuldaki memur, hem okuduğum lisedeki memur, hem okuduğum üniversitedeki memurlar böyle. sanırsın üniversitenin sahibi anasını satayım. sözüm onlar için; bir hiçler. yarısından çoğu lise mezunu, arta kalanı da torpilli ilkokul mezunu, hayatta hiçbir hedefine ulaşamamış, hep sıradan olmuşlardır. ne sevmişlerdir adamakıllı ne sevilmişlerdir delice. gözlerinden okunuyor gizlemeye çalışsalar da acınılacak halleri. onlar bu kibirle devam ederse bir yere de varamayacaktır zaten.