kendi mistik imgeleminde otlayan yalnız öküz

    1.
  1. kendini her şeyden ve herkesten soyutlamış, kendi sınırsız imgeleminde, türlü renkleri bir araya getirmiş, sarsak telaşların, vehimli tansıkların, ürkek kararların ve diğer tüm öküzlerin sahte dünyalarından uzakta, o bilindik maskeli balonun dışında, kendi ütopyasında, belki fütursuz, belki hoyrat veya nobranca... ama ne olursa olsun özgürce, dilediğince otlayan öküzdür.

    bir de yorgun inek vardır ve bir de hayata dair umut veren taylar...
    28 ...
  2. 4.
  3. bazen de sözlüğün dar ve karanlık sokaklarından, o koca götüyle geçmeye çalışır bu öküz, sözlüğün veletleri de götüne çöp dürterler, öküzdür en nihayetinde, ses etmez... yani bir öküz, ancak bu kadar öküz olabilir...
    10 ...
  4. 36.
  5. sezadır matemim tutsa felekler
    bana insan değil, ağlar inekler

    diye mörüldenirken, uzaktaki ufuk noktasına saplanmıştı gözleri, kara tren gecikecek, hatta belki de hiç gelmeyecekti, dağlarda salınacak ve derdini bilmeyecekti, dumanın savuracak, halini görmeyecekti, gam dolacaktı yüreği, hasreti dinmeyecekti... ama olsundu, hayat her şeye rağmen devam edecekti.

    geniş sağrılarını kıvıra kıvıra, götünü dönüp uzaktaki ufka, gelmeyen ve kaçan bütün trenlere nispet edercesine, işkembesinin en ücra köşesinden gelen bir osuruk salladı.

    öyle bir osurdu ki, yaylalar yalan oldu, tarlalar talan oldu, gökyüzünden patır patır ölü kuşlar döküldü, koskoca çınarlar, kökünden söküldü.

    şöyle bir dönüp baktı ardına, sonra hiçbir şey olmamış gibi geviş getirdi.

    öküzdü nihayetinde, öküzoğlu öküz...
    9 ...
  6. 10.
  7. bir bildiği vardır her zaman, gülen gözlerle bakarken hayata, muhayyer kürdi makamında mööler ama anlamaz kimse, anlamasın da zaten, çok da sikinde.

    öküzdür nihayetinde, sadece bir öküz...
    8 ...
  8. 12.
  9. umarsızdır her zaman, eşekten küçük koyundan büyük gözleriyle boş bakışlar atıp dünyaya, geviş getirirken kasabın götüne gül sokacağı günleri beklemektedir çaresizce.

    öküzdür nihayetinde, sadece bir öküz...
    7 ...
  10. 11.
  11. yalnızlığın nirvanasında, çakrasını sonsuzluğa açmış, kendini çoktan aşmış olsa da, yine hep bir şeyleri eksiktir bu öküzün.
    iri cüssesiyle boşlukta süzülebilme yeteneği ise, doğuştan bahşedilmiş bir lütuftur ona.
    bir de şiirler yazar, kimsenin bilmediği dilde, görünmez sevgililere.

    öküzdür nihayetinde, koca götlü bir öküz...
    8 ...
  12. 18.
  13. eşşekleri kıskandıran gözlerinden, usul usul süzülürken damlalar, 'gökyüzünde yalnız gezen yıldızlar'ı terennüm eder her akşam üstü ve bütün meyhanelerini dolaşır köyün, bir umut arar kadehlerdeki toynak izlerinde...
    fakat her yolun sonunda aynı kimsesizlik vardır, elin oğlu her gece heybeli'de mehtap'a çıkarken, tepecik'te hülya'ya dalarken, nevizade'de leyla'ya girerken, o, el-izabetten ibarettir solgun yalnızlıklarda.

    yine de katlanabilir en susuz yazlara, öküzdür nihayetinde, bildiğin öküz...
    9 ...
  14. 40.
  15. ıslak çimlerle bir güzel doyurdu karnını, aşağıki dereye inip tonlarca su içti ve akabinde hunharca geğirdi.
    sonra usulca eğildi, boynuzlarını siyah taşlara sürüp parlattı ve uzun uzun seyretti gökyüzündeki beyaz bulutları.

    artık yeni bir başlangıç yapmaya hazırdı, kahverengi iri gözleri birden parladı, sonra ağzını havaya dikip;
    böhühühühüheey dedi ve ekledi; mööö...

    öküzdü nihayetinde, her öküz gibi bir öküz...
    7 ...
  16. 14.
  17. mütessirdir yalancı gözlerle umut vadeden ineklerin alayına fakat mütehammildir de aynı zamanda, gıkı çıkmaz en zorlu kazıklarda, geniştir götü, her dost kazığını kabullenebilir seve seve, seke seke gelmiştir, sike sike gidecektir şu üç möölük dünyadan.

    öküzdür nihayetinde, her öküz gibi bir öküz...
    8 ...
  18. 13.
  19. çilekeşdir çoğu zaman. bazen bir kağnıyı çekerken farkında değildir, kurtuluş savaşı'nın görünmez kahramanlarından biri olduğunun. keleği zöpürtete zöpürtete babalanan eşekleri görünce kelek zöpürtetesi gelen dış kapının dış mandalıdır hep.

    öküzdür nihayetinde, sadece bir öküz...
    6 ...
© 2025 uludağ sözlük