piyasaya zıplaığı ilk yıllarda ki bu aşağı yukarı 15 yıl öncesine dayanır, kadir inanır'ın yerini alacağı felan söyleniyordu ama olmadı öyle bir şey, kadir inanır'ın her daim 30 yıl gerisinde kalacağı artık kesinleşmiştir, (bkz:
son bir haftadır yunanistanda yayınlanan bir çok tv dergisi zannettiğim yunanca yayınların kapağında resimleri görülmektedir. tanıştığımız her yunan türk olduğumuzu öğrenince ezel demeye başlıyor, ama söz konusu dergilerde selin demiratar ile birlikte fotoğrafları var. sanırım acı hayatda yayınlanıyor aynı zamanda ve önemli bir olay olacak bu hafta acı hayatın yunanistan yayınında. sözün özü, şu sıralarda yunanistanda çok popüler.
geçen gün yolda yürüyorum, bir baktım bir burun geliyor, yuh dedim nasıl bir burun bu ki ben burun organını hiç sorgulamam ama öyle böyle bir burun değildi, nefes aldıkça delikleri büyüyen cinsten, neyse çıkardı gözlüklerini gözünden aa bi baktım bu, yahu dedim senin ne işin var dedim, abi dedi hiç sorma dedi, neden dedim, inanırım da ondan dedi. koşarak uzaklaştım yanından...
oyunculuk kariyerine muhteşem bir çıkış yapmış fakat zamanla çok bozmuş oyuncu. ayrıca kesinlikle yakışıklı da değildir bence. ama karizmatiktir. o ayrı.
baba parası yemiyordur. çünkü babasının aslında yiyecek parası da pek yoktur. kendisine zor yeter. babası çiftçidir. örnek kişiliktir. ama erkek güzeli seçilecek kadar yakışıklı değilmiş bana göre o zamanlar. şimdi karizmanın türkiye'deki adı.
berrak tüzünataç ve ayça bingöl'le olan sevişme sahneleri olan filmleri izledim.
(bkz: yazı tura)
(bkz: ejder kapanı)
şu kadarını söyliyim: abanır gibi sevişiyor. sanki 70 milyonun severek, hayranlıkla seyrettiği yakışıklı bir aktör değil de, yıllardır ilk defa karı görmüş bir abazan gibi. iğrenç lan. tiksindim yeminlen. adamdan soğudum.
yanılmıyorsam deli yürek dizisiyle hayatımıza giren adam. öncesi vardır belki ama ben bilmiyorum.
işte o günden beri kenen imirzalioğlu benim hayatıma daha farklı bir şekilde girdi. bu anlatacaklarımı sivri zekalı bir yazar alıpta (bkz: yazarların aslında demek istedikleri) başlığında mealini vermeye çalışacaktır biliyorum ama ben bu başlık altına bir şikayetimi dile getirmek için geldim.
insanlar birbirine benzer çift yaratılmışızdır bazılarımız. malum en son kemal kılıçdaroğlu'nun bile bir kopyası çıktı ki gerçekten şıp demiş burnundan düşmüş. bazen görürüm bir yerlerde ulan herif şuna amma benziyor ya da kadına bak tıpkı bilmem kim. hele bir defa (bkz: jude law)'a benzeyen bir tip gördüydüm kadın olsam oracıkta verecektim yani. zira hastayım o adama. o gözler, o kıvır kıvır saçlar, hafif kızıl sakallar.
neyse efendim konumuzun öznesi olan kenan imirzalıoğlu ise bu topraklarda bolca benzerlerinin olabileceği türden bir insan. bu kurbanlardan biri de benim. kurban diyorum çünkü tipim değil. tamam kendimle barışık biriyim ama allah var yukarıda bir yerlerde kadın olsam dönüp bakmam kendim gibi olana. ve fakat benim meselem farklı bu adama benzetildiğim her an bir şekilde hayır benzemiyorum deyip türlü tezlerle insanları çürütmeye çalışmak. mesela derim bakın bu adamın burnu sivri ama benim ki bildiğin oval bir burun. onun dudakları incecik benimkiler nispeten daha dolgun. kaşlar, gözler. ten falan tamam. ilk zamanlar böyle böyle çeşitli mücadeleler verdim. ama daha sonra teslim oldum. bundan bir süre önce taksim'de mis gibi bir yerdeyiz içmişiz, zakkumdan düşüp incir'e tutunup zar zor kendimi sapa sağlam atmışım bir mekana. etrafımda dolu kadın. kimdiler neydiler bilmiyorum. masanın en solunda kendi halimde takılıyorken 8 kişilik masanın en sağında oturan kız, aaa sen kenan'a benziyorsun diye bağırınca afedersin .ikeyim ağzını demek istedim. içimden geçti yani. birden aynı anda 5-6 kafa dönüp hımmm evet evet benziyorsun bak değerini bil, senin bilmem kime benzettik. vallahi götüm bir kalktı bir kalktı demeyin gitsin. böyle havalandım 7 kat gök kubbeye çıktım dolandım geldim. benim suratımda ekşimtırak bir ifade ki öyle olunca ayı götüne benzerim (ayı götü nasıldı lan) hadi gidelim der gibi bir tavırla rahatsızlığımı dile getirmeye çalıştım. neyse yine kısa bir süre önce 6 yaşındaki bir çocukta böyle diyivermezmi. birkaç gün önce de yine bir masada demlenirken iki yabancı geldi ve oturdu ben mikrofonu alıp ilk tirat'ı okumaya başlayacaktım ki "yahu bakıyorum, bakıyorum kime benziyor en sonunda buldum k.i) tepemin tası attı. masaya vurdum tuzluklar, biralar, çerezler havada uçuyor. tamam bu dağıtma kısmı yalan. neyse güldüm geçtim. gülünce de daha da benzetiliyorum.
böyle böyle derken bu adamın bütün fotolarını astım duvarıma. tek tek inceledim. her bir pikseline indim. yok arkadaş. olan benzerlik nedir çözemedim. bir de geçmişe dönük bir muhasebe yaptım (ilk sevgilim hariç, o da yıllar sonra benzetmişti canım benim sen ne kadar farklıydın ne demiş şair "içimde yarım kalan bir şarkı gibidir seni sevmik saeddeti") genelde ilk anda görenler benzetiyor. neyse işte alakası yok ama durum bu ve ben bu adam çirkin veya şöyledir böyledir diye değil benzetilmek hoşuma gitmediği için böyle oluyor. bu durumda olan başka madur arkadaşlarda vardır yani ne bileyim serdar ortaç'a benzetilen insanlar, ajdar'a offf. allah daha kötüsünden saklasın....
neyse sevgili sözlük arkadaşlarım özellikle beni tanıyanlar, aynı masada oturup sohbetinden mahrum bırakmayanlar lütfen bana destek mesajları atın. seviyorum sizi. hoşkalın.
yazı tura filmindeki settar tanrıöğen ile oynadiği sahnedeki (gülmek mi sırıtmak mi dudak hareketi mi ne nedir bilmiyorum) hareketiyle oyunculuğunu ülkeye kanitlamiş kişi.
yazı tura filminde settar tanrıöğen ile kuaförde bir sahnesi vardir. mümkünse izleyin. sadece gülmek mi denir bi ağiz hareketi vardir. izleyin. sonra deyin ki evet bu adam oyunculuğun gözüne vurmuştur.
not : bu entry e eksi veren bir tane mal var. kendini seviyorsan bir tanıt kendini bana. canım kardeşim, tatlı arkadaşım... senin ben amına koyayım. takıntılı yazarlar doldu.