adı adıyaman'ın kahta ilçesindeki bir ilköğretim okulundan silinen 12 eylül darbesinin lideri. okulun adı 28 şubat 2010'da hürriyet ilköğretim okulu değiştirilmesinde Memur- Sen, imam Hatip Lisesi Mezunları Ve Mensupları Derneği, Anadolu Sosyal Yardım Eğitim Kültür Derneği ile Evrensel Hak Ve Özgürlükler Derneği'nin bir araya gelerek oluşturduğu platformun adıyaman valiliğine yaptıkları müracaatin kabul edilmesi sayesindedir. *
dümenden darbe karşıtı olanların sürekli sarıldığı darbeci emekli general. deniz baykal ve chp solculuğu da zaten bunu gerektirir. 13 yıl önce 28 şubat olmuş, şurda daha 2 yıl önce 27 nisan olmuş, 2003'ten beri ne darbe girişimleri olmuş hiiiç siklemeye gerek yoktur. üzerinden 30 yıl geçmiş darbenin efendisini asalım da keselim de. yahu lütfen bi kendinize gelin. testisleri kırışmış bir adamı bundan sonra yargılasan, assan nolacak? ona en büyük cezayı zaten caddelerden sokaklardan okullardan ismini kaldırarak veriyor mevcut iktidar ve yerel yönetimler.
ama sizin amacınız zaten üzüm yemek değil bağcıyı dövmek. "darbelere karşıyız da rerörö", burnunun dibinde cereyan eden darbe girişimlerine karşı kılın kıpırdamıyor, tamam biz de bir şey yapamıyoruz eleştirmekten başka. ama sen darbe karşıtıyım deyip içten içe "ulan amına kodumun çocukları binlerce sayfa yazacağınıza tankları yürütseydiniz de şu amerikancı fetocu akp iktidardan inseydi" diyorsunuz. "yok efendim darbelerin her türlüsüne karşıyız" deme bana ciğerini bilirim ben senin tıpkı senin de beni bildiğin gibi. sizin zihniyetiniz "ne şeriat ne darbe" zihniyetidir. yani lafta darbeye karşısınız ama tanımını dahi yapamayacağınız şeriatı kendinizce yorumlayıp tehdit olarak gördüğünüzde daha doğrusu mevcut sistemi şeriatın tehdit ettiğine kendinizi inandırdığınızda askeri müdahelenin gerekli olduğunu söylersiniz. hayır ama lakin yok kardeşim bu iş böyle. hem vallahi hem billahi, bugün ergenekon'dan balyoz'dan boktan püsürden içeri alınan paşaları görünce için acıyor. onları cumhuriyetin yılmaz bekçisi, rejimin savunucusu sanıyorsun. hayır, cumhuriyetin garantisi sensin, benim, bizleriz. cumhuriyet, rejim, sistem, düzen adına ne dersen silahla korunmaya muhtaç olacak şeyler değildir önemli olan kafalardaki örümcek ağlarını temizlemek.
darbelerin üzerine gittiğini iddia eden akp iktidarının üzerine gidemediği eski darbeci. hem de kendisi girişimde falan kalmamış, darbeyi gerçekleştirmiş, anayasayı değiştirmiş, milyonlarca insanın hayatını mahvermiştir. ama yargılanır mı? hayır. kısacası akpnin darbelerin üzerine gitme konusunda samimi olmadığını anlamamıza yardımcı olan şeref yoksunu şahsiyet..
cumhurbaşkanlığından ayrıldıktan bir iki sene sonra atatürk e hiç benzemeyen bir atatürk portresi yapan ve o dönemki trt muhabirleri tarafından mecburen ressamlığının övüldüğünü hala unutamadığım darbe sever çakma ressam.
dünya gözü ile idamını veya ömür boyu hapsini göremedik ya ona yanarım.
götten uydurma belgeler ile pkk ile savaşanlar içeri girerken, bu gerçek darbeci ve daha 34324 şey sıralanması gereken şey hala dışarıda. *
akp darbe ile savaşıyoruz demesine rağmen hala kılına dokunmadığı kankasıdır.
zira 34324 asker tutuklandı olmayan, zırva, hayali darbelerden ama ne hikmetse asıl darbeci, gerçek darbeci için akp hala adım atmadı.
(bkz: kenan evren darbeci değildir)
(bkz: akp nin kenan evren i hala yargılamaması)
yargılanmadan ölürse bütün bu düzene lanet etmeme sebep olacak, kendisine küfür etmenin hem farz hem de vacip olduğu insan görünümlü bilmem ne. **
darbe sonrası için hazırladığı güzel ülkem için ise hangisini kafama takmam gerekiyor bilemiyorum.
dincilerin yolunu bu kadar açıp, bizi bu günlere getirdiğine mi yanayım,
sivil kanadı neredeyse kenara itip askeri kanatla özgürlüklerin kısıtlandığı bir anayasayı oluşturmasına mı yanayım, apolitik gençlik denen kavramın tüm gençliği sarmasına sebep olmasına mı yanayım,
konuşanlara yapılanlardan sonra, insanların konuşmaktan korkar hale getirilmelerine mi yanayım,
bu kadar yanayım, yanayım dedikten sonra güzel insan * aklıma geldi.
hani demiş yaa;
"ben yanmasam
sen yanmasan
biz yanmasak
nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa" diye. nereye kadar yanacağız, yanmakla tükenir miyiz bilmem ama şu bir gerçek ki, başlıkta ismi bulunan zat bu gün ki türkiye'nin bir numaralı failidir.
kanı durdurmadan önce oluk oluk kanın akmasına sessiz kalmanın elzem olduğunu bilmeyen dallamalara göre, çok değerli bir türk komutanıdır.
darbe şartlarını olgunlaştırabilmek için sokakların kan gölüne dönmesine kayıtsız kaldığını bilmeyen dallamalara göre de, çok değerli bir türk komutanıdır.
okyanus ötesinden aldığı talimatla halkına milletine karşı darbe yaptığını bilmeyen dallamalara göre de, çok değerli bir türk komutanıdır.
bu adamın kalitesini, çapını, şerefini, onurunu, ağlattığı anaları anlatabilmek için 10 paragraf yazı yazabilirim ama neyse..
erdal eren de cinayet mahkumudur . asılanların çoğunluğu zaten 1980 öncesi tutuklulardır. cezaları 1980 darbe öncesi kesinleşmiş ancak uygulanmamışlardır.
Türkiye'nin kaderini başlıbaşına değiştirmiş olan varlıktır. Ne demokrasi kalmıştır ne özgürlük. Baskılar artmış, her türlü korunma,düşünme ve düşündüklerini paylaşma hakkı insanların ellerinden alınmış, o dönem ve sonrasında bir çok kişi işkenceye, hiçbir insanın hak etmediği muamelelere maruz bırakılmıştır. Zannımca terörün de kökeni bu zamana dayanır. Şimdiki gündem maddelerinin (türban, terör sorunu, haksızlığa uğrayan işçiler vs.) birçoğu o dönemden, yaşananlardan ve alınan kararlardan arta kalan sorunlardır.
Bu ülke katilleri besleyip kahraman yapmıştır. Fakat kendisi 17 yaşındaki bir genci (sadece o genci değil daha birçok insanı) suçu bile kanıtlanmadığı halde asmayalımda besleyelim mi diyerek katletmiştir. Şimdilerde resim yapmakla meşguldür. Birileride onu alkışlamakla...
