şehit teğmen mustafa fehmi kubilay'ın menemen'de şehit edilmesine 13 yaşındayken tanıklık etmiştir ve bu olay kenan evren paşanın üzerinde oldukça etkili olmuştur. kenan evren daha küçük yaşlarda resim sanatıyla ilgilenmiştir ve kara kalemle çizdiği ilk resim kubilay resmidir.
hayatında 2. bir dönüm noktasını atatürk'ün öldüğü gün yaşamıştır. maltepe askeri topçu okulunda okuyan bir askeri öğrenci olarak atatürk'ün istanbul'daki cenaze uğurlamasına katılmıştır. o dönem yetişen her türk subayı gibi çok iyi at binerdi.
1958'de kore'ye gitmiştir ve savaşa katılmıştır. burada kendini iyi bir asker olarak yetiştirmek için büyük fırsatları olmuştur. kore'de trafik kazası geçirip ölümden dönmüştür ama bu kazada kimse ölmemiştir. kore'den de sağsalim dönmüştür.
1974 yılında kıbrıs barış harekatı sırasında orgeneral olan kenan evren, bu harekatın yönetiminde de bulunmuştur.
çok zorluklar ve mücadeleler içerisinde bir hayat geçirmiştir. kendisini eleştirenler kenan evren'in yüzde 1'i bile bilgi ve beceriye sahip değildir.
ölünün arkasından konuşulmaz derler ama kendimi tutamayacağım. bre insafsız, bre hayvan kişi. onca insana yaptığın eziyet, zulüm, işkence reva mıydı. eve gidip nasıl rahat rahat yemek yiyebiliyordun, eşinin, çocuklarının gözlerine bakınca senin gıbı onca baba ve anneyi hiç mi hatırlamıyordun?
onca anne ve babanın acı icinde bekleyişlerini hiç mi aklına getirmiyordun,vicdanın hiç mi sızlamadı? - gerçi insan olanın vicdanı sızlar neyse - suç bende seni insan yerine koyuyorum.
sen, birilerinin maşası, piyonu olarak görevini yaptın, görevin ne miydi : anadolu'da ne kadar düşünceli, aydın kişi varsa yakalayabildiğiniz kadarını hapse atmak, işkenceye maruz bırakmak, öldürmek.
sonra da gelip bizler devletin bekası için yaptık dediniz.
sizler, sizin patronlarınızın , ağa babalarınızın - abd'nin - dediğini yaptınız, onların bekası için bunları yaptınız.
eski görüntülere aldanmayın çoğu insan korkusundan, iktidarın zulmünden çekindiği için gitmiştir. ha bir de anadolu insanı saftır, temizdir, çabuk kandırılabilir.
ülkedeki sağcısı solcusu kürdü türkü alevisi sünnisi herkesin nefretini alması takdire şayan. her kesimin orta noktada birleştiği başka bir konu hatırlamıyorum çünkü.
bülent ecevit tarafından 1978 yılında genelkurmay başkanı yapılan saygıdeğer bir orgeneraldir. halihazırda zaten 1978 yılında genelkurmay başkanı olan semih sancar'ın görev süresi 1 yıl daha uzatılabilirdi ama bülent ecevit bunun yerine kenan evren'i genelkurmay başkanı olarak seçmiştir.
bülent ecevit, kenan evren'i yumuşak, iyi huylu ve sakin bir insan olarak tanımlıyordu. bundan dolayı bülent ecevit'in kenan evren'in askerin üzerinde otorite kurabileceği konusunda şüpheleri vardı. kenan evren'in siyasetle alakasız bir yapısının olmasından dolayı da bülent ecevit kenan evren'i genelkurmay başkanı olarak seçmiştir.
sırf prim yapmak için hakkında hiç bir şey bilmeyen cahil sürüsünün karalamaya çalıştığı komutandır. sayın kenan evren paşa o dönemde doğru olan ve yapılması gereken neyse onu yapmıştır. sağcı ve solcu aşağılık güruhların ülkede oluşturduğu kaos ortamını huzur ortamına çevirmiştir.
hakkında yaşı 50'nin altında atıp tutanların samimi olduğuna inanmadığım komutan.
arkadaş ne biliyorsun ne gördün de ahkam kesiyorsun. kitaplardan okuyarak ne kadar sağlıklı bilgi sahibi olabilirsin.
ben iyi ya da kötü yorum yapamıyorum. çünkü görmemişim o zamanları.
evet çok canlar alınmış ancak kimsede elinde bir demet çiçekle tutuklanmadı. ya da baklava çaldı diye içeri alınmadı.
yine de doğru mu yapmış yanlış mı tam karar veremiyorum. o zamanın şartları ne getirdi yaşamamış olmayan tam anlamıyla bilemez.
hepsini geçtim kafamı şu durum kurcalıyor. abicim bu adam madem diktatör yaptığınız hakaretleri hak ediyor..
neden 80 anayasasına %90'la evet dediniz ? hadi oy verdin neden bugün küfür ediyorsun arkasından.
nasıl bir tutarlılıktır bu ?
kulaktan dolma ezber zırvalarla cahil gençlerin hiç bir bok bilmeden hakkında atıp tuttuğu şerefli bir türk generalidir.
kenan evren tam bir devletçidir ve bir devletin uzun vadede gerçek varlık nedenine uygun olarak hareket etmiştir.
klasik solcu ya da dinciler, bir devletin uzun vadede üstüne düşen görevleri anlayamayacak kadar vizyonsuzlardır.
bu sözde hümanist tayfasına "devletin amacı nedir ?"diye sorarsan bunların vereceği cevap klasiktir ve şuna benzer bir şeyler söylerler: "insanlların insan haklarını daha iyi kullanabilmesi için gerekli olan ortamı yaratmaktır."
genellikle bu ve buna benzer tanımlamalar yapılır ama bu aslında devletin kısa vadede üstüne düşen bir görevdir. asıl amaç bu olamaz.
devletin asıl amacı insanlık uygarlığının teknolojik olarak gelişmesi için gerekli olan alt yapıyı ve sistemleri sağlamasıdır. devlet bunun için yeri gelirse insan haklarını da ihlal edebilmeli ve insanlığın teknolojik olarak gelişmesindeki bütün engeller yok edilmelidir. bunun önündeki engel din, dil, kültür ya da başka vicdani faktörler olabilir. bunların tamamını yok etmek insanlığı teknolojik olarak geleceğe taşımaya yardımcı olacak devlet yapısı için gereklidir.
amaç insan ırkının sonsuzluğudur ve bu yüzden tip 3 uygarlığına geçmek zorunluluktur.
prof. dr. michio kaku'nun şu videosunu izlerseniz kenan evren'in varlık sebebini de anlayabilrsiniz.
erdal eren'in yaşının büyütülüp asıldığını sanan cahilleri ortaya çıkarmıştır. ben bu solcuların bütün argümanlarını ezbere biliyorum aynı şekilde dincilerinde.
tamamen cehalet kurbanı iki güruhtur bunlar.
buradan gerçeği öğrenebilirler. ortada yaş büyütme gibi bir durum yoktur. o şehir efsanesi maalesef.
"Yaşını büyültüp(türkçe fakiri sığır "büyütmek" demek istemiş.) astığı çocukların yaşı ona eklenen sürüne sürüne yaşayan ve sonunda hakettiği yeri bulan öbür dünyada astığı gençlerin işkence masalarında can verenlerin ve daha nicelerinin iki eli yakasında olacak şahıs."
bakın adam o kadar gerizekalı ki içerisinde materyalizmi barındıran sosyalizmi savunup cennet veya cehennem gibi hayal unsuru antimateryalist zırvalara inanabiliyor. biz bunlara anadolu çomarı diyoruz. bilmediği ideolojiyi savunacak kadar aptallar çünkü.
üstüne bir de hem bilmeyip cahil söylemlerini tekrar edebiliyor. bunu erdal eren'in babasına bile sorsanız o bile söylerdi yaşının büyütülmediğini çünkü babası mahkemede erdal eren daha doğmadan nufüsa kaydettirdiğini söylüyor. böyle bir savunma yapıyor ve tabiki böyle bir savunma resmi değil. mahkeme için muteber olan orjial nufüs kaydıdır.
erdal eren hakkındaki "yaşı büyütülerek idam edildi." iddidasının tamamen asılsız ve zırvadır. erdal eren 1961 doğumlu olup 1980 yılında asılmıştır ve kendisi hakkında hiç bir zaman hiçbir mahkeme tarafından yaş büyütme kararı alınmamıştır. yani hiç bir değişikliğe uğramamış orjinal nüfus kaydına göre erdal eren 19 yaşındadır, reşittir ve işlediği suçun sorumluluğunu alabilecek yaştadır.
bu yaş büyütme dedikodusunu kaynağı yargılanmasından sonra Nüfustaki doğum kaydı 25 Eylül 1961 olan Erdal Eren'in, temyiz aşamasında fizyolojik olarak 18 yaşından küçük olduğu öne sürülerek, gerçek yaşının tespiti için kemik grafilerinin çekilerek tıbbi tespit yapılması istenmesi ve Askeri Yargıtay Daireler Kurulu, "doğum tarihinde bir ihtilaf olmadığı" gerekçesiyle bu talebi kabul etmeyip ve cezayı onaylamasından kaynaklanır. ortada yaş büyütme vs. gibi bir durum söz konusu değildir.
zaten birazcık hukuk bilen birisi dahi yaş büyütme davasının kişinin rızası olmadan başka birileri tarafından açılamayacağını bilir.
sağ- sol farketmeksizin cahil anadolu çomarları tarafından eleştirilen paşamızdır kendisi.
1980 darbesiyle türkiye'yi içinde bulunduğu kaos ortamınan kurtarmış sağ- sol aptal güruhlara haddini bildirmiştir. kenan evren devlettir ve devletin yumruğunun sert olduğunu bütün cahil ve aptallara göstermiştir.
sayın kenan evren paşamız kesinlikle tayyip erdoğan gibi anadolu çomarlarının yüzde 50'si tarafından sevilen biriyle kıyaslanamaz. kenan paşamız onurlu ve gururludur ve asla haksız kazanç sağlamamıştır.
kenan evren paşamızın sevmek ya da sevilmek gibi bir kaygısı da zaten yoktur çünkü o bir siyasetçi değil bir askerdir. kaldıki 1982 anayasasıyla da zamanında halkın yüzde 92'si tarafından desteklenmiştir. üstelik böye bir zorunluluğu olmadığı halde seçim düzenlemiştir. kenan paşamız böyle de demokrasi düşkünüdür.
1980 darbesi olsun diye "şartların olgunlaşmasını" beklemişlerdir. tuhaftır 12 ve 13 eylül'de olaylar bıçak gibi kesilmiştir. çünkü mit ve askeri istihbarat gibi ancak vatandaşını fişleyen yapılar kimin ne olduğunu bilmektedir.
erdal eren'in yaşı büyütülmüş müdür? bilmem. lakin kaçarken sırtından bir askeri askeri mühimmatla vurma becerisine sahip birini asmam komando yaparım. şimdi siz kaçıyorsunuz arkanızdan sizi kovalayanlar var lakin siz öyle bir atış yapıyorsunuz ki kurşun seni kovalayanın sırtından giriyor.
hımmm?
ha bir de ülke için iyi bir şey olsaydı yaptıkları yunanistan da darbe olduğunda yunanistan avrupa konseyinden atıldı biz ise darbe sonrası atılmadık bir de bu kenan gitti yunanistan'ın nato üyeliğini ve konseye geri dönmesini kabul etti.
ha 82 anayasasına gelince; ölümü gösterip sıtmaya razı etmek diye bir deyim vardır, bildin mi?
erdal eren'in katil olmadığına dair kamera kaydı olmadığı için beyan esastır ve şahitler erdal eren adındaki 19 yaşındaki reşit katilin cinayet işlediğini söylemiştir ve cinayet silahı üzerindeki parmak izleri ve balistik sonuçları da bağımsız türk mahkemelerinin bu yönde karar vermesini sağlamıştır. mesele sadece şahit değil yani. şehir efsaneleri ağızdan ağıza dolaşa dolaşa adamı masum ilan etmiştir. üstüne bir de türk mahkemelerine iftira atılmıştır. üstelik ortada yaş bütüldüğüne dair mahkeme kararı da yoktur. yani erdal eren'in yaş büyütülmesi meselesi açıkça zırvadır.
suçun erdal eren tarafından gerçekleştirilip gerçekleştirilmediği meselesine gelirsek zaten erdal eren tarafı yani savunma makamı da bu suçlamayı kabul edip cezai indirim sağlamak için türlü oyunlara girişmiştir. eğer suçu kabul etmemişse oğlunun yaşının küçük olması gibi savunmaya ihtiyaç zaten duymazdı.
kaldı ki Yurtsever Devrimci Gençlik Derneği üyesi olan devletin bütün yetkillilerine ve birimlerine düşman olan bir ideolojiye sahip birinin bir devlet görevlisini öldürmesinde ilginç bir durum da yoktur.
