anti kapitalist müslüman kavramı gibi bir şey olmuş; kendi içinde çelişen... hem sosyalist hem burjuva devrimcisi :s ..
kemalizm, türkiyenin aydınlanması açısından yani ilerici bir hareket olduğu için sahiplenebilir ama kıyımları asla unutulmamalı.
sosyalizmi barındırmaktan kasıt eğer bazı sosyal politikalar yaptığı ise evet, bazı sosyal politikalar yapmıştır ama bunlar kapitalist çerçevede yapılan şeylerdir. sosyalizmden bahsedemeyiz. sosyalizm bambaşka bir şeydir.
günümüzde bir işçi sınıfı mevcut, neden kemalizm?
içinde millilik barındıran sosyalizm de ne ola ...
(sırf orada milli ekonomi yazdıgı ıcın söylemıyorum bunu. okudum sitedeki eleştiriyi)
latin alfabesine geçilmesi, takvimlerin, okulların düzenlenmesi (tekke zaviyelerin kapatılması) da neticede bir devrimdir, ilerici harekettir. akabinde ekonomi alanındaki karma ekonominin benimsenmesi de burjuva devriminin bir adımıdır. işçi sınıfı devriminden söz edebileceğimiz bir şey yok ki... yani demek istediğim; kemalist harekette tarihsel olarak işçi sınıfı devriminden bahsedilmiyor. bir burjuva devrimi söz konusu. bu da çelişkilerden sadece birisini doğuruyor.
devlet sosyalizmi esaasıyla oluşturulmuş bir birliktir. kemalizm devlet sosyalizmidir. 1930'larda batı, türkiyenin gelişimine 'türk mucizesi' adını vermiştir ve batılı akademisyenler kemalizmi enine boyuna incelemişlerdir. 2 görüş ağırlık kazanmıştır. birinci kesim; sosyalizm türevidir derken diğer kesim ise; bu tam olarak sosyalizm de değil kendi şahsına münhasır bir sistem demişlerdir.
23-38 arası incelendiğinde bunun bir devlet sosyalizmi olduğu görülmektedir. o günün şartlarında bir kısım batılı akademisyen'in bunu sosyalizm'den de farklı bir yol olarak görmesinin sebebi devlet sosyalizminin örneğinin bulunmamasındandır.
bilindiği üzere cumhuriyet kurulduğunda türkiyede ne bir işçi sınıfı vardı ne de işveren sınıfı. ağa vardı maraba vardı memur vardı.amaç devlet eliyle fabrikalar kurarak hem kalkınmayı sağlamak hem de ülkede işçi sınıfını oluşturmaktı.bir yandan da köy enstitüleri projesiyle köylüyü bilinçlendirmek ve ağalık düzenini bu sayede içten çökertmekti. hasan ali yücel'in ifadesiyle köy enstitüleri marabayı ağadan çalma projesiydi.
ayrıca kurtuluş savaşına varıyla yoğuyla katılmış olan ağalara da vefasızlık yapmamak için bir orta yol bulunmuştur. para karşılığı toprakları kamulaştırılıp bu parayla fabrika kurmaları sağlanmış,devlet her türlü bilgi desteğini vermiştir ve hem vefasızlık yapılmamış hem işçi sınıfının oluşturulmasına bu yolla da bir katkı sunulmuş hem de o topraklar köylülere dağıtılarak toprak reformu noktasında belli seviyede adımlar atılmıştır.bunun dışında devlet arazileri de dağıtılmıtır köylülere.
ancak tabiki toprak reformu için atılacak daha çok adım vardı. bu iş kolay bişey değildi. sevri yırtıp attı türkiye ama emperyalizm pes etmemişti. türkiye'yi sürekli taciz ettiler türlü isyanlar çıkartarak ve o türkiye sıfırdan kurulmuş bir ülkeydi.bu şartlar altında bir de feodalizme açıkça savaş ilan etmek yeni bir cephe daha açmış olmak demekti.bu ahmaklıktan başka bişey olmazdı. mustafa kemal bu işi adım adım gerçekleştirmenin doğru olacağını düşünüyordu. düşüncesinde de yerden göğe kadar haklıydı zira bu hırsla kalkıp zararla oturmak demekti. türkiye cephesini büyütemezdi.
ne yazık ki 1938'e kadar atılan adımların devamı gelmedi.bilakis 1950'den sonra dp iktidarıyla birlikte bu topraklar yine ağaların eline geçti.hatta ve hatta inönü döneminde bile bir takım suistimaller oldu.
sonuç olarak kemalizm devlet sosyalizmi yoluyla türkiyede güçlü bir sol damarın oluşmasını sağlamıştır.ama şu da bilinmelidir ki mustafa kemal 15 yıl boyunca devlet sosyalizmini uygulasa da bir ideolojiyi empoze etmemek adına hiçbir zaman bu yönde bir vurgu yapmamıştır.hatta ortaya konulan ilkeler, yapılan devrimler neticesinde en yakınındakilerin bile 'bu işi bir ideolojik temele oturtmayacak mıyız?' sorularına ısrarla 'hayır aksi halde donar kalırız ve gelecek nesilleri de geçmişe saplarız' diyecek kadar ileri görüşlü bir liderdir.
zaten kemalist ilkeler fransız devrimi ile ekim devriminin türkiyeye özgü bir harmanıdır. cumhuriyetçilik,laiklik ve ulusalcılık fransız devriminin, halkçılık,devletçilik,devrimcilik ise ekim devriminin özüdür.kemalizm geri kalmış yada gelişmekte olan ülkeler için biçilmiş kaftan bir düşünce sistemidir.ideolojiler üstüdür çünkü çağdaş ideolojilerin asgari müştereğidir.
mustafa kemal'in amacı gelecekte tam anlamıyla demokrasiye geçecek türkiye'nin altyapısını oluşturmaktı.belli bir kısmını 15 yıl gibi kısa bir süre içinde oluşturdu da.ama kendisinden sonra devamı gelmedi. tam tersi 1950'den sonra mevcut altyapının adım adım altı oyuldu.o yüzden de gerçek bir demokrasiye hiçbir zaman geçilemedi.ama bugün altı oyulmuş olsa da o altyapının sayesinde herşeye rağmen hala umudumuz var.
gezi parkı eylemlerinde sokaklara inen milyonlar bu altyapının en somut kanıtıdır. cumhuriyet,demokrasi,laiklik,çağdaşlık,bilimsellik,sosyal adalet,hukukun üstünlüğü ve ulusal bilinç fikirleri halkın en azından hatırı sayılır bir kısmında özünmsenmiştir. bu hiç şüphesiz mustafa kemal'in eseridir.
gelelim şu buram buram cehalet kokan yoruma;
--spoiler--
anti kapitalist müslüman kavramı gibi bir şey olmuş; kendi içinde çelişen... hem sosyalist hem burjuva devrimcisi :s ..
kemalizm, türkiyenin aydınlanması açısından yani ilerici bir hareket olduğu için sahiplenebilir ama kıyımları asla unutulmamalı.
--spoiler--
birincisi kişi inansa da inanmasa da önce şunu iyi bilmelidir; islamiyet sosyalist bir dindir. malesef emevi islamıyla gerçek islam karıştırılıyor. din iman deyip milleti soymak müslümanlık sanılıyor.ama işte gerçekler öyle değil.islam kenz'e yani mal biriktirmeye savaş açmış bir dindir. 'mülk ve saltanat yalnız allah'ındır' diyen bir dindir.
gelelim şu komik burjuva devrimi söylemine; sosyalizmle alakası olmayan sovyet kucağındaki komünist takımı(zira sosyalist onun bunun uşağı olmaz tam bağımsızlıktır şiarı) bunu papağan gibi tekrarlar. kaynakları da 1920 yılında lenin'in sovyet meclisinde bir konuşmasında kemalist hareket için 'burjuva devrimini amaçladıkları sanılıyor' ifadesidir.
burjuva devrimi feodalizmin yada monarşinin yerini kentli orta sınıfların aldığı ve feodal düzenin yerine de kapitalist düzenin getirildiği devrimlerin ortak adıdır.
kemalist devrimde herşeyden önce kapitalizm gelmemiştir.burada islam dinindeki gibi bir karıştırma durumu vardır.Türkiye 1938'den sonra kısmen 1950'den sonra tamamen kemalizmden uzaklaşmıştır.
dolayısı ile burjuva devrimi iddiası başlamadan biter.feodalizmi yıkmak için toprak reformunu amaçlayan,aydınlanmayı köylerden başlatmak isteyen bir devrime burjuva devrimi demek en hafif deyimle ayıptır.
ayrıca kemalist devrim osmanlı subaylarının eseridir.eh bürokrat da burjuvazi değildir.zira burjuvazi işverendir.kapitalist orta sınıftır. cumhuriyet kurulurken burjuvazi sınıfına girenler büyük oranda gayrımüslimlerdi. onların da kemalist devrimde herhangi bir rolleri olmadığına göre bu devrime burjuva devrimi demek zaten mantıken imkansızdır.
yine ayrıca monarşinin yerini de kentli orta sınıflar almamıştır.hem de hiçbir zaman almamıştır.1950'ye kadar bir avuç bürokrat, sonrasında ise bir avuç işbirlikçi ve o işbirlikçilerin yarattığı büyük patronlar almıştır.türkiyede hiçbir zaman kentli ortasınıf egemenliği ele alamamıştır.
bu bilgisiz arkadaşlar istiyorlar ki mustafa kemal komünist olsaydı herkesin toprağına el koyup komünist düzeni kursaydı.bir kere mustafa kemal komünizme inanmıyordu sosyalist düşüncenin en uçuk, en ütopik yöntemi olduğuna, başarısızlığın da kaçınılmaz olduğuna inanıyordu.nitekim sovyetler için en fazla 3 kuşak yaşar söylemi de ne kadar haklı olduğunun kanıtıdır.
bunun dışında bir de türkiye gerçekleri vardı.bir var olma mücadelesi verilmiş kurtuluş savaşıyla ve varını yoğunu vererek bu savaşa katılmış ağalar da vardı elbette kılını kıpırdatmayan hatta işgal kuvvetleriyle işbirliği içinde olanlar da vardı. kurtuluş savaşı kazanıldıktan sonra o işbirlikçilerin tabiri caizse anası bellendi.bu sayededir şeyh said isyanının ingilizler eliyle kolaylıkla çıkartılması. haini tepelemek kolaydır.kimse sana gık diyemez ama hain olmayanı, varını yoğunu ortaya koymuş olanı tepelemek en hafifinden vefasızlıktır.bu vefasızlığın üzerine kuramazdı türkiye cumhuriyetini.
ama feodalizmi de yıkmak istiyordu işte bu milli ağalardan oluşturdu işveren sınıfını.kimisi battı topraklarını kaybettiğiyle kaldı kimisi fabrikatörlüğü kıvırdı 38 sonrası halkın soyulmasına devlet engel olmadığından bunların bir kısmı haksız ve aşırı zenginleşti.bunu sorun edenler 38 sonrasında gelenlerden özellikle 1950 sonrasından soracaklar hesabını.
mustafa kemal'in ülküsü bireyin üretime katkısı oranında gelirden pay aldığı bir türkiye idi. ütopyalarla işi olmayan sosyal demokrasi ile sosyalizm arasında bir modele yani kelimenin tam anlamıyla sol'un ortasına inanıyordu. ortanın solu ifadesi ismet inönünün klasik aşırı ihtiyatlılığının eseridir.
ancak tabi istenen safhaya gelebilmek için de atılması gereken çok adım olduğunun ve bu altyapı kurulmadan hiçbir çağdaş ideolojinin vücud bulamayacağının farkındaydı atatürk. adama proletarya diktatörlüğü kurmadı diye sallayanlar işçi sınıfı olmadan proletarya diktatörlüğünün kurulamayacağını bizahmet idrak etmeliler.
ve gelelim şu kıyımlar yalanına;
mustafa kemal'in tepelediği kişiler, gruplar olmuştur. kurtuluş savaşında ingilizin yunanın fransızın yanında yer alanlar,gericiler,bölücüler,ingiliz emperyalizmin desteğiyle ayaklananlar vs vs...
bunlar yerden göğe kadar haklı olduğu koruma refleksleridir.bu tür suçlamaları dillendirenler işi dersimle ilgili şu meşhur palavralara getirmek istiyorlar. dersimde ingiliz-fransız eliyle, hatay meselesine karşı çıkarılmış bir feodal isyan vardır ve bu isyanın çıkarılmasında bölgede 35 yılıyla birlikte başlayan gerilim etkili olmuştur.
bu dersimci çakma sol zevat hiç o konulara giremezler.isyan edenlerin bölgedeki toprak ağaları olduğunu,arkasındaki ingiliz - fransız parmağını görmezden gelirler.
dersim 35'e kadar devletin olmadığı bir yerdi.asker göndermezler,vergi vermezler yetmiyormuş gibi çevre illere yağmaya giderlerdi ve bu durum dönemin başbakanı ismet inönüye yönelik yoğun muhalefet konusu olurdu tabi ismet inönü üzerinden dolaylı olarak atatürk'e de.
çok açık ki hem mustafa kemal atatürk ve ismet inönü bölgenin alevi ağırlıklı olması nedeniyle işi güzellikle halletmek istiyordu.çünkü bölge halkının 400 sene boyunca osmanlıdan her türlü zulmü görmüş olduğunun farkındaydılar.onların içinde bulundukları mevcut görüntü onlardan kaynaklanmıyordu. her ikisi de bunu iyi biliyordu ama tepkiler de haklıydı.devleti oraya götürmek lazımdı.
35 yılıyla birlikte tatlı sert bir yöntemle dersim sisteme dahil edildi ama yine de pamuk ipliğine bağlı bir durum vardı çünkü toprak reformu tam anlamıyla hayata geçirelemediğinden bataklık kurutulmamıştı.yani tatlı-sert değil sert olmak gerekiyordu yine de bu yapılmamıştı.atılan adımlar yeterli görülüyor,kesin sonuç zamana yayılıyordu.
gel gör ki mevcut durum dersimdeki feodallerin hiç işine gelmedi.fırsat kollandı.işte bu fırsat türkiye ile batı arasında yaşanan hatay mücadelesiyle ortaya çıktı. türkiye emperyalizmi alt etmeye çalışırken emperyalizm de boş durmadı.bir kıvılcıma bakan dersimi karıştırmayı başardı.
ismet inönü başbakanken bu sorunu yine tatlı-sert yöntemle çözmeye çalıştı ama pek başarılı olamadı.başka nedenlerle mustafa kemalle arası açıldı ve celal bayar başbakanlık koltuğuna oturdu böylece daha kapsamlı olan hava destekli 2.harekat başlatıldı ve isyancı aşiretler dağıtıldı. köylere kaçışan kılıç artıklarını yakalamak için temizlik harekatı başlatıldı.
işte ne olduysa burdan sonra oldu.kaçan kılıç artıklarını tepelerken kurunun yanında yaş da yandı.gerek 2 harekat sonucunda verilen şehitlerin yarattığı infial gerekse bölgenin alevi olması nedeniyle bazı komutanlarda ve başbakan celal bayardaki önyargı ve nefret kurunun yanında yaşın da yanmasına neden oldu.eylül ayında başlatılan bu temizleme harekatı genel itibariyle yer yer ekim sonlarına kadar devam etmiştir ama kırsalda 1940'lı yıllara kadar sürmüştür.
bu bir feodal isyandır. arkasında ingiliz emperyalizmi vardır. çıkarılma sebebi hatay meselesine binayen olmuştur.dolayısı ile solcuyum deyip de toprak ağasının toprağını kaybetme korkusuyla ve ingilizin kışkırtmasıyla başlattığı isyana destek olmak nerden bakarsan bak fenerbahçeliyim deyip galatasarayın şampiyon olmasını istemek gibidir.mantık hatasıdır cehalettir.
feodaller isyan ederse elbette tepeleyeceksin. bağımsızlığına kim kastederse tepeleyeceksin. meşru müdafa ne zamandan beri ayıp oldu. mesele temizlik harekatı sırasında kurunun yanında yaşın da yanmasıysa git hesabını celal bayar'dan sor. mustafa kemal temmuz sonlarından itibaren yataktan çıkamamış, ağustos ayından kasıma kadar sık sık komaya girmiş haliyle şuuru gitmiş hatta ekim ayıyla birlikte 10 kasıma kadar sürecek ağır komaya girmiştir. 2.harekatın emrini vermiştir sonrasında olandan bitenden habersizdir.hele hele temizlik harekatı sırasında şuuru kapalıdır.şeyh said isyanını sivil halkla, hainleri ayırt edecek kadar ustaca bastıran ve sırf bunun için harekatın uzamasını ve maliyetin artmasını göze alan ve yurtta barış dünyada barış diyen birine bu tür salakça suçlamalar yapmak uzanılamayan ciğere murdar demekle eş değerdir.
sonuç olarak kemalizm'in yegane amacı bir daha emperyalizmin kurbanı olmamak için bir an önce aydınlanmak ve batıyla aradaki farkı kapatmaktır.bu amaçla da bir çok önemli devrim gerçekleştirilmiştir.kemalizm antiemperyalist antikapitalist bir modeldir.
emperyalizm türkiyeyi hiçbir zaman kabullenmemiştir.soğuk savaş sürecinde ihtiyacı olduğundan kabullenmiş görünse de altını ince ince oymuştur.soğuk savaş'ın biteceği anlaşılmaya başlayınca da düğmeye basmıştır. peydah edilen pkk terörü bunun sonucudur.
bop 1960'larda planlanmış bir projedir. emperyalzim gayrımeşru gördüğü türkiye'ye sevr'i kabul ettirmek için gericiliği ve bölücülüğü mütemadiyen desteklemiştir. nasıl ki 38 öncesi gerek şeyh said isyanı gerek ağrı isyanları gerekse dersim isyanı ingiliz emperyalizmi eliyle çıkartılmışsa 80 öncesi kurulan ve 12 eylülle birlikte yol verilen pkk terörü de amerikan emperyalizminin eseridir.
işte bu emperyal müdahalelere karşı ulus bilinci elzemdir. mustafa kemal atatürk her anlamda gerçekçidir.hayalle,ütopyayla işi yoktur.ayakları yere basar.gelecek nesilleri bağlamak istememiştir o nedenle de bir ideolojik vurgudan uzak durmuştur. örneğin devletçilik demiştir ekonomide ve sosyal hayatta devletin rolünden bahsetmiştir.özel sektörün giremediği yada girmek istemediği veya ulusal çıkarların gerekli kıldığı alanlara devletin girmesi ifade edilmiştir.yani buradan bir liberal de sosyalist de kendi ideolojisine uygun sonuçlar çıkarır. mustafa kemal ulusal çıkarları yani halkı esas almış sosyalist yolu tercih etmiştir ama gelecek nesilleri olası yanlış yönlendirme ihtimalinden de kaçınmıştır.işte bu yüzden iki çağdaş ideoloji sosyalizm ve liberalizm tarafından ilerici hareket olarak değerlendirilir kemalizm.
kemalizmle, sosyalizmi aynı potada eritebilmek için insanın beynini peynir ekmekle yemiş olması gerekir. zira yerli sermaye yaratmak için vergi yükünü köylülerin üzerine yıkan bir sistemden sosyalizm çıkmaz. çocukca bir fikirdir.
zira atatürk mecburiyetten devletçidir, çünkü sermayedar ermeni ve yahudileri ülkeden şutladıktan sonra, herhangi bir burjuva tabakası dolayısıyla özel teşebbüs imkanı kalmamıştır ülkede. ve teşebbüsler mecburen devlet eliyle yapılmıştır.
ayrıca sosyalizm herkes türk'tür dayatmasını asla kabul etmeyecek bir sistemdir. zira sosyalizmle ırk temelli siyaset sokakta karşılaşsa kavga çıkar.
