ölümünden 68 yıl sonra bile ona olan sevginin saygının minnetin azalmadığını görünce amaçlarına ulaşma konusunda onu engel görenlerin sinirlenmeleri sonucunda ortaya çıkan hissiyat.
bugün bu topraklarda özgürce, bağımsızca, şerefiyle, onuruyla yaşıyorlarsa eğer babaları ingiliz, fransız, italyan soyundan değilse şükredeceklerine, onları bu durumdan kurtaran insanın fikirlerine, ideolojisine yapılan saygısızlıktır.
herkesin istediği fikri savunabileceği, istediği güruha dahil olabileceği hesaba katıldığında çok mühim bir sorun teşkil etmeyen konu. sorunu oluşturan esas şey ise kanaatimce ülkedeki bazı insanların Atatürk'ü, içki içiyomuş dinsiz veya bizi kurtardı, babamız zihniyetinden öte tanıyamamış olmasıdır. yazık oluyor. gerçekten.
emperyal kelimesinin anlamını çözememiş anti-kemalist bünyelerde oluşan bir tür rahatsızlık biçimidir. emperyalist kelimesi sömürgeci, sömüren, yayılmacı, yayılma yanlısı anlamına gelmektedir. herhangi bir devletin emperyal güç olması başka devletlerin topraklarını, varlıklarını, özdeğerlerini sömürmesi ile gerçekleşir. kurtuluş savaşı bir emperyal devlet olan fransa'ya karşı, bir emperyal devlet olan ingiltere'ye karşı, bir emperyal devlet olan rusya'ya karşı verildi. italyanların da afrika ülkelerinde sömürgeleri vardı. bunların hepsi emperyal devletlerdi. tüm bu devletler yayılmacı politikalar izliyorlardı.daha da önemlisi, bu devletlerin hepsi anadolu'yu sömürgeleştirmek için geldiklerinden dolayı zaten emperyalisttiler. kaldı ki, savaşılan devletler emperyal devletler olmasa dahi bu verilen savaşın değerini de küçültmez. bu kemalizmin değerini de azaltmaz. ancak bunu düşünen beynin hücrelerinde bir azalma olmuştur olsa olsa.
kimse kimsenin düşüncesini sevmek zorunda değildir. düşünce özgürlüğü diye bir şeyin varlığını kabul ediyor isek, kemalist düşünmeyenleri de "nasıl kemalist düşünmezsin kardeşim" şeklinde suçlayamayız. ayrıca kimse kemalist düşünce de olmak zorunda değildir ve bunun bu toprakların kurtarıcısına yapılan saygısızlıkla da alakası yoktur. nitekim, bu toprakların kurtarıcısı sayesinde şu anda fikir özgürlüğünü yaşadığımızı unutmamamız gerekiyor. fikir özgürlüğü demek, kemalist düşünmek değildir. kemalist düşünmeyenlerin de varlığını kabul etmektir.
Genellikle eğitim seviyesi düşük, ülke geçmişinden bihaber, kendilerince doğruluğuna inandıkları rahatlıkla çürütülebilecek sabit fikirlere sahip ve dindar geçinen parazit türlerinin örümcek ağlarıyla donatılmış küçük beyinlerinde taşıdıkları ve her fırsatta dışa vurdukları talihsiz kavram.
Bu kişilerin kendilerine sorup cevap vermeleri gereken sorular şunlardır:
1. Atatürk olmasaydı biz şu an nerede ve kimlerin egemenliği altında olurduk?
2. Atatürk olmasaydı dini kimliğimizi koruyabilir miydik?
Edit: Bu entrye eksi oy verenler, yukarıdaki iki soruyu gönül rahatlığıyla cevaplayabildilerse kendilerine hiç bir sözüm yoktur!!
dünya tarihinin en önemli anti-emperyalist devrimine saygı duymayanların duyduğu rahatsızlık türü. Fakat bunlar kendi düşüncelerine saygı duyulmasını beklerler ki bu kafayla daha çok beklerler.