bugün usta komedyenin doğum günüdür. yaşasaydı 68 yaşında olacaktı. allahın gücüne gitmesin ama kemal abimiz ömrünü çok hızlı yaşamış başarılarla yaşamış ve hayata çok erken gözlerinin yummuştur. şu an olsaydı kendini komik sananlara gülmüyor halen kaliteye kemal abiye gülüyor olacaktık. mekanın cennet olsun.
11 Kasım 1944 doğumlu türk sinemasının yetiştirdiği ve bir çok insanın yaşamına dokunmuş etki etmiş önemli şahsiyet.
1 kişi var mıdır filmlerini izlemeyen, kendisini sevemeyen, çok küfürlü diye bile eleştirildi kendisi ama asla o naif ve güzel kişiliğinden ödün vermedi. Bizi en kötü anımızda güldürebilen filmlere imza attı.
Hangimiz 4.'ye izleyecek olsak bile yeni başladığında filmlerini keyifle izlemedik? Hangimiz onun söylediği küfürleri bazı angutlar gibi algılamadık gülüp geçmedik? insanların izlediğinde geçim sıkıntısını, hayat stresini bir nebze unutturan ender şahsiyet.
Özlüyoruz seni be hocam. Şimdi televizyonu saçma sapan programlar yüzünden açamaz oldum.
Nur içinde yat. inek şabanım, Tosun paşam, kemal abim...
----------------------------
müfettiş: kimsin sen?
şaban: ben yahniyim
müfettiş: ne yahnisi oğlum?
şaban: ayıptır söylemesi inek yahnisi
müfettiş: inek yahnisi mi?
şaban: evet ama tuzu biraz az oldu
müfettiş: neyin tuzu?
şaban: yahninin. o kadar da söyledim
müfettiş: ne söyledin?
şaban: benim külbastım daha iyi olur diye
müfettiş: yapmadılar mı?
şaban: yok. ille de yahni diye tutturdular
müfettiş: senden yahni olur mu?
şaban: olmaaz ama dinlemiyolar
müfettiş: kübastı da olmaz
şaban: olur bak külbastım çok iyi olur
müfettiş: olmaz
şaban: olur olur
müfettiş: olmaz dedim olmaaz. ineğin ne yahnisi olur ne de külbastısı. hem sen ne biçim yahnisin be adam! tuzun eksik, patatesler iyi pişmemiş..hem söyleyin bana nerde bu yahninin soğanı?
şaban: müfettiş tamamdır arkadaşlar
------------------------------
'lütfücüğüm her şeyi yapabiliyorum lakin gözlerimden ateş çıkaramıyorum'
------------------------------
-bubaaaa!
ne var?
-buba bana lolipop alacan mı?
lopopo ne kız, kaybol!
Önemli değerlerin erozyona uğradığı bugünlerde, ülkenin gelmiş geçmiş en büyük mizah adamlarından birisi olan Kemal Sunal Filmlerinde her zaman ince göndermelerle, kimi zaman faşizme, kimi zaman kan davasına, kimi zaman ağalık sistemlerine, eşitsizliğe, vs... gönderme yaparak, sanatın aslında toplum için bir de yol haritası olma niteliği de taşıdığının altını çizerek güldürmüştür koca bir nesli.
• --spoiler--
şimdi ben buraya neden çıktım? niçin çıktım? nasıl çıktım?
bunu izaha gerek yok.
gördünüz, yürüdüm çıktım.
ama çıkmamış da olabilirim.
çıkmışsam çıkmışımdır, çıkmamışsam çıkmamışımdır.
görünen köy uzakta değildir.
buraya çıktık da sonradan çıkmadık mı dedik?
bunlar bir takım uydurma laflardır.
sahi yav, ben buraya neden çıktım?
kim çıkardı ulan beni buraya?
--spoiler--
--spoiler--
Kemal Sunal kendi ağzında ilk yıllarını ve komediye yönelişi şu sözlerle dile getiriyor;
"Nasıl oldu bilmem, ben kendimi sahici bir sahnede seyircilerin arasında buldum. Ses Tiyatrosu'ndaki ilk rolüm çok kısaydı. Üç dakika sahnede ya kalıyor ya kalmıyordum. Öyle pek bir şey söylediğimi de hatırlamıyorum. Sahnenin bir ucundan girip öbür ucundan çıkıyordum. Ne yaptığımı da pek hatırlamıyorum, ama seyirci kahkahadan kırılıyor. Bu da benim hoşuma gitmişti. Bildiğiniz gibi o gün bugündür insanları güldürmeyi seviyorum."
--spoiler--
türk milleti onu sadece yürüyüşünden, duruşudnan dahi sevmiştir. ama o onla yetinmemiş, bulduğu yüzü hor kullanmamış, örnek aile hayatıyla, kişilikli duruşuyla sevenlerinin hayranlığını kazanmıştır.
filmlerinde, elazığ, amasya, manisa, erzurum, diyarbakır,bilecik, bayburt, gaziantep yörelerinden türküler okumuştur. inanmayan tek tek araştırabilir, ben araştırdım. halaylar çekmiştir, halay başı olmuştur... yani o yöreleri sadece gaziayıntep diyerek bırakmamış, kendisi de istanbul doğumlu malatyalı olarak türkiye nin kültürlerini göstermiştir.sergilemediği tipleme kalmamıştır, yoksa bu kadar sevgi herkese nasip olmamıştır. o milleti millet de onu çok sevmiştir.
yeri doldurulamayacak insanlardandır kendisi. onun filmi başlayınca, gider televizyonun önüne oturur, kimseye de vermezdim yerimi. filmlerini ezbere bilmeme rağmen hala izler, ilk defa izliyormuş gibi gülerim, bir yandan da küçüklüğümü hatırlarım.