kılıçdaroğlunun oğlu Kerem Kılıçdaroğlu'nun çalmasıdır.
Başkalarının oğulları gibi; ne gemicikleri var, ne de kuyumcu mağazası! Ne başını sokacak evi, ne de bankada parası!
Hayatında bırakın, 99 milyon 990 bin doları; bahse girerim 100 bin doları bir arada görmedi.
işadamı bursuyla okumadı.
Aslında suç babasında; bir işadamına telefon edip çocuğuna aylık 25 bin dolar cep harçlığı istemedi! Ya da ABD Başkanını devreye sokup Harvard Üniversitesini ayarlamadı.
Kerem Kılıçdaroğlu hep kendi yaptı; yüksek puanla Anadolu lisesine girdi. Bilkenti bitirdi. ODTÜde yüksek lisans yaptı. Doktora yapmak için sınava girip burs kazanıp Güney Koreye gitti. Asya ekonomisi üzerine çalışıyor.
ABDde villada değil; Korede zor koşullarda stüdyo tipi minicik evde, bilim insanı olmak için gece-gündüz çalışıyor. Kimileri gibi lafta değil özde, bir lokma bir hırka felsefesini içselleştirmiş idealist genç bir adam. Yani, zenginliği parada aranmayanlardan.
Keremi tanıdım:
Naif. Romantik. Birilerinin oğlu gibi, otomobiliyle bir sanatçıyı ezip öldürseydi, hiçbir şey olmamış gibi yaşayamazdı.
içten. Samimi. Babasının evden çıkmasını bekleyen gazetecilere çay servisi yapacak kadar alçakgönüllü.
Kibirle uzaktan yakından ilgisi yok.
Aynı zamanda sanatçı; Sert-Sessiz adlı müzik grubunda bateri çalıyor. Korede harçlığını bateri çalarak çıkarıyor.
Yani
Çalan Kılıçdaroğlu o.
Çaldığı ise, sadece müzik aleti bateri!..