bizim milletimiz sahtekarlara ve kendi kesesini doldurup devleti soyup sogana ceviren bes para etmez açgözlü insanlara oy vermeyi sevdiginden, neredeyse hiç şansı olmayan adam gibi adamdır. türk siyasetine fazladır. ne demişler;
bu devlete bu millete bu istanbul halkına siken yaranır kardeşim. bunun gibi dürüst insanların işi olmaz. geçen kadının biri ne diyor bakın;
" ben sana oyumu göğsüm kabara kabara verdim, beni aç bırakasın diye değil " hepiniz inşallah bu duruma düşersiniz de anlarsınız birşeylerin kıymetini.
oysa ankara'dan aday gösterilse i.melih'in ipini çeken kişi olabilirdi... deniz baykal bir rakibini daha kurtların önüne attı, siyaset böyle birşey işte.
2009 yerel seçimlerinde chp istanbul belediye başkan adayı.istanbulda yerel seçimleride son 20 yıldır ilk kez solun ciddi bir rakip olabileceği düşünülüyor.aday olarak gösterilme sebebi ise akp nin bazı yiyicilerin işine çomak sokması olarak açıklanabilir ve boylece durust biri gbi cagrısım yaptı(oyle olduguna inanmak istiyorum)
fakat bir yandan da akla "bu baykal ın bir komplosumu acaba" sorusu getirmiştir.
yüzümüzü şimdiden güldüren adam. en azından sabah sabah beni güldürdü. hani eskiden pek modaydı futbolculara garip garip kostümler giydirip resmini çekmek. kral, padişah kıyafetleri falan. eh onun bir benzerini de kılıçdaroğlu'na yapmışlar. allah için sempatik olmuş.
ah be oy sen nelere kadirsin, insanı ne hallere sokuyorsun.
"Eğer seçilirsem istanbul'a büyük bir opera salonu yaptıracağım. Kadir Topbaş hayatında hiç operaya gitmiş mi?"
sözlerinin sahibi. hâla cumhuriyet kurucuların "fesi çıkarttık fötr giydik batılı olduk" şeklinde özetlenecek hastalıklı mentalitesini arpa boyu kadar aşamadığını her fırsatta göstermekte.
bir insan bu kadarmı dürüst olur!her şey iktidarın elinde,arıyorlar tarıyorlar hala bi açığını bulamadılar..Sayın Kılıçdaroğlu ellerinden öpüyorum..Allah yardımcın olsun..
Mensubu olduğu partiye asla oy vermeyeceğim ancak dürüst ve onurlu bir siyasetçi olduğunu açıkça kabul etmemiz gerektiğini düşündüğüm, kendisine yalnızca ve yalnızca Tuncelili olduğu için Kürtçü ve bölücü gibi iftiralar atılan şirin siyasetçi.Irkçılığın kurbanlarından.
Sanırım istanbul Belediye Başkanı da olacak.
sadece dün gece yayınlanan genç bakış programına bakarak kazanamayacağını iddia ettiğim başkan adayı. önce övmek lazım zira kim ne derse desin bir kere akp'nin merkezde yer alan 2 adamını kitlemiş gelmiş bugünlere. buna bağlı olarak da melih gökçek'i berbat duruma düşürmüş vaziyette canlı yayında. belgelerle konuşuyor. eleştiri aldığı 2 nokta var;
bunlardan birincisi çamur siyaseti yaptığına dair. bunu şu şekilde alalım, elde belge var. savcılığa gitmemiş. savcılık da bu konuda pekala birşeyler yapabilecek durumda. ama savcılar kıpırdayamıyor. bunun sebebi meçhul. komplo teorilerinden biri akp'nin yargıya sağlam sızdığı ve savcıların bu konularda bir şey yapamadığı yönünde. yargının bağımsızlığı apayrı bir konu. zira akp yandaşları da, karşıtları da yargının bağımsızlığından bahseder, ama iki taraf da bu durumda yargının işleyişine müdahele eder. ortada bir güven sorunu var ve bu güvensizliğin kime olduğu da meçhul. iki taraf da yargının karşı tarafın tekelinde olduğunu iddia ediyor. bu kısmı burada bırakalım zira kemal kılıçdaroğlu'Nu bağlayan kısmı kendimce açıkladım sanırım.
öte yandan ssk genel müdürlüğü sırasında, akp'liler tarafından öne sürülen yolsuzluk iddiaları var. bu konuda akp, tıpkı kemal kılıçdaroğlu gibi karşısına bir vekil çıkartıp açıklamasını isteyebilir. yani eğer gerçekten var böyle bir durum sıkıştırılabilir ve iddia edildiği üzere balon olduğu ortaya çıkartılabilir. ama nedense akp böyle bir girişimde bulunmamakta. yasal yollar da var ama resmi olarak hiç bir ağızdan yargıya başvurulmadığı da bilinmekte. bu durumda çamur siyasetine maruz kaldığı düşünülebilir.
evet istanbul'a gelirsek eğer, neden kaybedeceğini açıklayayım. bir kere akp'nin kökleşmiş bir oy potansiyeli var istanbul'da. bu yadsınamaz. bugün izmir'de akp oyları nasıl anlamsız bir şekilde yükseldiyse, istanbul'da aynı şekilde akp oyları düşmez hiç bir şekilde. iç göç bunun sebebidir sevgili romalılar. iç göç nedeniyle istanbul'da yaşayanların büyük kısmının vereceği oy bellidir. bunu değiştirmek güçtür. zira ne kadar kadir topbaş kahraman ilan edilse de, 70lerin devrimcilerin yarattığı gettolarda bugün din büyük yer tutar. bunu marksistlerin gözüyle açıklayabiliriz; 70lerde büyük şehirlerin çevresine örülen gecekondu yerleşimlerinin devrim potansiyeli vardı. zira umut vardı. umudun olduğu yerde de devrim olur. ancak 80 darbesi sonrası, burada yönetime sadık kalıp, öbür dünyada cennete kavuşacakları mantalitesi yüceltildi. bundan dolayı da bugün bu bölgelerin chp'ye oy vermesi çok zor.
bu noktada açıkça görülen bir gelişme var ancak. zira kemal kılıçdaroğlu, seçim çalışmalarında chp'den bağımsız olarak lanse etmekte kendisini. bu da chp'ye oy vermeyen seçmen üzerinde etkili olabilir. ama ne derece olur meçhul. yine de buradan vurmak istiyor, başarıp başaramayacağını göreceğiz 29 mart gecesi.
bunun haricinde dün genç bakış'ta çok düzgün bir şekilde, sosyal demokrat yönetime endişeyle bakıldığı belirtildi. zira sözen döneminden ağzı yanmış ve bunu unutmayan bir istanbul var karşısında. bunu ne şekilde silip atar bilemem zira rte'den beri sosyal demokratlar şöyle yaptı böyle yaptı diye tanımlanmaktalar. ve devamlı bir pekişme sonucu istanbul halkı kemal kılıçdaroğlu'na güvenememekte tam olarak. bunu kırması zor, imkansız değil ama. yine de zaman daralıyor. her yere uğraması lazım. zira 94 seçimlerinde refah partililerin kerhane ve meyhanelere bile gitmiş olması, büyük bir açılımdı. ve zor gibi görüneni başardılar refahlı rte'yi başkan yaptılar istanbul'da. zaten belli oy potansiyeli var ama insanlar tarafından dışlanmış kitlelere ulaşmak seçimin sonucunu belirleyebilir. yine de chp'lilerin ne derece umrunda olur buralar bilemem. yine de yakın geçmişte sinop'ta akp'nin tek oy farkla kazandığı düşünülürse 1 oyun bile ne derece önemli olduğu görülebilir.
halkın bir kısmı kendisine huzur bozan insan gözüyle bakmakta. kendisi son bir ayını bu insanları iknaya vermeli kanaatimce. zira yüzyüze görüşme ikna oranını arttıran bir durum. bu konuda referansım paul lazarsfeld olacaktır, zira bana kalırsa en başarılı yöntemi, kendisini okuyanlar çözecektir. zor da olsa, yüzyüze görüşme, ancak kendisine ağır muhalefet eden yerlerde ikna çalışmaları yapması lazımdır. zira gördüğüm kadarıyla chp'nin oy potansiyeli olan yerlerde dolaşmaktadır kendisi.
tüm bunlardan sonra akp ile başabaş giderse şanslıdır. kazanmasını isterim ancak istanbul halkına kültür sanattan öte vaatlerde bulunmalıdır. aksi taktirde deniz baykal ve akp'nin isteği yerine gelir, seçimi kaybeder.
akp'li mantığının gözler önüne serilmesini sağlıyor ya, bu özelliğini de seviyorum.
- omoyla(!) mı yıkanmış kardeşim?
+ ama 7 kuşak sülalesini taradılar, bi şey bulamadılar işte.
- mutlaka vardır bir açığı!
+ ama adam kendi dokunulmazlığının kaldırılması için dilekçe verdi, deli mi bu?
- yanında mıydın kardeşim, nerden biliyosun temiz olduğunu?
+ 24 saatimizi birlikte geçirmediğimiz tüm politikacıları hapse mi tıkalım yani?
- projesi yok!
+ daha dün canlı yayında bi çok projesini açıkladı. hem projelerini beğensen oy vercek misin sanki?
- tabi ki vermicem.
+ ya bi sktir git.
nasıl bir organizma bu insana saygı duymaz, nasıl bir bünye bu kişiyi reddeder anlamak mümkün değildir. söylediği tek kelimede bir ideolojinin fanatizminden eser yok. hayata ve insana dair yakışan ne varsa bunların peşinden koşmaktan başka bir şey yaptığını söyleyebilmek ne mümkün.
seçilmesi gereken adamdır. kır şu kabuğunu be istanbulum.
60 yaşında bir siyasetçi, neden buralara bu kadar geç geldiğini anlamadığım, başbakan olası, halkçı.
medeni bir katılımcı; an itibari ile katıldığı abbas güçlü ile genç bakış programında gerek abbas güçlü'nün gerekse telefonla katılan kişilerin ince ayarlarını tam takım cevaplamış aynen iade etmiş ve bunu kesinlikle ahlaki bir çerçeve içerisinde yapmış. ne konuştuğunu çok rahat anlayabildiğim, yurdum insanı. *
hakkındaki hiçbir yolsuzluk, usulsüzlük, dolandırıcılık iddiasının gerçek olmadığı, baya bildiğin sosyal demokrat insan. evet alışık değiliz ama adam namuslu. gözü tok. banka kredisiyle ev alan, kooperatif evlerinde yaşayan, arabası olmayan, çocuğuna istediği batarisini almak için işte çalıştıran bir insan.
sen bu adamı göreve gelmeden eleştir, sıçtığın boku at, sonra üstüne de ılımlı (milyarder) islamcılara övgüler döşe. bu adamı eleştirenlerin savunduğu adama bakıyorum. yedi sülalesi milyarder olmuş, çocukları şirketlerin başına getirilmiş. anadan doğma zengin bunlar. alışığız ya 20 yaşındaki bebelere gemi alınmasına, milyarlık mücevherler takmaya, holdingler yönetilmesine, ayakkabı boyacılarına simitçilere 100 ytl bahşiş vermeye. para bok gibi anasını satim, savurun. halkın da açlıktan ağzı kokar yine de gider kendi çevresini zengin edip gidenlere oy verir ve gayet memnundur hayatından.
burda objektif olduğunu ileri sürenlerin, partizanlıklarını bırakıp kimin hangi makamı hakettiğini, kimi eleştirirken geri adam atmaları gerektiğini vicdanlarına bırakmak lazım. objektif değillerse hiç konuşmasınlar zaten. komik.
hakkında sadece bok atma amacıyla ssk nın başındayken yolsuzluk yaptı denilen, saygı duyulası insan. önce bir mal varlığına bakacaksın, sonra konuşacaksın.
kendisi kadir topbaş a karşı seçime girseydi eminim ki 1000 e katlardı topbaş ın oylarını fakat iktidar partisine karşı girdiği için muhtemelen kaybedecek, fakat chp nin son zamanlarda istanbul da aldıgı en iyi sonucu alacak istanbul büyük şehir belediyesi başkan adayı.
diğerleri gibi tipinden itlik,kopukluk akmayan milletvekili.
milletin vekili olmanın dolandırıcı olmakla eşdeğer olduğu günümüzde yüzünden vatandaşlık - geçim derdi akan politikacıdır.
umarım istanbul yarışında eriyip gitmez.
bülent ecevit'e benzerliği ve güler yüzlü sıcak tavırları ile insanlara pozitif enerji açılayan sempatik dürüst siyasetçi. kendisinin istanbul büyükşehir belediyesi başkanı olması yerine chp'ye genel başkan seçilmesi chp ve sol için çok büyük ve anlamlı bir adım olurdu.
