yemeğini ben alıyorum. kumunu ben alıyorum. suyunu ben veriyorum.
önce geliyor kendini sevdiriyor. sonra elimi ısırıyor tırnaklıyor. koluma atlıyor. bacaklarımı ısırıyor. gece olunca bir bok olmamış gibi gelip koynuma yatıyor. de yeter sikerim dengesizliğini senin.
geçen yaz köyde aylarca beslediğim, her sabah beraber kahvaltı, öğle ve akşam yemeği yediğimiz kedi sadece bir gün tavuk verdi diye beni satarak komşu evin kedisi olmaya karar vermişti. işte o an anladım kedilerin nankör olduğunu. halbuki ben annemin tüm azarlamalarına rağmen tüyleri her yerime bulaşmasına aldırmadan onunla ilgilenip oyunlar oynamıştım. ama o ne yaptı, bir gün tavuk verdiler diye beni sattı. yazıklar olsun be.