Öncelikle uzun yazacağım içim değerli sözlük yazarlarından özür diliyorum ama hikaye tamamen gerçek ve bence okuması keyifli olabilir.
Bu kışın en soğuk günlerinde kapının önüne kedinin biri geldi, bir deri bir kemik, hasta ama can havliyle miyavlıyor yardım istediği belli ev kedisi olduğu dışarıya atıldığı dışarının şartlarına alışamadığı da belliydi.
Neyse aldım içeriye doğalgazı fulledim, miyavı yıkamayı düşündüm sonra kediler sudan hoşlanmaz dedim kendi kendime sonra sıcacık suda yıkanırsa hastalığına iyi gelir diye düşündüm koydum kuvvete, banyo süresi boyunca hiç kımıldamadı tertemiz oldu, sonra salona koydum, hayvan garip garip bakıyor, bol bol su içiyor, bişeyler de yedi ama garip bir hali vardı, dolanıyordu uyuması lazımdı kedi genelde uyurdu, tuvaleti olmalı diye düşündüm, kumu var olsa yapar heralde dedim yaptı da ama çok fena cırcır olmuş (bu yüzden adını cırcır koydum).
Cırcır her on dakikada bir tuvaletini yapıyor her zaman da kuma yapmıyor bazen halıya, bazen çekyata canı saolsun iyileşsin de diyorum siliyorum bir yandan da, sonra annem geldi bağırdı çağırdı tabi, benim temizlediğim yerleri tekrar temizledi, bir yandan da cırcır faaliyetine devam ediyordu, bir hafta kadar uğraştık, sonra iyileşti kilo aldı ve eş isteyecek duruma geldi bu arada cırcır dişi.
Ne yapayım ne edeyim derken bir yandan da bu kedi sokak kedisi dışarı bırakmalıyım diye düşünüyorum.
Ve dışarı bırakmaya karar verdim, bizim bölge trafik falan çok kalabalık olduğundan büyükçekmece sahile bırakmaya karar verdim cırcır la yola çıktık.
Bırakırken yanımdan ayrılmak istemedi, arabanın yanında bekledi ama mecbur bırakmam lazımdı, onun için en iyisi buydu, burası da güzeldi onun için. Kendimi teselli ede ede zor da olsa cırcırı bıraktım, ben giderken arkamdan öylece baktı.
Eve geldim aklım cırcırda, ne yapıyor acaba alışabilecek mi yeni yerine falan diye kendi kendime düşünüyorum, aradan altı gün geçti, cırcırı ziyaret etmeye karar verdim, büyük bir ihtimalle göremem kim bilir nereye gitmiştir diye düşündüm, bir kilo kadar kedi maması aldım onu bulamazsam başkalarına veririm mamayı dedim. Yola çıktım.
Tam cırcır ı bıraktığım yere gittim ve şok oldum, aynı bıraktığım yerde öylece bekliyordu hemen yanıma geldi bir anda gözlerim doldu, hemen attım arabaya eve getirdim.
bir ay oldu ve cırcır hamile, güzel bi ev yaptım ona salonda bütün gün uyuyor, bir haftaya kalmaz yavrular, üç tane bekliyorum.
iki dakika seveyim desem, hemen sıkılıp uzaklaşıyor. ama ne zaman ev soğuyup vücut ısısı düşüyor, koşa koşa gelip vucudumun en geniş olan karın bölgesinde umarsız bi tavırla yatıyor. Bu ilişkide çok kaybım var, çok.
hiç koridorun ortasından yürüdüğünü görmedim. hep kenardan kenardan. sanki ortada yol çalışması var. kendilerine belirledikleri noktaların dışında takılmıyorlar fazla.
o anda onu eğlendirmek için yaptığın hiçbir şey yoksa, hatta kendisiyle zerre kadar ilgili değilsen bile sana kendisinin oyun aracıymışsın gibi muamele eder. kızımın evindeki kedi gibi. nazlı mı, nazlım mı ne. tamamen alakasız bir şekilde yanından geçtim, üstümdeki sweatshirt'in eteğindeki büzme ipiyle ip atlamamızı teklif etmişim gibi üstüme zıpladı. bana sen müsait misin, beraber oynayalım mı falan diye soran yok. manyak mıdır nedir?
Yüzünü duvara dönüp saatlerce duvara bakması. Dikkatini çekmek için el kol hareketi yapınca kafasını milim oynatmadan göz ucuyla "salak salak napıyon" bakışını atarak tekrardan duvara odaklanması.
ev kedimiz yok ama şu mevsimde sokak kedimiz oldu. ikinci katta oturuyoruz. sokak kedileri merdivenlerden çıkıp kapımızın önündeki paspasa kadar gelip yatıyor havalar soğuduğundan beri...