köyde yer sofrasında yemek yiyoruz. evin kedisi sarı tombul bi şey. tam garfield havalarında. bu sofraya gelir ve yemek istediğini bacağınıza patisiyle dokunarak anllatır. iki üç kez o pati hareketi gelir. vermezseniz dördüncüde bacağınıza tırnaklarını geçirir.
-fındık naber oğlum acıktın mı sen?
-miyavv (kafa sağa yattı şimdiden)
-vermiycem az bekle
-miyaavvvv8 kafa sola yattı bu sefer)
-dur bi yemek yiyorum
-miyavvvvvvv (gözlerinize bakmaya başlamıştır)
-vermiy... aahhhh eşşek sıpası ne demeye pençeni geçiriyon bacağıma
-miyavvvv (pençeler hala bacaktadır ve gittikçe daha da batırmaktadır)
-tamam lan tamam ne istiyorsan vercem çek şu pençeni yeter ki.
okuldan gelinmiş ve ev arkadaşınız sizi kapıda karşılamıştır. Burada bahsi geçen ev arkadaşı 4 aylık bir kedi olan oskardır.
-oskar oğlum bugün beni kapıda karşılıyorsun karnın mı açıktı yoksa birşey mi kırdın?
-mauuuh
Yavaşça yatağına gider uslu uslu oturur.
(kedim miyavlamayı bilmiyordu böyle bir ses çıkarır hatta bazen auuhv dediği de duyulmuştur)
- yok kesin birşey kırdı döktü bu
diye salona girilir suyu bitmiştir. Suyu tazelenir ve konuşmaya devam edilir.
-bugün misafir gelicek evimize bikbik ablan uslu dur olur mu?
Salak salak yüzünüze bakıp
Auvk diye bir ses çıkarır. Yemekler yenir arkadaşınız eve gelir, kapı çalar.
-Hoşgeldin bikbik.
-hoşbuldum canım, oskar naber.
-mıyyk
-aaa buna noluyo böyle?
- yok bişey canım canı sıkıldı heralde.
(genelde bu sesi söyle söyle seni siklemiyorum ben anlamına gelir kıçını döner gider)
Oturulup konuşulurken birden kucağa hoplar. Rahatsız olunca koltuğa geçmeye karar veririz ve asrın hatası yapılır, bikbik oskarın yerine oturmuştur. Ben mutfaktayken oskardan tıslama sesleri gelmektedir.
-noluyo oskar
-ktsss
-Ne noldu?
-hymmrr
-ay bikbikcim sen oskarın yerine oturmuşsun. Kalk kalk.
Beyimiz yerine kurulur ama siniri geçmemiştir.
-kanalı değiştiriyorum tamam tamam al sana kedi belgeseli.
- kızım kim kimin sahibi belli değil bu ne böyle?
-öyle deme bikbik böyle yapmazsam gece uyumuyor evin içinde dört dönüyor, çok sinirli bizimki ayrıca beni evcil hayvan sanıyor sanırım ya da uşağı. Masada benimle yemek yiyor falan.
-E yuh yani alt tarafı götü boklu kedi ya.
-mymrrr rrrrmyrr
-kötü birşey söyleyince anlıyor alınıyor bir de.
-tebrikler tatlım kedi dilini baya çözmüşsün.
-kırpı gidecek misin şimdi sen ?
-kırpı beni birakabilecek misin ?
-kırpı hani o kadar bokunu temizlemiştim ben senin??
-kırpı nasıl gidersinnn
+meavv
-peki kırpı sen de sattın beni helal olsun
-son bi gece beraber uyuyalım mı kırpı?
-demek buraya kadardı bi senin terk edip gitmediğin kalmıştı beni şimdi sen de siktir olup gidiyorsun öylemi
-peki amk peki hepiniz aynısınız ne bok yersen ye ama o sana getirdiğim hamsileri unutma..
(bkz: bir yazarın acı feryatları)
B:Pamuk ne diyosun kız sence babam ihaleyi alacak mı?
P:Mrr moeuuuw (bence evet)
B: Bence de. Şimdi o tarafa git o tarafa kitap okuyorum o koltulta yat.
P: Meuww miaoovv veeuviii muuiiiv (süt ver yoksa gitmem.)
B: git annemden iste.
P: Miyauuv miuv. (Hadi buna da tamam senle görüşcez)
Edit: Psikolog arkadaşlar deli olarak mutluyum daha sonra vazgecersem goruselim tişikirlir.
gerçekten yapılan diyaloglardır. kedi dir o kedi nihayetinde. konuşacak değil ya. ek olarak çevreniz de ne oldu hede kafayı mı yedin tepkisi bile alınır, hatun kişileirn hoşuna gider. kimi zaman hatun kişilerin dikkatini çekmek için yapılır, kimi zaman da farkında olmadan kedi ile ilgili muhabbetini biri çaktırmadan izler, o neydi lan öyle kediye ne dedin der falan filan.
ben: sen duygu nun kedisimin.
kedi: ses bile çıkmaz o küçücük kafasıyla size masumca bakar. ( ek olarak kedi sevmezdim ama hatun kişiler yüzünden kedi sever oldum lan. ama bir kedim bile yok işte)
ben: evden mi kaçtın yoksa, duygu nasıl, haber mi getirdin yoksa bana.
kedi: kedi hızlanır o sıra da. kedinin sikinde dahi değilsinizdir.
ben: o değilde duygu nun kedisimiydi lan acaba. sahi duygu nun kedisi nasıldı ki onu bile bilmiyorum. kesin bilmiyorumdur. bir dakka lan gerçekten bilmiy, (bkz: ne diyom lan ben)
sonuç olarak, kediyle konuşmak değildir olay, olay bilinç altıyla konuşmaktır. kedi nereden bilsin seni. ama duygu yu biliyordur. herkes biliyor ya onu. ama ben bilmiyorum işte. olsun dedim oldu.
+ bak güzel kardeşim. çöpten bu şekilde atlayarak bi yere varamazsın.
- üzgünüm dostum ama üzerimize attığınız çöp poşetleri canımızı sıkmaya başladı.
+ o zaman şöyle anlaşalım. çöp atmadan önce çöpe 1 kez vuracağım. sen de yavaşça yürüyerek dışarı çıkacaksın. kabul mü?
- illa rahatımı bozacaksın yani. neyse, üzerime iğrenç çöp poşetleri gelmesinden veya bolca küfür yememden iyidir.
+ anlaştık o zaman.
- eehhh.. tamam anlaştık. ama yemeklerimin üzerine iğrenç çocuk bezlerinden atarsan çok fena takışırız haaa.
+ dert etme tamam. hadi kal sağlıcakla kardeşim.
- eyvallah.
k:nooldu, bıraktın telefonu ehehe
b:sen beni mi izliyon lan totoş, siktir git tüylünün yanına
k:uyuyo o, manita mı eheh
b:siktirtme belanı, gitsene olm
k:tamam la tamam.. hangisi bu, sözlükte tanıştığın mı
b:mamalarınızı ben veriyorum hatırlatırım
k:meraktan sordum ya şey diil yani.. tamam ya tamam susuyorum..
b:.. ..
k:bi meraba desen iyi olur aslında
b:(telefon kediye fırlatılır)
k:telefonu niye atıyosun yaa! (hemen kendini yalama faslı)
b:mına kodumun kedisi.. vermiyorum lan mama filan. ne skim bulursanız yiyin artık evde..
herhalde bakışlar vasıtasıyla gerçekleşen diyalogtur. hayvanlarla iletişim kurmak çok zordur, ama imkansız değildir. tek iletişim aracı da konuşmak değildir. *