sosyal hayatınız , maddi durumunuz ve eviniz müsaitse besleyin kardeşim yoksa adamı kış günü beyninden vurulmuş ibrahim tatlıses'e çevirebilir. bizim evde bi tekir var en son mahalle bakkalına çırak verdik. evde kemirmedik kablo , kırılmadık bardak bırakmadı. sağa sola işediği yetmiyormuş gibi birde kolunuza bacağınıza karşı sapıkça davranışlar sergileyebilir. demedi demeyin...
Haftada bir kere haşlanmış yumurta verin bayıla bayıla yerler. Eğer maddi gücünüz yoksa küçükken yaş mamaya alıştırmayın. Çünkü küçükken 5 liraya aldığınız bu mamaları 2-3 günde bitirirken göze gelmiyor ama büyüdüğünde günde 3-4 konserve bitirebiliyor bu canavarlar. Ayrıca düzenli bir beslenme planı yapmanız hem size büyük bir kolaylık sağlar hem de kedinizin daha sakin ve uysal bir hayvan olmasını mümkün kılar.
15-20 liraya alacağınız bir tırmalama tahtası uzun vadede koltuklarınızı kurtaracaktır. Çok heveslisiyseniz 30-40 liraya bir yatak alabilirsiniz ancak muhtemelen kalorifer peteklerinin altına ya da sizin yanınıza yatmakta ısrar edecektir.
Yeni ev arkadaşınızla inatlaşmayın,zira asla kazanamayacaksınız.
Gecenin bir yarısı üstünüzde tepinerek sizi uyandırmasına ya da hasta olduğunda elinizde bezle sabaha kadar peşinde gezmeye katlanamayacaksanız bu işten vazgeçin. Son olarak; evcil hayvan istiyorsanız köpek alın. Kedilerin bakımı başta daha kolay gelse de, bir kedi eve alıştıktan sonra o evin sahibi olur ve siz ona uyum sağlamak zorunda kalan ev arkadaşı olursunuz.
Yumurta verin ama sarısını verin. Arada Light ton balığı verebilirsiniz. Aşılarını ihmal etmeyin. Kuru mama markasını iyi seçin. Markette satılanlardan almayın. Lazer gibi oyuncaklarla oynatabilirsiniz ki yeter ki oynatmak isteyin artık telefonlarda da kediler için yapılmış kedi oyunları var.
fazla ilgilenemeyecekseniz beslemeyin. kedi evcilleşip insana alıştığında çok yılışık bir hayvan oluyor, sürekli ilgi bekler. ilgi göstermediğinizde oyun amaçlı en olmadık anlarda gelir rahatsız eder. yürürken ayaklarınıza atlama huyu başlar, evin içinde yürüyemezsiniz.
kedi beslemek, çocuk sahibi olmanın provasıdır bir anlamda.
sürekli ortalığı karıştıran, tabakları bardakları hobi olarak yere atıp kıran, en sevdiğiniz kitabı paramparça eden, geceleri üstünüzde zıplayacak bir canlı...
burnunun akışı ile sizi endişeye düşürebilecek, zamanla bir parçanız haline gelecek bir canlıdan bahsediyorum. sabahları kendi yüzünüzü yıkamadan daha onun gözündeki çapakları temizleyip yemeğini vereceğiniz ve bunu sevgiyle harmanlayıp yapacağınız...
hastalığından sağlığına, yediğinden yemediğine kadar hepsini kendinize dert edeceksiniz. yeni güne merhaba derken gece dağıttıklarını toplamayı bir iş olarak bile görmeyeceksiniz. dizi izlerken gelip kafasını bilgisayarın kenarından uzatacak, siz rapor yazarken bilgisayara saldırıp kapatacak, bütün emeğinize yazık edecek. yastığınızı paramparça edecek, her tarafı kuş tüyü içinde bırakacak, kahvenizi bilgisayarınıza dökecek, her gün temizlik yapmanıza neden olacak. kaybolduğunda sizi sokaklarda deli gibi koşturacak. fiziksel anlamda bir sürü acı çekmenize sebep olacak. (mesela bardak kıracak, uyanıp üzerine basacaksınız)
ama bunların hiçbirini önemsemeyeceksiniz. çünkü bir gece ağlayarak yatağınıza girdiğinizde gelip boynunuzu koklayacak, tırnaklarıyla saçlarınızı tarayacak ve gözyaşlarınızı yalayacak. patilerini omzunuza koyup şah damarınıza başını yaslayacak. çıkardığı bütün sesler sizi mutlu edecek. dudağınızın kenarını kendi dudağının kenarı benimseyecek. tüm yaptıklarına ve yapacaklarına rağmen o sevgi ve bağlılık bitmeyecek.