bu ne biçim densizliktir, kendini bilmezliktir anlayan beri gelsin demeye sebebiyet veren söz. yurdum insanı bir öğrenmiş kaç ki kovalasın, göster ama elletme kıymete binersin, bik bik, vs. ben sevdiğim insandan kaçacaksam ne diye onunla birlikte olayım ki? o benden kaçacaksa benim onunla ne işim olur ki? yok canlar ben bu mantığı(!) anlamış değilim. ne sen benim paydama gel ne ben senin paydana geleyim, birlikte bizim olan yeni bir payda yaratalım. bu değil midir sevgide aslolan? bazen öyle zorlu birine tutuluyoruz ki sevdiğini bildiğimiz halde ona doğru bir adım attıkça egosu tavana vuruyor, o sıska bedenine inat götü kalkıyor, 2 adım kaçıyor. mutlu etmek için çırpın dur ondan sonra. küçük şeylerden mutlu olmayı, zevk almayı bilmeyen, hayatında görüp görebileceği tek kuyruklu yıldız olmanıza ve bunu bilmesine rağmen burnu bir büyüyor ki sanırsınız hint kumaşı. sevginizden güç alarak mücadele edersiniz bu noktadan sonra galibiyeti sabırla elde edeceğinizi bilirsiniz. amma velakin bizde insanız yorulmaya başlıyoruz bir süre sonra. kovalamak ne kelime, görecek gözümüz kalmamaya başlıyor. herhangi biri olup çıkıveriyor. sonra egosu tavan yapan sevgili eski olmamak için canla başla mücadele ediyor, sonradan eklenmiş kuyruk misali sizinle dolaşıp duruyor ama ne fayda? gönül ona kıymet verene gidiyor.
kaç istedigin yere kadar kaç!
Seni birgün yakalarım ve kollarından tutup gözlerimi gözlerine dikerim.
"Beni istiyor musun istemiyor musun?" diye sorarım sana.
Ve cevap vermeden kaçamazsın benden bir daha.istemem dedigin andaysa kaçmak değil ama elveda deyip de gitmek düşer bana. Sen kaçtığınla kalırsın bu dünyada.
herşeyi bilen, tekniğinden emin, sözde tecrübeli bir playboy ağzı..
kovalarsan kaçar, doğru; ama kaçarsan da kesinlikle yalnız kalırsın. onun için genç arkadaşım, biz anlı şanlı, afralı tafralı maçolara yaraşan, sağa sola koşuşturmak değil pazarlarda sergilenen karpuzlar gibi öylece durmak ve beklemektir.
maalesef gerçek bu. "
bir ton soru doğuran hadise. kovalarsam kaçar mı, kaçarsa kovalayayım mı, kovalanan mı kaçar, kaçan mı kovalanır, kaçarsa nereye kadar kaçabilir, kovalanırsa nereye kadar kaçan mı yakalanır sonunda kovalanan mı gibi gibi gibi. benim bildiğim, fazla naz aşık' ı usandırmıyor abiler ablalar, harbi harbi kaçan kovalanıyor, daha bir değerli, pek bir kıymetli oluyor kaçan. işte o sebeple ortalık küçük trip kadınlarla dolu. VE ONLARI KOVALAYAN ADAMLARLA. *
gerizekalılığın allahı hadisedir.
peki niye kovalanır kaçan? zira çok özel böyle acayip bi bok oldugu düşünülür ki genellikle yanlış çıkar bu varsayım. insan yine de kaçayım ulan kaçanlar daha değerli olur diye düşünmüyo değil. zira kaçınca zatı şahane sayılırsınız. sıcakkanlı olmak da çok önemli lanet eksi bi özelliktir bu durumda. dikkat çekmek için ya aptal aptal ben bilirim tavırlarına girip abuk subuk konuşacaksınız ya da soguk nevale olacaksınız. budur.
4 sene yurtta kalmış bir kız olarak nefret ettiğim kız söylemidir. kız aramak için ölüyordur ama aramaz. yağlı saçlarla gezer 5 gün, çocuk arayınca duş almadan föne gider sadece, saçı temiz bir halde buluşur. bu insan genel algısıdır bu, sivilceye fondoten sürer. asla o sivilcenin yok olmasını beklemez. asla ama asla olayların kökten çözümüne inmez. "sevgiliden/potansiyelden mesaj gelince heyecandan ne yazacağını bilemez" demek isterdim ancak, tavlama için ne diyeceğini bilemez. kendini mal sanar ve satar. ağırdan satar hem de. ve o satıcıların da alıcıları vardır. hayır bunu kız da erkek de yapabilir, ama keşke aşktan kovalansa bunu yapan bir de.
Hayatın ve aşkın bir kanunudur. Ne kadar kaçarsan o kadar değere bineceğinin hatta bindiğinin tanımıdır. Kaçmanın ne kadar önemli bir eylem olduğuna dikkat çeken bir ifadedir. Kaçmak mı yoksa kovalamak mı, diye insanı ikilemde bırakan deyiş.
ilişkilerde yapılan küçük çaplı, sonuçları büyük oyunlardır. bir taraf hep kaçar ve kıymetli olur. bir taraf hep sadık ve güvenilirdir üzerine titrer, ilgi görmeyen mazlum insan olur.
erkeklerin iyi bildiği oyundur. başta erkek kovalayanı oynar, zavallı kızcağız kendini bir şey sanar. zaman geçtikçe bir de bakar ki kovalayan oluvermiş.
