çok kez şahit ettiğim durum. özellikle misak-ı milli sınırları içerisinde herhangi bir yerde; şehir, ilçe, mahalle, kaza, belde, dağ, tepe, taş, ova, plato, alüvyon, göl...her yerde bulunur bu gönüllü seyirciler.
bir kaza olmuştur, kazanın derecesi önemli değil. ama seyirlik, can kaybının olmadığı, sadece hasarlı trafik kazasıdır bu (ki buna seyirlik kaza denir). yol boş olduğu için can kaybı olmamıştır, zaten gecenin on birinde pek kimse olmaz o yolda. ayrıca herkesin işi gücü vardır (yanılgı).
karşı tarafla "ulan sen benim kim olduğumu biliyor musun? polis gelmeden şurdan şuraya gitmem" geyiği yapmak için arabadan inen kişi birden kendisini çembere almış yüz kişi görür. ama onların nerden geldiği belli değildir. kesin olan az önce boş olan yolun şimdi yüz kişi tarafından kuşatıldığı ve olayın kritiğinin yapıldığıdır.
yüzünün de ayrı bir görüşü vardır ve herkes olayı niyeyse farklı görmüştür, kimine göre mavi araba bin beş yüz basmış geliyormuş kimine göre beyaz araba amuda kalkmış geliyormuş. zaten kısa bir süre sonra taraflar belirlenir ve tribün oluşturulur. ayrıca bu yüz kişinin asla işi gücü yoktur, saatlerce orada bekleyebilirler.
polisin gelip tutanağı yazmasının ve iki tarafın veda vaktinin gelmesinin ardından, olaya gözünden baktığımız kazazedemiz bir bakar arkasına kimse yoktur. olayın mistik boyutundan kıllanan kazazede topuklarını kıçına vura vura kaçar.
rivayet odur ki, bu yüz kişi yıllar önce bir trafik kazasında çok acı bir şekilde ölmüştür. ve o günden beri nerede kaza olsa birden yerden biterler.