yatarken kafamı koyduğum yastığın içinde buldum bir kez. hani yorganın, yatağın altı filan da değil. nasıl başardığımı henüz çözemedim, siz de bir baksanız iyi olur.
ömmer hayyam şöyle der :Gören göze güzel, çirkin hepsi bir;
Aşıklara cennet, cehennem, hepsi bir;
Ermiş ha çul giymiş, ha atlas;
Yün yastık, taş yastık, seven başa hepsi bir. tek çorap çift çorap seven kişiye hepsi bir.
çamaşır makineleri çorap tekleriyle beslenir. çiğner, geviş getirir lakin hazmedemez ve hiç ummadığınız bir yıkama sonrasında çorabı geri kusar. yemin etti bizimkisi, buymuş sır. önce inanamadım lakin sonra dedim ki çamaşır makinesinin bana yalan söylemeye niçin ihtiyacı olsun ki?
çoraplarımızı ayağımızdan çıkardığımızda birini bir yana diğerini ayrı bir yana fırlattığımız için tekini bulamayız. annemiz de bulamayınca sadece bir eşi yıkanır ve çekmeceye konur. giymek için çekmeceye baktığımızda da annemize -anneee çorabımın teki nerdee!!?? diye soru sormamıza sebep olur.
evin herhangi bir yerindedir. hiç aklınıza gelmeyecek bir yerlerdedir kesin. yatağın altına, mutfağa, çöpe, balkona her yere bakın.
çoraplar kaybolmak için üretiliyor olabilir. kaybolmadan duramıyor ya.