haklı nedenlere dayansa bile sakınca doğurabilecek kayıştır.
arkadaşlar, ait olduğum sosyo ekonomik zümre gereği kayak yapmayı bilmem, bilemem. yine de holivut filmlerinden ve eski türk filmlerinden hatrımızda kalan bağzı sahneler var. gözlemlerime dayanarak yazmağa çalışacağım bu topiki.
filmlerden hep görürüz. barzonun biri yardır yardır iner dik memelerden. pardon tepelerden. son derece eğlenmektedir. şımarır, gürültü yapar, artizlik yapar. sonra ne olur? uçlu bucaklı kar tepelerinde bir hareketlenme olur ve adeta pimi çekilmiş bonnba etkisi yaratır.
akabinde esas oğlan, kuyruğu kıstırmak suretiyle "anansiki anansikiii" diye diye götü kurtarmağa çalışır.
hiç kimse düşünmez ama o tepelerin dibindeki köyde yaşayanların halı nic' olur! tarlaları nic' olur? koca kış nic' yerler!!
böylesine büyük bir felakete neden olan oğlana susuz kaymaktan daha doğal, daha insani ne olabilir ki?
konuyu özetleyen bir cümleye çatısız kadınlar adlı dizinin başrol oyuncu aliyeden alıntı yaparak yer vermek istiyorum:
Şu umursamaz olmayı nerden nasıl öğrenmişim bilmiyorum ama iyi ki öğrenmişim.
uyarı ve gerekirse özür: arkadaşlar ben işin uzmanı, mevzunun kompedanı değilim. alınmayın, gücenmeyin. kırdığım birileri varsa özür dilerim.