taklit ya da özenti dizi olması bir tarafa,toplumdaki dejenerasyonu ve ahlak erozyonunu yansıtması açısından numunelik olduğunu düşündüğüm bir dizi.kim kimin çocuğu,kim kimin nikahında,baba kim,ana kim,belli değil.
bu dizide sık işlenen "babasız çocuklar"tezinin bu kadar sık işlenmesinin bu konuya meşruiyet kazandırma ihtimali oldukça yüksektir.ilk etapta duyduğumuz ve şok olduğumuz her şey,sık duymaya başladığımızda bize önce alışılmış,sonra da meşru gelmeye başlar.
şöyle düşünelim,bundan 20 yıl önce "kürt"kelimesini bile kullanmak cesaret isteyen birşey iken(elbette bunun tasvip edilebilir tarafı yoktur)artık leyla zana isminde birisi kalkıp utanmadan,sıkılmadan"ankara,sana sesleniyorum,doğu'yu eyaletlere böl,kürdistan'ı kur" diyebilmektedir.
+aa ne yapıyosun burda metin?
-vallahi balayımızı yerli dizi izleyerek geçiriyorum
+sen burda yerli yersiz dizi izleyeceğine bebek yine ağlıyor onu ne yapıcaz...*
bi persembe günü bi askeri birlikte gecen olay.
komutan: niye sabırsızsınız oglum su aksam iştimasını alıp gitcem
asker: komutanım dizi var onu izlicez.
komutan: kurtlar vadisi demi daha var ne acele ediyonuz
asker: yok komutanım o deil kavak yellerini izliyoz
komutan: o ne be ne anlatıyo o dizi
asker: komutanım lise hayatı var süper genc kızlar filan oynuyor. *
dostlukların ne denli önemli olduğunu bize hatırlatan ve imrendiren dizi. Bu diziyi her izlediğimde geçmişe dönüp, eski dostlarımın şimdi neden sadece arkadaşım olduklarını düşünüyorum. ha bir sonuca varabiliyor muyum o tam net değil. öğrencilik hayatının bitmesiyle ortamların değişmesi, geçim derdine düşmek, ortamın değişmesiyle paylaşılan şeylerinde değişmesi, herkesin evlenmesi özellikle farklı cinsten dostlukların eş durumlarının kıskanmaları, şehir değişiklikleri vs vs... sonuçta hiç bir şey eskisi gibi olmuyor. ancak bu tarz dizilerle yada geçmişi bir şekilde hatırlatan şeylerle aklımıza geliyor ve kısa bir süre sonra yine yeni, normal yaşantımıza dönüyoruz.
surekli ayni kisir dongu etrafinda donmesiyle baymi$tir. buyuk ihtimalle yakinda dizinin adi da kavak yelleri yerine kabak tadi olarak degi$tirilecektir. hani efe'de olmasa zaten hic izlenmez.
yardımcı erkek oyuncu yamuk ağızlı eleman ve yardımcı kadın oyuncu alaman mine dışındaki oyuncuların pek bir sırıttığı dizidir. özellikle başroldeki eleman sinir kat sayılarını hoplatan bir oyunculuk sergilemektedir.
bir takım teenage-sivilceli abi ve ablaların brezilya dizilerini aratmayacak türlü entrikalar ettiği, karakterlerin gerçeklikten uzak olduğu, arka sıralar, hayat bilgisi gibi gençlerin hamburger yiyip kola içmekten başka bir işe yaramayan ve her nasılsa yaptığı her hatadan ders çıkaran sakil yaratıklar olduklarını ispatlamaya çalışan kalitesiz, siktiriboktan bir kanal d prodüksiyonu.
aynı saatten fox tv de yayınlanan bez bebek kod adlı uyduruk ötesi diziyi izlemek bile daha makuldür.
almancı minenin üzgünken daha bi sevimli oldugunu gördüğümüz dizidir.
aynı zamanda bu alamacının annesinin sana gul bahcesi vadetmedim'den bahsederek gönlümü bir anda kazanıverdigi ve deniz oğlanın bi anda azdıgı ama aslı hanımkızımız tarafından reddedildiği dizidir. *
Puff artık denicelebilecek bir dizidir. en başlarda başarılı olabilecek konular anlatırlmıştı ancak son zamanlarda yeterince işler sarpa sarmıştır. dizide ne olacak bilinememektedir. artık amaç ve gaye kalmamak ile birlikte artık olay gına getirecek duruma varmıştır. Deniz'in Aslı'ya tutumu babasının oğlu deyişini bana hatırlatmıştır. bu dizinin gençler tarafından yaygın olduğunu düşünürsek acaba benzer deniz/aslı olayları yaşanır mı acaba?
o gün küçük kasabada olağanüstü şeyler oluyordu tarzında bir jenerikle başlayan ve olağanüstü insanların mavi gezegendeki servüvenlerini konu alan dizimsi. yerli mi? o da ne?
konusuna değinilecek olunursa;
olağanüstü kasabanın olağanüstü çocukları yine her zamanki gibi olağanındışında bir gün yaşamaktalardı. aralarına katılan yeni sarışın ve almancı alağanüstü yaratık ta öyle.
olağanüstü kasabanın olağanüstü çocuklarının ve yaratığının yaşamakta olduğu gün, geride bıraktıkları olağanüstü günlerde sevdiceklerinin resmine bakıp iç geçirerekten çalıştıkları ve iyi birşeyler başarmayı umdukları sınavın olduğu gündü.
kahramanlarımız arabalarına atlayıp olağanüstü gün ve günlere sebebiyet vermiş olağanüstü sınava gidiyorlardı ki birden bire olağanüstü bir kazaya mağruz kaldılar.
ancak onlar olağanüstü güçleri olan aşmış insanlar olduklarından kaza sonucu ölmedikleri gibi üstüne bir de otostop çekip sınava girdiler.
olağanüstü dakikalarını adadıkları sınavı başarıyla bitirmişlerdi. oh ne de güzeldi. hiç çalışmadan o da nesi? sınavı kazanmışlar mıydı ne?
şaşırılacak birşey yoktu, onlar olağanüstü insanlardı. sınavı kazandıkları gibi bir de adı belirsiz o olağanüstü üniversitelerde okumak için istanbul yolları tutmuşlardı. bu onlar için küçük insanlık için büyük bir adımdı. artık önlerinde tek bir sorun kalmıştı? istanbul da ne yer ne içerlerdi bunlar? nerde kalırlardı yani?
fakat o da nesi? birden bire içlerinden birine mısırdaki dedesinden istanbul da bir köşk kaldığı ortaya çıktı.herkes buna çok sevinmişti. olağanüstü bir zafere kavuşmuş olmanın verdiği olağanüstü edayla istanbula vardılar.
ayak bastıkları ilk andan itibaren adeta avuçlarının içine dönüşen istanbulda tutunmaları, yol bulmaları ve kaybolmamaları hiç zor olmadı zira onlar olağanüstü insanlardı. mavi gezegendeki maceraları yeni başlıyordu aslında.
sanırım taslak olarak böyle. izlenmeyi olağanüstü hakettiği gibi yeterince izlenir de zaten.
ancak;
(bkz: sakın bunu evde deneme)
arkadas ortaminda izlemek zorunda kaldigim dizi. her dizide oldugu gibi bundada bir takim caprasik iliskiler var yamulmuyor isem. elemanin birinin babasinin, kiz arkadasinin annesinden cocuk peydahlamasi gibi. yav tamam birader anladik amaciniz toplumun deger yargilarini yerle bir etmek, sosyal cozulmeyi hizlandirmak tamam da, bunu biraz daha usturuplu yapabilirsiniz. adam mustakbel dunurunden cocuk peydahliyor hem de yasina basina bakmadan. neyse sirf o sarisin kiz icin de olsa bakilir. selamlarimi gonderiyorum buradan kendisine eheh.
önceden kaçırmadan izlerken şimdi ise fırsat buldukça izlediğim; ama diğer yandan da hem doktor olmak isteyen aslı nın fm sınıfında, sinema okumak isteyen deniz in ts sınıfında olması gerekirken nasıl aynı sınıfta olduklarını merak ettiğim dizi. hadi deniz, ailesinin sinema okumasına karşı olduğu için fm sınıfında olsun. o zaman nasıl oluyor da siyaset bilimlerini kazanıyor? (sınavı alan dışı tercih yapabilecek kadar iyi geçmediği halde) bu durumda içinde hatalar barındıran bir senaryoya sahip dizi de diyebiliriz.
dizinin fakir kızı aslı'nın accessorize markalı atkı-eldiven kullanması tarafımdan garipsenmiş dizi. -zira atkının tanesi en az 30 ytl etmekte.- ayrıca şirin, samimi gençlik dizisi havasından çıkıp git gide yalan rüzgarına bağlamıştır.