--spoiler-128.bölüm--
güven: burayı alıyoruz
efe: çok güzel fikir ya sonra burayı da elden cikartırız sonra o paraylada bogaz köprüsünü alırız
--spoiler-128.bölüm--
not : güven efe'ye çay ocağını almaktan bahsediyor. efe de "hayalci olma" demek istiyor!!
son bölümü ile yuh dedirttmiş hala niye izliyorum ben bu diziyi diye sordurmuştur...
--spoiler--
a be su insan kocası ile halayı ayıramaz mı... ya da şöyle sorayım o kadar evli kaldınız bu halanın yanında refakatçi kalacak kadar yakın olan kocan (ex kocan) halasını düğününüze de mi davet etmedi.
--spoiler--
nerden tutsan dökülüyor senaryo.. bu abuklukları gördükçe düşünmüyor değilim senarist mi olsam acaba *
--spoiler-129.bölüm--
güven ve efe çay ocağında kim daha çok çay satacak diye iddaa'ya girerler. kaybeden çay bardaklarını yıkayacaktır. kazanmak için birbirlerinin işlerini sabote etmeleri kötü sonuçlara yol açınca (bütün müşteriler gider) barış yaparlar. o arada bir tane tonton amca gelip "bir tane çay" der. dediği anda ;
güven : pislik yok
efe: tamam pislik yok
tonton amca : gençler bir tane çay alabilir miyim?
"dediği anda ikisi de adamı kollarından tutup kendi taraflarına doğru çekiştirmeye başlarlar."
efe: tabi abicim
güven : tabi abicim. abi benim hastane'de bir arkadaşım vardı.
efe : abi benim arkadaşım acil'de yatıyor
güven : benimki yoğun bakımda
efe : benimki öldüğğ. yemin ediyorum öldüğğğ...
ton ton amcamız da önce "noluyo amenike?" bakışı atar (ki adamın bakışı ve hali de yarar) ve şoktan kurtulunca kıskaçtan kurtulup kaçar. bu sahneyle beraber saat sabah 4'te benim gözlerimden yaş gelir.
--spoiler-129.bölüm--
diziye yeni bir kız girmiş ama o nasil bir casttır öyle. denizin neresine uyucak şimdik o bayan? bir şekil vermişlerki sanırsın topmodel ama direk atsuratlı. buna güzel diyorsanız dizinin diğer kızları başka bir dünyadan olsa gerek.
zaten mine ve deniz çiftinide bir mutlu edemediler, durmadan bir olay durmadan yanlış anlaşılmalar, kız geberip gidicek bunlar halen denize yeni bir hatun ayarlama derdinde! alo senarist! sinir etme insanı!
lerzan ın sağ kolu rolündeki kızın bariz dikdörtgen suratlı olduğu dizi. simetrik yüz hatları iyide, bunun ki direk geometrik olmuş, bildiğin dikdörtgen.
saçmalıklara deyinmiyorum bile. direk konuya dalıyorum. efeye hanzo demekten diimde tüy bitti. ulan fıstık gibi kız daha ne artislik yapıyorsun anlamadım gitti.
o kadar don lastiği kıvamında uzatılmıştır ki oyuncular rol yapmakta bile isteksiz davranmaktadırlar. ya da bana öyle geliyor. bir güven bir de efe (belki mine ve su da eklenebilir bunlara) karakterleri vardı ilgi çekici olan. gittiler efe'yi (o zamanlar mine ile beraber dizi'nin 2 etkin karakterinden biriydi) çıkardılar. hatta ismini bile zikrettirmediler. sonra götüm götüm isimini zikrettirip, hatırlatıp, geri döndürdüler. güven karakteri tek başına dizi'yi taşıdı. onu da çıkarttılar. neredeyse hiç ismi bile geçmiyor. hadi çıkarttın. bari ismini andır karakterlere. mantıksızlıklara hiç değinmiyorum. çünkü çizgi filmleri geçer bu konuda. bakalım nereye kadar uzayacak bu don lastiği?
cuma gecesi bir kez daha beni delirten dizidir. mine hamile, sevindik tabi bu duruma neticede kızcağızin tek gayesi şu dünyada denizden bir çocuğunun olmasıydı, ama işe bakın ki tam kız hamileliğini öğrendi deniz kendini başka kollara attı zaman ayarına bakın hele tesadüfünde böylesi.
kız şimdik hamileliğine mi sevinsin, hastalığınamı üzülsün, denizle iplerinin kopmasına mi üzülsün, yoksa yakın sürede öğreniceği atsuratlı kızın denizin hayatına girişinemi üzülsün.
o kızında hiçbir çekiciliği yokkene seçilmiş olmasıda tims production un ne kadar kötü bir casting ekibinin olduğunun göstergesi. kızı yüz kere çarpsan bir aslı enver bir pelin karahan bir ceren moray etmez.
ha ama deniz karakterinin bayan olsun farketmez ben her türlü varım dedirtmek istiyorlarsa o zaman bilemem tabi. o halde dikdörtgen duyguyuda reddetmeseydi bari.