Öncelikle izlediğim dizidir. ha bir yandan da çok bozulmuş Ancak Popüler kültürün mü klişe türk dizilerinin mi oyuncağı mı oldum bilmiyorum -ki umrumda da değil- ama bir sonraki bölümünü bana iple çektirten, youtube'dan yeni bölüm frangmanlarını izlettiren, her bölümün bi farklı geldiği dizidir. buna rağmen kendimi ilginç bulduğumu söyleyemem. yeni gelen oğlansa * diziye değişik bir hava katmış ve son günlerde yayınlanan en güzel bölümünü izlememize sebep olmuştur.
Bir zamanlar bir dizi hakkında yorum yapmıştım ''yanlış mesajlar içeriyor'' diyerekten sonra ''bunlar gelip geçici şeyler o dizi biter yapılanlar unutulur'' dediler. düşündüm doğru aslında dizide yapılan yanlıştı ama halkta izleyip destek veriyorsa o zaman yanlış dizideki olaylarda değil. halk zaten o zihniyeti kabul etmiş önceden. velhasıl kelam suçu dizilerde, tv de aramamak lazım toplumun genel anlayış yapısı değişmezse tv tek başına birşeyi değiştiremez. nacizane fikrim tabi...
diziye gelince izliyorum ben bu diziyi izlemekten kendimi alamıyorum nedense. gerçek hayatla alakası yok, klişe konular işleniyor(kavuşamayan sevgililer, yanlış anlaşılmalar vs vs..) izlenidğiniz zaman 2 saatinizi boşuna geçiriyorsunuz ama yinede izliyorum işte 2 saatimi boşa geçirmek için belkide.
tanım da şu olsun bari; bittiğinde unutulup gidecek dizidir. urla'dan istanbul a taşımasalardı bir farklılık yapmış olurlardı ama yok illa gelecekler bir konağa doluşacaklar...
son bölümleriyle aslının da az fingirdek olmadıgını anladıgımız dizi. hani deniz oğlan büyük aşkındı be kızım, iki günde yeni birini taktın koluna.. hadi diyelim niyetin yok, o zaman ne diye çocugu yanında gezdirip salak salak espriler yapmasına izin veriyosun, ona da ümit veriyosun? ayıp yahu.. *
Bu gönül eğer rehber öğretmense vay halimize. Son bölümde okuldaki bir vakayı nasıl ele aldığını ve nasıl bir çözüm ürettiğini gördük. Sanırım rehber öğretmenin kocası polis olanın kafası da sadece polisiyeye çalışıyor.
evdeyim. canım sıkılıyo, baktım tvde ne var; kavak yelleri.
tanıma gel:beni 4 yıl okuduğuma pişman eden dizi.
üniversite sınavına çalıştığıma pişman eden dizi.
adamlar sınava falan çalışmadı, aşk meşkle uğraştı, resmen ekşın yaşadı...eee noldu sonra, gayet güzel bölümlerde okuyorlar, bu ne mesaj veriyo ergenlik dönemindeki, aklı bi karış havada gençlere; çalışmanıza gerek yok kasmayın.
hıh tamam, kasmadınız, kazandınız. kazandınız da noldu? bakın efeye adam üniversite falan kazanamadı ama paraya para demiyo. burda ki mesaj ne? kafanıza göre takılın, okumadan daha çok para kazanırsınız.
peki bu entryden ne anlaşılıyo, nada bu diziyi istikrarla takip ediyo; yok kardeşim, bi başını izlemiştim, bide şimdi.
velhasıl, kötü mesajlar veriyo sanki. bana da böyle bi hüzün çöktü, kastım o kadar okudum diye.
neyse...
çok yakında mine'nin kamil'le, hacer'in efe'yle aşka meşke dalması muhtemel dizi. bu ne lan kim kimle ne zaman nerede ne yapıyordu kim gördü ne dedi oyunu gibi oldu dizi...
en yakın arkadaşa aşık olmak olayının bokunu çıkarmış dizi. tepki koymakla birlikte hak vermiyor da değilim aslında, zira bir insanın en yakın arkadaşı aslı gibi bir şeyse, söz konusu kanka kız bile olsa gönlü kayabilir, anlarım yani..zor...
peysi'yle coi'nin nihayetinde birbirini bulduğu dizi. pardon efe'yle aslı.
şimdi, peysiyle coi iyiydi hakikaten. peysi'yi doosın'dan daha çok beğenirdik hatta.
ancak burda peysi rolündeki efe biraz eee..şeyy.. şebelek değil mi? kız da çok salak.
doosıns krik'tekiler kırk yılın tilkisiydiler yahu.
kimin eli kimin cebinde belli değil. deniz, efe, aslı, su, mine (5 kişi)şeklindeki arkadaş grubunun 5'in 2'li kombinasyonu sayısında her an herkesin birbiriyle flört etme ihtimalinin bulunduğu dizi.