dün akşam ki bölümü, karısını dövmeyi hak gören, yeri geldiğinde kendisi evde oturup, karısını çalıştıran, ''oğlum vursun kızım dursun'' diyerek kendi dinini bile götünden anlayabilen, hayatı okey oynadığı kıraathane ile, evindeki, eline erkek eli değmemiş olduğunu sandığı kızından ibaret sanan, her şeyi türklüğe bağlayan,kör kör gözüm parmağına, ''türk halkına hakaret'' diyen (aynı insanlar için,tuzla'da işçilerin sefalet içinde ölmesi,halkının %70'inin cahil olması,halkındaki gruplar arasındaki gelir dağılımının,uçurum haline gelmesi,bir üniversitedeki resepsiyon'un serseriler tarafından basılması,bunun ''hak görülmesi,mahallesindeki okulda,çocuklara,''parmaklarını birleştir vurucam'' diyen öğretmenlerin olması,avrupa'lı ülkeleri,taharet musluğu olmadığı için,''kıçını yıkamayanlar'' olarak tanımlayan insanların varlığı,türk'lüğe hakaret değil dimi?)
insanları su yüzüne çıkartan dizi. deniz'in yerinde kesinlikle olmayı istemezdim, çok büyük bir adilik, ama ulan, türklük nereyedir,genç kızlarımızın bundan etkilenmesi nereyedir? sade bir dizi olan ''kavak yelleri''nin, türk toplum yapısını, bozmak gibi bir misyon üstlenebilmesi, buna gerçekten inanıp yazan, insanların varlığı nedir? bugün 1 nisan mıdır?
güneş doğmuş gün başlamış, aslı ve/veya efenin eve gelmesine ramak kalmış ama deniz oğlan banyo sefası yapıyor beriki horul horul uyuyor, adamın biri eve giriyor deniz oğlan diye iki kere feryat figan bağırıyor, o nasıl bir uykudur bu da ayrı bir tartışma konusu,
sabaha dek uyumamış olma ihtimali de var tabi, tabi sen gecenin körü evden kaç git ama ne evhamlı ananen farketsin, ne psikopat deden, ne bi oda arkadaşın, ne bilmemkim, ne de evde yaşayan diğer koloni üyeleri, bu da ayrı bir tartışma konusu.
sonra efe oğlan sabaha kadar nerdedir ne yapmıştır? neden eve gitmemiştir?
koskoca istanbulda hem de telefonda konuşurken nasıl olmuştur da efe ile gönül birden karşılaşmışlardır?
koskoca istanbulda nasıl olmuştur da efe ile; ileride belli ki dengeleri sarsacak olan yeni polis hatunla metin sarmaş dolaş karşılaşmışlardır?
koskoca istanbulda nasıl olmuştur da gönül kocasını bi başka hatunla elele yakalamıştır da,
bu tesadüflerin tümünün de aynı gün olmasına değinmiyorum bile.
anne bir gün zekice bi senaryomuz olmıcak mı bizim?
her şeye rağmen ben neden bu diziyi izliyorum, hadi dün izledim neden merak ediyorum bi sonraki bölümü?
ayrıca cananla murat neredeler onlar da gelsin şenlik başlasın.
edi: canan değil de leman olucak. duguya teşekkürler.
yuh artik dedirten dizi. yaw ne güzel anne baba bakariken diziye simdi o kadar cosdularki bakamaz hale geldik. erkek ve kiz arkadas olamaz sonu beraberlik olur teorisini dogruluyan dizi. bakalim devami ne olacak.
pek tartışılan dizi..yav toplumu bozmasından falan geçtim. aklı başında insanlara bi bok olmaz ama cahil kısmı illa ki etkiler ona bakılırsa kurtlar vadisi de çok tartışılmıştı. etkilemeseydi o etkilemezdi. ama illa etkiliyo dostlarım. neyse efenim benim takıldığım nokta o değil. şimdi zamanında aslı deniz'i reddettiydi. yani en son teee deniz'in aslı'yı tam odaya götürecekken,aslı'nın babasının aklına gelmesi sonucu vermemişti.ondan sonra izlememiştim ben hiç. ama dün denizle mine arasındakiler "demek ki neymiş erkekler ne kadar severse sevsin, vermek isteyen kızı reddetmez" mesajı çıkıyor ki insanı şüphelere sokuyor.
kadının sesi vb. programlardan bihaber ahali tarafından turk halkının ahlaki yapısını bozmakla suclanan dizidir.
ne yani kimsenin kimseyi aldatmadıgı, kimsenin hata yapmadıgı bir dünyada mı yasıyoruz? yoksa diziler filmler bize herkesin mutlu oldugu hayali bir dünya anlatmak zorundalar mı?
dizidir bu a dostlar.. bir dizide, bir deniz oglan bir almancı barbiyle yattı diye, turk gencliği birbiriyle düşüp kalkamaya baslayacak değil ya rahat olun..
son bir iki günde hakkında girilen entryleri gördükten sonra, kanımca uludağ sözlük yazarlarının çoğunun takip ettiği, fakat hakkında entry girmek için deniz'in mineyi s.kmesini beklediği dizi.
canım arkadaşlarım ve kardeşime tıp fakültesi birinci sınıf öğrencisinin sıradan bir insandan ekstra bilebileceği tek şeyin anatomi dersinden öğrendiği latince kelimeler olabileceğinden ötürü kalp krizi geçiren bir kişiye müdahale edemeyeceğini anlatamayıp sinir olduğum dizidir. ama zaten baştaki hataları saysak uzar da gider. alt tarafı dizi diyip geçtiler onlar da. ama yahu alt tarafı dizi olsa da bu kadar gerzek yerine konulmaz ki seyirci. zaten ben bu senaristleri anlamlandıramıyorum bir türlü ya gerçekten gerçek hayattan bihaberler ya da bizimle dalga geçmeyi pek bi seviyorlar. mesela bıçak sırtında da güneş karakteri hukuk fakültesini bitirir bitirmez hoop avukat oluverdi hem de sanırsınız ki kırk yıllık avukat. dur bir yahu daha stajı var işi öğrenmesi var. yani işin içinde olmasam bir derece tamam belki olabilir diyeceğim de benim de dahil olduğum koskoca bir güruh* henüz tutunabilmiş değiliz yani hukukçuluk bağlamına.
neyse konuyu dağıtmadan daha fazlaca, son bölümüyle reyting kaygılarına iyice gömülüp saçmalamış bir dizi olmasından mütevellit baymaya başlamıştır. böyle devam etmesindir...
evet izledim yazıyorum. iyice birbirine girmiş dizi filmdir. ne yaptınız lan diziye? fena sayılmayan, nispeten eğlenceli, hataları olsa da izlenilebilecek bir diziydi, onu da içine kustuğum filmere çevirdiniz.
yatağa sokmasaydınız iyiydi.
deniz o kol gibi demirden sonra heralde ayağa kalkamaz,öyle bir harabede deniz'i kimse bulamaz, deniz'i o halde görüp aman boşver bakışı atan kapkaççı imana gelip yardıma koşamaz yani gebermesi mübahtır.yanlız görüntü ciddi anlamda kötüydü allah düşmanımın başına vermesin
not: kapkaççının bulunması, 2008 pekin'de * türkiye adına 400 metre engellide yarışması taraftarıyım (rakiplerini kazığa geçirmeden tabikide) .
