ömür boyu böyle kalacağını hissedersindir. seversin, seversin daha çok seversin.. sonu gelicek mi acaba diye merak edersin. ne zamana kadar kendime eziyet etmeye devam edebilirim, bünyem buna ne kadar dayanabilir diye düşünürsün. ama devam edersin kendine eziyet etmeye. kafanda büyütürsün, büyütürsün daha çok büyütürsün.. sen bile inanamazsın büyüklüğüne. saçma gelir görenlere, duyanlara, hissedenlere.. ama büyüktür.. tek kişilik yaşarsın, acı verir, çok acıtır yüreği, sevinemezsin bile böylesi bir duyguya.. yalnızsındır çünkü. bu büyük duyguyu tek başına omuzlamaya çalışırsın. gidebildiğin kadar gidersin meçhule doğru. yolun sonu var mı diye merak edersin. o eskimiş umutlarını alırsın yanına belki tekrar moda olur diye.. umudunun bile umudunu kaybetmişsindir artık. bilirsin çünkü bu yolda yalnızsındır. yükünü yarıya indiremeyeceksindir asla.. yürürsün, yürürsün daha çok yürürsün.. gözden kayboluncaya kadar.. işte şimdi özgürüm dersin. aslında kalbinin gizli labirentlerine saklamışsındır sadece. derine, daha derine, en derine.. bilincin unutsa da bilnçaltın bilmektedir gerçeği. o hala çok büyüktür, hiç saklanmamışçasına...
dilimde manasız kelimeler, beynimde binlerce birbirinden farklı düşünce toparlanamayan.. hayallerim yarım ve kırık.. ve ben seviyorum onu, o başkasını seviyor hem de delicesine.. tuhaftır onun o sevgisini de seviyorum sevdiğinden ölesiye nefret ederken.. belki sevgisini sevmem bir gün beni de öyle sever düşüncesi ama sevmeyecek biliyorum.. acı. can yakan acı. kalp yakan acı. beyin kemiren acı. karşılıksız sevmek...
sevilen kişi başkasını seviyorsa önceleri 'onun yerinde ben olmalıydım' düşüncesiyle sinir krizleri geçirmenize neden olan, zamanla bu ruh halinin, yerini sevilen kişinin mutluluğuyla mutlu olmaya bıraktığı durumdur, tuhaftır.
unutulması en zor olan aşktır ,trajedi düşkünü manyka insanların en fazla zevk aldıkları aşktır aslında
bu tip aşkın devamında platonik takılan taraf vazgeçer tam hayatı düzene girer, platoniği ben seni seviyorum hatta hep sevdim diyerek gelince bunalıma girer ,kaderine ne diyeceğini şaşırır. bunalıma girme artık beklediğin zaman geldi diye teselli edlir ancak duyguları eskisi kadar kuvvetli olmadığından hevesi kalmamıştır.
karşılıksız çek gibi değildir. elinde yazılanlarla kalmazsın sadece, alamadıkların sende mide sancıları yapmaz. mükemmeliyetini korur tabu gibi durur karşında nasıl sevdiğini bile farkedemezsin.
bir senet gibi protestolu ibaresi yoktur üzerinde, protestoda edemezsin bir senet gibi, onu kaydetmke için yevmiye defterine gerek yoktur yada ne bileyim mizan'a da gerek yoktur. sadece sevgininin alacak kısmına kaydedersin onu bazende borç kısmına kaydedersin ama kalbinde bir yerde mutlaka kayıtlıdır o.
divan edebiyatına göre aşkların en yücesi, en güzelidir. en yüce aşk kişinin sevdiğine ulaşma ihtimalinin olmadığı aşktır. ha günümüz aşklarına endekslersek doğru zamanda, doğru yerde, doğru kişi olursan karşılıksız aşk diye bir şey yoktur. sevdiğine sevgini söylemedikten sonra taşı sevmişsin ne fayda.
herkesin hayatında en az bir kere bi şekilde
yaşadıgı durumun adıdır.kadın sever, adamın
gönlü bi başkasındadır ,vs.vs. gibi senaryolar çıkar
karşımıza.tavsir etmekte zorlanıyorum en basite
indirgenmiş haliyle bi kaç cümle kuruyorum ki o an
imdadıma atilla ilhan yetişiyor, " üçüncü şahıs şiiri' yle;
--spoiler--
şimdi dişlerimi sıkıp
dudaklarıma kanamayı öğrettim
ki bu kızıl damlalar
körpe yanağında bir veda busesi olsun
bu da benden sana
heba edilmiş bir aşkın
son nefesi olsun ..
--spoiler--
yaşanabilinecek en can yakıcı olaylardan sadece biri.. senin hissettiklerini,hayal ettiklerini karşı tarafın hissedememe durumu.. çok çaba harcarsın,uğrunda ne acılar çekersin ama olmayınca olmaz işte sadece kalbinde kocaman bir sızı kalır sonunda ve sen kalabalıktaki yalnızlığınla hayatını sürdürmeye çalışırsın.. izi kalır mı? kesinlikle evet..
aslında karşılığı olsa aşk olur muydu diye sorgulamak gerekir. aşkın bir hastalık olduğunu var sayarsak, onu tümör olarak adledebiliriz. devamlı çoğalan kötü huylu bir tümör ve kesinlikle ameliyat olup kurtulsanız bile izi kalır. hiç bir zaman geçmez.
böyle lanet bir şeydir, lakin aynı zamanda insanı, aslında asıl insan yapan şeydir. *
aşk kişilere yapılan bir iyilik değildir. aşk, hayatından ödün vermektir. kişiliğinden ödün vermektir. bedeni ölümüne zorlamaktır. gerekirse kafayı üşütmektir. aşk, aşık olunan kişi için kendini hiçe saymaktır. bu yüzden karşılık alınamayan şey aşk değildir. hayatta karşılığını bağıra bağıra istemeniz gereken tek şey aşktır.