karşılıksız sevmek

entry552 galeri1
    223.
  1. 224.
  2. 225.
  3. en çok acıtan sevgi türü. yaşadığı her an size ihanet gibi gelse de sevmektir, yanarak, yıkılarak, tekrar tekrar kalkamayacağınızı bildiğiniz halde kendinizi yerlerden yerlere atarak.

    (bkz: karşılıksız aşk)
    1 ...
  4. 226.
  5. nedensiz sevmek desen tamamda. karşılıksızda hepten ne yaptın be abi. ferdi tayfurun hayatına döner hayatımız.
    0 ...
  6. 227.
  7. rakı şişesinde balık olup mangala yatırmaktır kendini.
    1 ...
  8. 228.
  9. evlat sevgisi yada hayvan sevgisi için söylenen sözdür ama yalandır.
    her anne baba çocuğunu sever ama karşılıksız değildir. anne- baba da evladından sevgi - ilgi bekler .çocuğundan göreceği sevgiye ihtiyacı vardır.

    aynı şey hayvan sevgisi için de geçerli. bir hayvanı seversiniz ama siz de ondan sevgi beklersiniz . size tepki versin sizi mutlu etsin istersiniz . sonuçta kendini memnun etmek için almışsındır o hayvanı . hayvan mutlu olsun diye değil.
    bencil işte isanoğlu . her şeyi kendi için yapar.

    eee nerde kaldı karşılıksız sevgi ?
    0 ...
  10. 229.
  11. kısaca aşk denilen olgudur.
    0 ...
  12. 230.
  13. Karşılıksız sevmek heyecandır, gerçek asktır.
    0 ...
  14. 231.
  15. Karşılıksız sevmek heyecandır,gerçek asktır. Aynı zamanda büyük bir düş kırıklığıdır.
    0 ...
  16. 232.
  17. dikkatsizce kül tablasında söndürülen sigaranın bir süre rahatsızlık verici dumanını uzaktan izlemek gibidir.
    1 ...
  18. 233.
  19. karşılıksız sanılsa da değildir. ne yazık ki hicran, gözyaşı doludur.
    0 ...
  20. 234.
  21. insanı yaralayandır, üzendir. çaresi yoktur, hastalık gibidir. unutulmaya çalışılır ama olmaz ki bi kere sevmişsinizdir. bakmaya kıyamazsınız. bi gün yolda en paspal halinizle görürsünüz, konuşurken belli etmezsiniz ama titrersiniz, titrersiniz. ayakta duramazsınız bir süre sonra neredeyse. sonra o gider, bir yer ararsınız oturacak. bütün gün o karşılaşmayı düşünüp aptalca sırıtırken bulursunuz kendinizi. farkedince hemen düşünmemeye çalışır, başka işlerle uğraşmaya çalışırsınız ama o rüyanızda bile sizi bulacaktır.
    1 ...
  22. 235.
  23. Gözlerin gözlerime değince
    Felaketim olurdu, ağlardım
    Beni sevmiyordun, bilirdim
    Bir sevdiğin vardı, duyardım
    Çöp gibi bir oğlan, ipince
    Hayırsızın biriydi fikrimce
    Ne vakit karşımda görsem
    Öldüreceğimden korkardım
    Felaketim olurdu, ağlardım
    Ne vakit Maçka'dan geçsem
    Limanda hep gemiler olurdu
    Ağaçlar kuş gibi gülerdi
    Sessizce bir cigara yakardın
    Parmaklarımın ucunu yakardın
    Kirpiklerini eğerdin, bakardın
    Üşürdüm, içim ürperirdi
    Felaketim olurdu, ağlardım
    Akşamlar bir roman gibi biterdi
    Jezabel kan içinde yatardı
    Limandan bir gemi giderdi
    Sen kalkıp ona giderdin
    Benzin mum gibi giderdin
    Sabaha kadar kalırdın
    Hayırsızın biriydi fikrimce
    Güldü mü cenazeye benzerdi
    Hele seni kollarına aldı mı
    Felaketim olurdu, ağlardım
    0 ...
  24. 236.
  25. tek bir yürekle iki kişiyi sevmektir. ACIYLA BÜYÜMEKTiR.hem acıyı hem de mutluluğu bir yaşama halidir aynı zamanda...
    insan bir tek sevdiğinden emin olabilir. karşısındakinin gerçek duygularından emin olması mümkün değildir zaten. aşkların en masumudur bu. kocaman bir yüreğe iki kişiyi yettirebilmektir.
    5 ...
  26. 237.
  27. bir özcan deniz şarkısıdır.
    evet, 'karşılıksız aşk' kavramına bu kadar kazmaca yaklaşmak istiyorum, mümkünse 'karşılıksız aşk' kavramı da bana bu kadar kazmaca yaklaşsın, hatta yaklaşmasın direk uzak dursun!
    0 ...
  28. 238.
  29. bu başlığı görünce dayanamayıp entry girmektir.
    1 ...
  30. 239.
  31. zor ama bir o kadar da masum olan aşktır.
    0 ...
  32. 240.
  33. uzaktan sevmek, o gülünce gülmek, o ağlayınca ağlamak, her göz göze geldinizde umutsuz olmanıza rağmen anlık bile olsa sana ait olduğunu hissedebilmek.
    2 ...
  34. 241.
  35. çok seviyorum..
    eğer bu çoğu limit bir kavrama çevirebilsek dünyanın bütün okyanuslarını doldularacak kadar su,
    bütün insanları öldürebilecek kadar zehir
    tüm evreni boyayacak kadar renk
    her şeyi örtebilecelek kadar koyu..
    en çok ne kadarsa o kadar işte..
    neyse,
    seviyorum ben şimdi, enteresan bir duygu tabi, içinde büyük bir his biz ona sevgi diyoruz diğer duygulardan ayırıyoruz ama ne olduğu da meçhul aslında..
    bu sevgi denen duygudan çok var içimde..
    onu görünce, ah ulan görünce.. yere düşer mi bir insan. yürüyemez mi? yok adım atamıyorum, kıpırdayamıyorum. bir kaç kere onu görünce yürümeyi denedim, arkadaşım tutmasaydı okulumun tarihine geçen bir öğrenci olacaktım...
    bu sevgi varya. ah ulan var işte.
    gitmiyor, bitmiyor.. yok hiç bir şey bitiremiyor bu sevgiyi.
    arada geçer gibi oluyor, diyorum ki, ah bitti işte, o ağlamalar sızlamalar bitti.
    sonra yine görüyorum. of! hala eriyormuşum ben ona, hala içim gidiyormuş, yüzüm dönüyormuş onu görünce..
    oynuyor yani adamla, dağıtıyor. geçti sanıyorsun, tamamdır hadi yeni ufukla.. diye cümleni bitiremeden bir yerlerden bir müzik sesi geliyor, ulan yine o aklında, yine gözünden gitmiyor.
    insan altmış yaşındaki halasını bile ona benzetir mi?
    sokakta gördüğüm kadınlardan -hatta adamlardan(!)- geçtim kaç yaşındaki halam bile ona benziyor sanki.
    gözleri yok mu gözleri.
    şimdi bu bokun ne olduğunu bilmeyenler yine başladı göz möz diye ekikiki, yapabilir.
    bende öyleydim be, ama o iş öyle değilmiş işte.
    gerçekten gözlerine bakmaya kıyamazmış insan, gerçekten gözler eritirmiş insanı yaşamak lazımmış abi.
    gözleri kahve lan, bildiğin türk halkının yüzde altmışbeşinde bulunan renk. hatta arkadaşlarıma göre pek güzel bir kahvede değilmiş..
    lan her gün gözleriyle uyanıyorum. gün ağarıyor açıyorum gözümü, oha! karşımda gözleri işte lan.
    ah..
    kendimi yırtsam yüzle çarpsam bine bölsem, ölsem yine de bir kere bile elini tutamam, sarılıp uyuyamam, gözlerine saatlerce bakamam.
    nasıl bir şey lan, ne biçim bir manyaklıktır bu, ne tuhaf bir hastalıktır.
    neden hiç bir şekilde geçmez, tam geçiyormuş gibi yapıp niye kanar..
    karşılıksız aşk ne tür bir işkencedir olm, çok acayipim lan, şu an bile bir yandan gülüp bir yandan ağlıyorum, babam öldüğünde ağlamamıştım, şimdi sokakta, metroda, evde her yerde ağlıyorum hamile gibi oldum.
    geçen gün reklamlarda kız "annem bana dedi ki ben onun her şeyiymişim, peki ben anneme ne aliyim?" dedi yarım saat ağladım lan...
    aşk, her türlü belanın daha fazlası her türlü acının daha yükseği, ölümün şahı, şahbazıymış..
    karşılıksız aşk ise..
    *
    4 ...
  36. 242.
  37. dünyanın en büyük yalanıdır. Aşkın karşılıksızı olmaz. Dünyada karşılıksız bir ilişki türü yoktur. Aslında insan karşısındakini deliler gibi sevdiğini düşündüğünde,gerçekte sevdiği kendisidir. Yani aslında insan kendinden başkasını sevmeyen egoist bir canlıdır. Bizi asıl mutlu eden o kişiyi sevmek değil,onu sevmekten dolayı mutlu hissetmektir.
    1 ...
  38. 243.
  39. platonik diye yanlış tanımlanan aşk çeşididir. Platonik aşk platondan gelir ve eşcinsel aşk anlamına gelmektedir.
    0 ...
  40. 244.
  41. "çocuk, üzerinde onlarca sigara söndürülmüş kül tablasına baktı ve uzun uzun düşündü.sevdiği kız gözlerinin önüne geldi. hani şu çok sevdiği ve aynı sevgiyi göremediği kız. çok seviyordu, belki de herşeyden çok.
    güzel bir kızdı, çok güzel bir kız.
    gözleri gecenin rengiydi. bakışları bir büyücünün sihirli değneği kadar sihirliydi. baştan çıkarıyor ve aptallaştırıyordu.
    yanakları yumuşacıktı.
    dudakları ihtirasın ateşleyicisiydi.
    elleri ufakcık ve narindi.
    çocuk, o ellere dokunmuştu birkaç kez. şans eseri dokunuşlardı bunlar. birşey olmuştu ve dokunabilmişti.
    lakin kız acı çekiyordu. onun da sevdiği bir çocuk vardı, çocuk da kızı seviyordu. inanılmaz bir birliktelik yaşamışlardı. bir gün ayrıldılar. kız, çocuğu aldatmıştı çünkü. seviyordu ama aldatmıştı; uzaktılar birbirlerine, mesafe sorun olmuştu. kız, ilk günlerde sakindi. hayatını rahat bir şekilde sürdürüyordu. günler geçti. kız, ağlamaya başladı. ağladı, ağladı, ağladı... ama kabullenemiyordu onu unutamadığını. başka çocuklarla birlikte olmayı denedi, denedi, denedi...ama her birlikteliği hüsranla sonuçlandı. unutamıyordu çünkü sevdiğini, inanılmaz bir birliktelik yaşadığı sevdiğini. ona geri dönmek istiyordu. ama sevdiği ona dönmek istemedi.
    kızın gözleri, elleri, dudakları birşeyler yaşamışlardı.
    çocuk, bir defa daha baktı onlarca sigara söndürülmüş kül tablasına ve "neden ben?" diye sitem etti hayata."
    bu öyküyü bana yazdıran aşktır.
    "vazgeçmeye çalış" diye zırvalar bazı insanlar, bu aşkı yaşayan kişiye. lakin saçmadır. "vazgeçmeye çalışmak" mümkün değildir. ya vazgeçersin, ya da vazgeçmezsin.
    ben halâ vazgeçemedim. vazgeçmeyi diliyorum.
    6 ...
  42. 245.
  43. Karşılıksız aşk

    Gecelerim uykusuz geçiyor
    Hayatım elimden kayıp gidiyor..
    Yalnızlığım beni bırakmıyor
    sen tutmuyorsun ellerimden..

    imkansızımdın,yalnızlığımdın
    Beni yaralayandın, içimi acıtandın..
    Yanılgımdın,yangınımdın
    Hafifçe esen poyrazımdın sen..

    Seni küçük bir kızın masumluluğuyla sevdim
    Öylesine saf,öylesine temiz..
    Ne çıkarımdın, ne de elde etmek istediğim
    Ben seni karşılıksız sevdim..

    Seni binlerce kez içimden terk ettim
    Olmadı, girdin yine içime sinsice..
    Sevdamı kalbime gömdüm dedim
    Yaktın beni yine en derinden..

    Ne senden öncesi vardı, ne de senden sonrası
    Bir tek sen vardın bir de yıldızlar vardı..
    Bana öylesi uzaktın ki,
    Yıldızları sen saydım teker teker..

    Biliyordum beni sevmeyişini
    Belki de kalbin doluydu..
    Bakamıyordun kimseye,sevemiyordun sende
    için acıyordu belki de..

    Ama vazgeçmedim senden
    Bir tek seni sevdim ben..
    Sana yandım,sana sevdalandım
    Karşılıksız sevdim seni ben..
    6 ...
  44. 246.
  45. karşılıksız aşka, karşılıklı aşktan daha çok güvenmek gerekir hakkında bildiğim tek şey.
    3 ...
  46. 247.
  47. evde suyun olmadığı bir zamanda bi kavonoz acı biberi ekmeğin arasına koyup yemek gibidir.
    4 ...
© 2025 uludağ sözlük