heyecan arayan erkektir. daha önce hiç dokunmadığın kadına dokunabilmek için hafif hafif yanına yaklaşıyosun, nefesini kadının tenine dokundurmaya çalışıyosun, kadın senin ne istediğinin kokusunu alıyor kendini toparlıyor fakat bu arada hep farklı şeylerden bahsediliyor. kadının parfüm kokusunu tam içinize kadar çektiğinizi görüyor. tam gözlerinin içine tutkuyla bakıldığını anlıyor. bu seferde bakışlarını kaçırıyor. o ara hala projeden bahsediyorsunuz. kadın nedense üstünü başını düzeltiyor ve kendini kontrol etmeye çalışıyor. o sıra içeri birisi giriyor. yeniden nefesler alınıyor içerdeki atmosfer dağılıyor. sonra hoşçakal deniyor.
süper kahramanlar da böyledir. kadının biri asit kazanına falan düşse de kurtarsak diye fellik fellik gezerler gökyüzünde, biri düşünce şahin gibi dalışa geçerler. dikkat ederseniz hemen her süper kahramanlı filmde kahramanın, kadını orasını burasını tutarak kurtarmışlığı vardır.
hayvanlıkla insanlık arasında ince bi çizgi vardır, iç güdülere hükmetmekle belirlenir insan veya hayvan olmak bu kadar kolayca ayırtediliverir işte, eline sahip olamayan hiç bir yerine sahip olamaz ki bu apayrı bir tartışma konusudur, belki de dokunarak öğreniyordur, belki belki de kördür. karşıdakini eline götüne sahip olamayan bi abazan olarak düşünmeyince ne güzel şeyler çıktı bak hele salağa helee.
lise öğrencisi olup son dersten çıkarken sınıf kapısı önünde pozisyon alıp yoğunluktan yararlanarak karşı cinsi olan kızları ellemek ne kelime düpedüz avuçlayan, mıncıklayan ve hatta kucaklayan erkektir.
karşı cinse biraz daha sokulmak isteyen ve bu uğurda stratejik planlar yapan sapık erkektir. hatun kişisine ''şuranda kıl var, buranda yün var'' diyerek sokuldukça sokulur. yeteri kadar yakınlaştığında ise emellerine alet eder.