eğer seksi bulduğum biriyse direk ayna karşısına geçerim. mesela bizim mahalledeki 27 lik seksi dulun bedenine girseydim direk bir ayna ve tuvalet arardım. sonra da kendime patlıcan sokardım.
''iki cinsiyet arasında ki tek fark görünüş (fiziksel) farklarıdır'' teorimi iki cinsiyeti denemiş olarak kanıtlamış olurdum.
aynı zamanda kızların neden aşk ve benzeri topluma faydası olmayan konuları ile ilgileniyor düşüncesine kızlaar içerisine karışmış erkek emekçisi olarak bilgi toplardım.
sonra tekrar erkek olurdu. (nasıl kız olduğumu merak etmeden nasıl tekrar erkek olacağını düşünen harika bir insanım)
bir restoranın veya avm'nin kadınlar tuvaletine girer ve saatlerce yalandan oyalanırdım. iş yapıyormuş gibi gözükmek için sürekli makyajımı silip silip tazelerdim. çok merak ediyorum orada neler dönüyor diye. ne konuşuluyor? neler yapılıyor? tuvaletten çıkarken neden sırıtıyorlar bunu merak ediyorum. pms evresini de tecrübe etmek isterdim. tv karşısında çikolata yiyip, yerde gezen karıncaya "sen niye yerlerde sürünüyosun yhaaa" deyip, ağlamak isterdim. sürekli kendi omuzumu öperdim.
yatakta yapılan kız dedikodularının nasıl olduğunu da merak etmişimdir hep. bu yüzden pandalı, çilekli pijamalar giyip, kankiştolarımın evine giderdim. 123213 kız tek bir yatakta bağdaş kurmuş vaziyette dedikodu yaparken gaza gelmemeye çalışırdım. insanların gıyabında neler konuşuluyor bunları dinlerdim. içlerinden biriyle sevişmişsem eğer sorardım "noro lim asfaloth nasıldı kız?" diye. itin götüne sokarsa saçını başını yolardım. överse de yastıkla kafasına hafifçe vurup "hayvansıınnnn" diye tepki verirdim.
gelelim en çok yapmak istediğim şeye;
erkeklerin yanında oje sürmek. evet, oje sürmek. şimdi "ne var bunda?" diyenleriniz olacaktır ama olay o kadar basit değil kuzularım. işin bir de asetonu var. sürdüğüm ojeyi er kişilere gösterdikten sonra "beğenmedim ben bunu pufffss" der ve aseton bombasını devreye sokardım. ortamı leş gibi kokuturdum. rahatsız olmalarına rağmen çok datluş olduğum için ses edemeyişlerini izlerdim. onların yanında da omuzumu öperdim. son olarak, kukuma çaktırmadan bakış atıp; "my preciiiooussssss" derdim.
