o kadar mütevazi bir kadro ile yapılmış, türk sinemasında ilk 10'da sayabileceğim en iyi yapıtlardandır. konusu, oyunculuğu kusursuz sayılabilir ve tekrar tekrar sıkılmadan izlenir.
yönetmeni ahmet uluçay'a bol bol rahmet okutturan harika bir film. tekrar tekrar izlenebilen ender filmlerden. oyuncuların performanslarına diyecek söz yok zaten. tertemiz insanlar, tertemiz bir hikaye.
içimizden biri gibiydiler anadolu ege karadeniz marmara hepsi vardı. *
izlerken çocukluğum aklıma geldi.filmin ne zorluklarla çekildiği bilinsin.ve buna rağmen o kadar doğal bir film ki.oyunculuklarda güzel.
bu filme taş patlasa bu günün parası ile yüz bin tl harcamışlardır. filmde profösyonel oyuncu yok. kamera dijital kamera. plato yok doğal mekanda çekilmiş. ama film ilk dakikadan sizi içine alıyor ve film bitene kadar bırakmıyor. sadece yirmi dakika falan sarkıtmışlar filmi. daha kısa olabilirdi. şimdi size sesleniyorum ey goranın, maskeli beşlerin yönetmenleri size sesleniyorum mahsun kırmızıgül ve tayfun güneyer, size seleniyorum sinema patronları açın izleyinde sanat nasıl yapılırmış öğrenin.
hayata küstüğüm demlerden biriydi...
kapandığım evde, hasbelkader elime geçmiş bir filmdi. perdeleri örtük, sigara dumanı altında kalmış sessiz bir odada, neredeyse yirmi dört saat boyunca - tekrar tekrar - izlediğim filmdi. yer yer toplumsal meselelere değinen film, garip bir aşkı ve iki delikanlının sinema tutkusunu konu ediniyordu. filmin aktığı bu mecralar beni bana anlattığı için midir, yoksa bozkırdan gelen bir esinti ile beni ferahlattığı için midir bilmem ama, filmi tekrar tekrar izlemekte hiç üşenmemiştim..
başarılı bir filmdi.
hayatını kaybetmiş yönetmen ahmet uluçay'a saygı ve şükranlarımı yolluyorum. toprağı bol olsun. Rahmete gark olsun.
bir garip hikaye koydu ortaya ve çekip gitti...
ben zaten bozkır ruhluyum. kendilerini öyle tanımlamasalar da, benim gibi milyonlar vardır.
oğuz atay'ın tutunamayanlarına kardeş, biz bozkır ruhlular, senin bu eserinde, ruhumuzun atlasında dolaşıp durduk.
emeğin yerde kalmasın üstad.
Samimiyet ve kurgunun usta ellerde harmanlanmasıyla ortaya koyulmuş Türk filmidir. Tek bir anında dahi Ahmet Uluçay' ın samimiyetinden şüphe etmedim. Bildiğimiz samimiyet, bizden bir şeyler var o filmde. ' Saniyede 24 kare geçiriyoruz ama resimler yine de gımıldamıyor dideeee. ' repliği hala hafızama kazınmış durumda.
bok gibi bir filmdir. tamam film zor şartlar altında yapılmıştır anlarım ama zaten beğenmediğim yanı çekim kalitesi,açıları vs değil senaryodur.
günümüzün modası da bu amk. bi bok anlaşılmasa bile sırf entel olmak için bu tür filmler izlenilir, övüldükçe övülür göklere çıkarılır.sanki sanattan anlarmış gibi muazzam bir film, bir başyapıt cart curt. bu mudur yani? sikik sikik ifadeler bütünü.
ahmet Uluçay'ın hem yönetip hem oynadığı pek güzel pek hoş film.
filmde oyuncular, her şey çok güzeldi. sadece gımıldakçı recep ve mehmet'in deli ömerle filmin başlarında girdikleri ahırımsı yer biraz tırstırttı. ha, bir de nihal'in ceviz yediği sahne. onun dışında, çok beğendim.
defalarca izlenilse de sıkılınmayacağını düşünüyorum bu filmden.