bir beşiktaşlı olarak istifasına inanılmaz derecede üzüldüğüm, galatasaray'ın eski teknik direktörü. ne güzel saçma sapan işler yapıyordu, içimde bir umut vardı o yüzden. şimdi galatasaray'ın başına fm'den azbuçuk anlayan herhangi birisi gelse bu takım iş yapar. ooof of..
taze başkanı her fırsatta "şampiyonuz" açıklaması yaparken, ligin bitmesine 3-5 hafta kala teknik direktörsüz kalan bir takımın eski teknik direktörüdür.
gün itibariyle beklenen istifasını vermiş ve yönetim tarafından kabul edilmiş, servet çetin'i orta sahada, hasan şaş'ı sağ bekte oynatıcısı.
yönetim giderken ahmet akcan'ı da yanına paket edip vermiştir.
hayırlı olsundur.
galatasaray taraftarının kalp krizinden gitme korkularına, en azından galatasaray'ın başındayken, son vermiş insandır. bakalım adnan polat şimdi kimi getirecektir takımın başına. kendisi huzurevinde harıl harıl antrenör arıyormuş son duyumlara göre.
-servet, serveet.
+buyrun hocam.
-oo, sen boylu posluymu$sun. bizim rummenige gibi. o da elimde buyumu$tu, anlatmi$ miydim? ohm. ya ben seni niye cagirmi$tim?
+niye hocam?
-ha, hatirladim. sende yeni bir muller goruyorum. evet, evet.. o da elimde buyudu.. her neyse, yeni muller sensin servet. sende o i$igi goruyorum.
+$ey hocam, haklisinizdir ama...
-bu arada mirsat nereye gitti? mirsat, mirsat'i getirin bana. papin mustafa'yi da getirin. dast ist gelbe!*
m. topal: lan servet ne geziyon yanımda?
aykut: abi bir ara gel de su kaleye de el at ya.
hakan sükür: servet artık yaslandım kafa toplarına iyi yükselemiyom, ara sıra gel de benim yerime yüksel be.
lincoln: lan servet her pozisyonda dusup butun sahayı paspaslıyom; yardım et lan.
emre güngör: abi sensiz buralar cekilmez oldu.
malzemeci: abi her işi ben yapıyom ya, ortalık malı olmussun; her işi yaparım, ben işciyim diyormussun, bir yardımcı oluver bana.
gaziantep macında akıl almaz taktiği sonucu bu diyalogların gerceklesmesine sebebiyet verebilen bir antrenör.
servet'i ön libero oynatmasıyla zaten hem galatasaray'ı hem kendisini bitirmiştir. bu da yetmedi oyundan mehmet topal'la song'u aldı. kim en çok mücadele ediyorsa kalli onları oyundan çıkarıyor, gerçekten biri kalli'nin ne yapmak istediğini anlıyorsa açıklasın artık.
sarı kırmızı renklere gönül veren herkesin sezon bitimini dört gözle beklemelerinin nedenlerinden en büyüğü.
bir gün ak dediğine öbürsü gün kara demesi, sabri'den bir sağ bek yaratması, kıçından uydurduğu bir disiplin lafıyla tüm takımı küstürmesi, her maç kimi nerede oynatacağının belli olmaması, sistem adına sadece kendi kafasından bir şeyler kurup izleyenin bir bok anlamadığı dizilişlerle oyuncuları sahaya sürmesi, barusso'yu aldırıp yedek kulübesinde demirbaş olarak kullanması, aynı adamın sezon başında necati'yi emre âşık'ı göndermesi, kısaca her hafta kanser eden uygulamaların sâhibi.
sezon sonunda alt yapının başına geçip orada ömrünü tamamlayacağı ve florya metin oktay tesislerine gömüleceği söylentiler arasında...
galatasaraylıların, almanlar yenilince biz de yenilmis sayildik diyerek sık sık mağlubiyetlerinin baş mimarı olarak gördükleri yaşlı amca. haksız sayılmazlar zira fatih terim' in oyuncuların gözlerinde gördüğü ışıltının binde birini bu adam görseydi galatasaray en azından puan tablosunda bugünkünden daha üst sıralarda bir yerlerdeydi.
30 mart 2008 galatasaray gaziantepspor macinda sabri sarıoğlu ve hakan şükür'ü takıma neredeyse hiç katkı yapmamalarına rağmen oyundan almamakla büyük hata yapmış ve artık galatasarayda miadını doldurmuş olan teknik adam. shabani nonda isimli yeteneği harcamaya çalışması bir yana; maç içerisinde kaleci aykut hariç hemen hemen her oyuncu kalli sayesinde esas oynamaları gereken mevkilerin dışında oynadılar. ümit karan sağ kanat ve orta sahada, servet ön liberoda, emre sağ bekte oynamış ayhan ise adeta sahada turist gibi dolaşmıştır.
ilk geldiğinde takımdan orhan ak ve cihan haspolatlıyı keserek bizlere birazcık umut veren kalli, sanırım gerek son haftalara girmiş olmanın getirdiği yoğun heyecan, gerekse de linderoth, arda ve uğur uçar'ın şanssız sakatlıkları nedeniyle kurmak istediği sistemi bir türlü tutturamamıştır. gelecek sezon takımın başına getirilecek teknik direktör konusunda neden kendisine tam yetki verilmiş anlamak mümkün değil. özhan canaydın yönetiminin bir nevi devamı sayılan adnan polat yönetiminin takımı rezil etmek için daha neler yapacağı merak edilmektedir. ellerinde mircea lucescuyu takımın başına getirmek gibi bir imkanları olduğu halde bu seçeneği kullanmaya yanaşmayan yönetim büyük bir hata yapacaktır.
karl-heinz feldkamp silah zoruyla mı bu takımın başında? yok öyle değilse, galatasaray yönetimi, başkanından dibine kadar, dünya üzerindeki en ne yaptığını bilmeyen, en beceriksiz, en aciz yönetimidir.
hasan şaş'ı sağ bek oynattı, barusso alındı tanımıyorum ama sağ bekte deneyeceğim dedi(wikipedia ya gir yaz adam için ön libero diyor ya da tanımadığın adamı niye aldırıyorsun,nerede kaldı senin otoriterliğin, disiplinin ?), en kritik maçlarda sudan sebeplerle takımın kilit ya da formda oyuncularını kadro dışı bıraktı, sabri'yi kadro dışı bıraktı tükürdüğünü geri yaladı 5,6 maçtır takımın bankosu oldu sabri(disiplin denilen kıçımın kenarı oldu bu esnada), stoper istedi emre alındı,sağ bek oynattı, ön libero oynattı; servet'i geçen hafta sol açık oynattı,santrafor oynattı(ahmet akcan takımın başındaydı da,yemişim onun takımda başlığını),servet bugün orta saha oynadı,yarın kim bilir kimler nerede oynacayak.takımın başında çıkmadığı maçlarda işin bir başka ekstra vahim yönü.ama taraftarlarının canını dişine takarak aldığı biletlerin,kombinelerin,digiturk üyeliklerinin,atkıların,formaların,duyulan heyecanların, atan kalp atışlarının, stresin karşılığı bu mu?
70 küsür yaşında bir adam geliyor. maddi manevi tüm duyguların içine ediyor. ayıptır, yazıktır, günahtır.
türkiye 2.liglerinden,3.liglerinden(güvenç kurtar'ları, yılmaz vural'ları, abdullah avcı'ları, mustafa denizli'leri,onu bunu geçtim)herhangi bir antrenörlük diploması olan şahsı takımın başına getirsen, koysan, galatasaray takımı en kötü bu durumda olurdu.
can çobanoğlu'na göre bir daha türkiye'ye dönmeyecek olan teknik adam.rahatsızlığının oldukça ciddi olduğunu belirten çobanoğlu bunun bir duyumdan ibaret olduğunu söylese de "eski kulağı delik"lerden biri olması sebebiyle iddaasının gerçek olma olasılığı oldukça yüksek.
