kötü şöhreti ve bet sesi yüzünden çocukken hazzedilmeyen ama crow izlendikten sonra zati alilerine hayran kalınan hayvancağızdır. çok kinci olduklarını da duymuşluğum vardır.
kafana simitçi tepsisi koymazsan seni mahvederim. eğer bir daha deep'e bulaşırsan seni dilenci sümüğü gibi duvara yapıştırırım. akıllı ol akıllı. yaşını başını almışsın. kızdırma beni. *
Kadıköy de bulunan cafe,bar ve sanat evi...Lise ve üniversite zamanlarında çok
çok gidilen ve oldukçada keyif alınan,kışın soğuk yazında serin olan,hatırladığım kadarıyla sırtından hamileymiş gibi duran Notre Dame ın kamburuna benzeyen bi kedisi olan,bolca Jay Jay Johanson dinlediğim bulutlu ama güzel mekan.
kafasına bere koyması gereken yazar... zira istanbul bugünlerde oldukça soğuk, üşütürsün mazallah... bir daha olmazsa olmaz nickler düşünmemesi gerekir, düşünürse eğer ben de seni düşünürüm hem de gece rüyam da... akıllı ol akıllı kal zira istanbul da yaşamak akıl ister... yoksa yaşına başına aldırmadan yok eder bu istanbul seni, fena halde leman yapar haberin olsun...
not: evet bu bir uyarı ve uyarımı dikkate al yoksa ceza keserim ödeyemezsin...
not2: ayrıca zirveye gel de hesaplaşalım, sana bir borcum vardı da hatırladım birden... :)
not3: ama şimdi bunun bir anlamı kalmadı ki... neyse birazdan silerim...
kimsenin ne yapması gerektiğini söylemesine gerek olmayacak kadar sözlükte bulunan birçok insandan ben de dahil olmak üzere olgun ve aklı başında insan.
ayrıca ortamın neşe kaynağıdır. velhasıl adam olmadan cin çarpmaya çalışan varsa bence dikkatli olsun derim.
son bir not: evet, karganın yalakasıyım var mı bir sorun?
ortama girmeden iğrenilip iğrenilmiyeceğini çok iyi bilebilen bir kuş cinsi.. kuşlar önce ortama girer ve bakar, ondan sonra da iğrendim veya iğrenmedim der. bunun tersi olursa önyargı olur. bu kuşumuzda o şekil yapmıştır. girmiş, bakmış ve iğrenmiştir. haa hatası(!) dile getirmesidir. eee onu da kargalığına sayacaksın.
insanda şaşkınlık yaratacak kadar zeki bir kuş türüdür.. çok uzun yıllar yaşadığı bilinmektedir (ki yanlış hatırlamıyorsam bir belgeselde izlediğim kadarıyla 400 yıl yaşayanları dahi mevcuttur).
asil bir duruşa sahiptirler ve bacakları oldukça güzeldir... durağan pozisyonda incelendiğinde farkedilecektir.
ve o meşhur sesleri şehir efsanesinden öte geçemeyecek kadar ritmiktir..
zeka ise zeka güzellik ise güzellik, aşık olunası bir kuş çeşididir herşeyiyle.
Et yiyen yazar. daha önce de yazdığı gibi hapır hupur yer. kemiğini sıyırır. Hatta tavuğun kıkırdağını bilem katır kutur mideye indirir. Lakin bu yazar kurban ın keslmesine değil, bu şekilde kesilmesine (günümüzdeki) karşıdır. Nasıl ki, 40 yaşındaki adamın 11 yaşındaki kızla evlenmesine karşıdır. (bilindiği üzre islamda 9 yaşındaki kız 12 yaşındaki erkek evlenip, gerdeğe girebilir.) aynı şekilde toplumda statü haline getirilmiş, uygun şekilde icra edilemeyen, çoluk çocuğun önünde kan dökmeden zevk alan vahşi görüntüsü verilmesine karşıdır.
Aradaki farkı anlayabilen bana hak verecektir. Kurban bayramı aslında kurban kesildiği için değil, hac farizesi yerine getirildiği içindir. Bu benim şahsigörüşüm tabi. isteyen katılır istemeyen katılmamak da sonuna kadar özgürdür. Herkesin görüşüne saygı duyarım. Görüşünden dolayı yobaz demeyeceğim gibi, ben de ateist olarak namlandırılmaktan hazetmem...
Şu an kurban bir moda. Gün gelip, geçecek bir moda. O zaman herkesle aynı görüşte olacağız ama, o zamana kadar hakaret edilmesine karşıyım. Kurban a verilecek para ile fakir fukaraya yardım etsek çok daha iyi olmaz mı?
Deniyorki etleri biz fakire de veriyoruz. Öncelikle çoğunluğn böyle yaptığına inanmıyorum. Genellikle bunlar bize verdi onlarada verelim.ıyy sırf yap bu biz de kemiklisinden verelim (gerzekler etin en güzel kısmı aslında) gbi ceryan etmektedir. nereden mi biliyorum. 36 yaşında olmam sebebiyle bu ilerin içerisinde bulunmuş biri olarak biliyorum. Kurban kestirmiş biri olarak biliyorum (ehil kasapta ve temiz yerde). Yani konuştuklarımı yaşadığım için bilerek söylüyorum.
Neyse şunu diyecektim. parasal olarak yardım etsek, yahut ayni olarak, o zaman daha iyi olmaz mı? Kurban eti 2 gün yenir biter, onun karşılığı pirinç, un, yağ, makarna daha uzun süre yenir. Böyle bir yardımın aynı zamanda kansız olması çok daha faydalı değl mi? Dünya globalleşirken hangi görüntüyü tercih edersiniz.
Ben kendi adıma kansız yöntemi tercih ederim. Birincinin sevabı daha fazladır diye bir şey yok.
Yeri gelmişken Deniz feneri gibi programların yardımı teşvik için faydalı olduğuna inanmakla beraber, yapılan yardımların gizli olmasını savunuyorum. Kişilerin yüzlerini göstermek de bence çok yanlış. Bu arada ağaç dikmek, vergi kaçırmamak da bence önemli şeyler. Yni sen işçinin sigortasını yatırma. Devlete verigini verme ama, iki tane tosun kes. Ne anladım ben bu işten?